
Araştırma bulgularına göre, Türkiye'de antidepresan reçetelerinin sayısı son on yılda iki katına çıktı. Konuyla ilgili uzmanlar, bu artışın yalnızca bireylerin psikolojik sorunlarıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda toplumsal düzeydeki stres, ekonomik sıkıntılar ve sosyal baskılar gibi faktörlerden de kaynaklandığını belirtiyor. Özellikle pandeminin ardından birçok insanın sosyal izolasyon, belirsizlik ve ekonomik zorluklarla baş ederken psikolojik yardım arayışına yöneldiği vurgulanıyor.
Uzman Psikologlar, bu durumu değerlendirerek, antidepresan kullanımındaki artışın hem olumlu hem de olumsuz yönlerinin bulunduğunu ifade ediyor: Bu artış bir yandan bireylerin yardım alma konusundaki farkındalık seviyesinin yükseldiğini gösteriyor. Ancak diğer yandan, ilaçların bazen terapi ya da diğer destekleyici yöntemler yerine tek başına kullanılması, uzun vadeli çözümler üretemeyebilir.
Bununla birlikte, Sağlık Bakanlığı ve ilgili kurumlar, halkın ruh sağlığı konusunda bilinçlendirilmesi ve psikolojik desteğin daha ulaşılabilir hale getirilmesi adına çeşitli projeler üzerinde çalışıyor. Uzmanlar ise bu konuda eğitim kurumlarından iş yerlerine kadar geniş çaplı bir bilinçlendirme çalışması yapılması gerektiğini savunuyor.
OECD'nin verileri, aslında yalnızca Türkiye'deki tabloyu değil, küresel boyuttaki ruh sağlığı sıkıntılarının da giderek büyüdüğünü gözler önüne seriyor. Dünya genelinde artan ekonomik eşitsizlikler, pandemi sonrası etkiler ve teknolojik gelişmelerin tetiklediği yeni sorunlar, modern bireylerin psikolojik yükünü daha da artırıyor.
(Özkan Güngörmez)