
Uzmanlar, bu artışın ardında maddi sıkıntılar, işsizlik, eğitim stresleri, sosyal izolasyon ve psikolojik destek mekanizmalarına erişim eksikliği gibi faktörler olduğunu belirtiyor. Araştırmacılar, ekonomik koşullardaki belirsizlik ve gençlerin geleceğe dair kaygılarının bu olumsuz tablonun oluşumunda önemli rol oynadığını ifade etti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2022 yılında 18-30 yaş arasındaki 1.200’den fazla erkek hayatına son verdi. Bu oran, geçen yıllara kıyasla belirgin bir artışı işaret ederken, kategori bazında incelendiğinde, özellikle işsizlik yüzünden bunalıma giren bireylerde yoğunlaşıyor. Eğitim hayatında olan ya da hak ettikleri kariyer fırsatlarına ulaşamayan gençlerin de risk grubunda oldukları vurgulanıyor.
Psikoloji uzmanları ise intiharların sadece bireysel sorunlarla sınırlı kalmadığına dikkat çekerek, bunun toplumsal bir yara olduğunun altını çizdi. Uzmanlara göre, intiharı önlemek için sosyal politikaların güçlendirilmesi gerektiği gibi, gençlere yönelik psikolojik destek hizmetlerinin erişilebilir hale getirilmesi elzem.
Araştırma ayrıca intihar oranlarının sadece genç erkeklerle sınırlı olmadığını, kadınlar ve diğer yaş gruplarında da bir artış trendinin olduğunu gösteriyor. Ancak kadınların yardım talep etme oranlarının daha yüksek olması nedeniyle verilere yansıyan ölüm sayılarının genç erkeklere kıyasla daha düşük olduğu belirtiliyor.
Hükümet ve sivil toplum kuruluşlarının konuya yönelik harekete geçmesi gerektiğini belirten uzmanlar, önleyici girişimlerin hayata geçirilmesi konusunda çağrı yapıyor. Özellikle okullarda verilen rehberlik hizmetlerinin artırılması, ekonomik teşviklerin geliştirilmesi ve toplumda farkındalığın yükseltilmesi kritik önem taşıyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)