Organik ürünlere dünya genelinde artan talep, Türkiye’nin ihracat potansiyelini her geçen gün daha fazla öne çıkarıyor. Tarım sektöründe organik üretimin hacmini artırmaya yönelik çalışmalar, hem üreticiler hem de ihracatçılar için yeni fırsat kapıları aralıyor. Araştırmalara göre Türkiye, organik üretim alanındaki çeşitliliği ve kaliteli ürünleriyle uluslararası pazarda dikkat çeken ülkelerden biri haline gelmiş durumda.
Geçtiğimiz yıl yapılan bir araştırmaya göre, organik ürün ihracatında en yüksek talep Avrupa Birliği ülkelerinden gelirken, ABD ve Asya ülkeleri de Türkiye'nin ürünlerine yoğun ilgi gösteriyor. Özellikle organik kuru meyve, zeytin ve zeytinyağı, sertifikalı tahıl ürünleri gibi mallar, bu pazarlarda oldukça popüler hale geldi. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin verilerine göre 2024 yılında organik ürün ihracatında %18’lik bir artış yaşandı ve toplam ihracat geliri yüzde 25 milyar doları aştı.
Uzmanlar, bu başarıda organik tarımın sürdürülebilirliği ve hükümet teşviklerinin kilit rol oynadığını vurguluyor. Türkiye’de organik üretim yapan çiftçilerin sertifikalandırma sürecine erişiminin kolaylaştırılması ve bu alandaki eğitim programlarının yaygınlaştırılması, sektörün büyümesini destekleyen faktörlerin başında geliyor. Ayrıca coğrafi konumun avantajları nedeniyle Türkiye, dünyanın dört bir yanından gelen talepleri karşılama konusunda güçlü bir lojistik altyapıya sahip.
Ancak organik tarım ve ihracat alanında sürdürülebilir büyüme için uzun vadeli planlamalara ihtiyaç duyuluyor. Uzmanlara göre, özellikle iklim değişikliklerinden kaynaklanan riskler ve üretim maliyetlerinin yükselmesi sektörü tehdit edebilir. Bu bağlamda, çiftçilerin organik üretime yönelik daha güçlü teşviklerle desteklenmesi ve çevresel risklere karşı uyum sağlamayı hedefleyen stratejilerin oluşturulması kritik önem taşıyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)