
Girişimin öncüsü olan mühendis Ahmet Kaya, drone’u geliştirme sürecinde tarımda karşılaşılan temel sorunları belirleyerek yola çıktıklarını belirtiyor. Toprak verimliliği, zararlı haşere kontrolü ve bitki sağlığı gibi kritik konularda çiftçilerin doğru bilgilere ulaşması gerektiğine dikkat çeken Kaya, yeni nesil tarım ekipmanlarının bu alanlarda çiftçilere rehberlik edebileceğine inanıyor.
Bu yenilikçi drone’un en dikkat çekici özelliği, yapay zeka algoritmaları sayesinde toplanan verileri analiz ederek akıllı öneriler sunabilmesi. Üzerindeki sensörler ve kameralar sayesinde ekinlerin durumunu düzenli olarak izleyen drone, tespit ettiği problemleri anında raporluyor ve çözüm önerilerinde bulunuyor. Örneğin, bitkilerin hangi noktalarında hastalık belirtisi olduğunu belirleyebiliyor ya da sulama açısından eksik kalan bölgeleri işaret edebiliyor. Girişim, bu sistemi geliştirirken Türkiye’nin farklı bölgelerindeki tarla koşullarını kapsayan büyük bir veri çalışması gerçekleştirdi.
Bir diğer önemli avantajı ise maliyet etkinliği. Geliştirilen bu drone, geleneksel tarım yöntemlerine göre daha düşük su ve gübre kullanımını mümkün kılıyor. Bununla birlikte kullanım kolaylığı sağlayan mobil uygulama desteğiyle, çiftçiler sadece birkaç dokunuşla drone’u yönetebiliyor ve sonuçları doğrudan telefonları üzerinden görebiliyor.
2025 yılındaki etkileyici performansıyla bu drone sadece Türkiye’de değil, aynı zamanda Avrupa ve Orta Doğu’daki tarım sektöründe de ilgi uyandırmış durumda. Ahmet Kaya liderliğindeki ekip, gelecek planlarında daha gelişmiş otonom özellikler üzerinde çalışmayı ve ürünlerini daha geniş bir pazar alanına sunmayı amaçlıyor. Ayrıca, karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen projeleriyle çevresel sürdürülebilirliğe de katkıda bulunmayı hedefliyorlar.
(Ramazan Gültaş)