Türkiye, uzay çalışmalarında stratejik adımlar atarak küresel uzay ekonomisinde daha güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyor. Son yıllarda artan yatırımlar ve teknolojik ilerlemeler, ülkenin uzay sanayisinde yeni bir çağ başlatmasına olanak tanıyor. Türkiye Uzay Ajansı'nın (TUA) öncülüğünde yürütülen projeler, hem ulusal hem de uluslararası alanda dikkat çekiyor.
2021 yılında açıklanan Milli Uzay Programı, Türkiye'nin uzay ekonomisindeki yol haritasını belirledi. Bu program, uydu üretiminden uzay madenciliğine, Ay görevlerinden uluslararası işbirliklerine kadar birçok kritik hedefi içeriyor. 2024 yılında Türkiye, Türksat 6A uydusunu fırlatarak tamamen yerli imkanlarla geliştirilen ilk haberleşme uydusunu uzaya göndermeye hazırlanıyor.
Morgan Stanley'in 2023 yılı raporuna göre, küresel uzay ekonomisi 2040 yılına kadar 1 trilyon doları aşacak. Türkiye'nin bu sektördeki yatırımları, ekonomik büyüme ve istihdam yaratma açısından büyük bir potansiyel taşıyor.
OECD tarafından hazırlanan bir başka rapor ise, uydu üretimi ve uzay tabanlı hizmetlerin, gelişmekte olan ülkeler için ekonomik kalkınma fırsatları sunduğunu vurguluyor. Türkiye'nin uydu ve roket teknolojilerinde yaptığı yatırımlar, bu fırsatlardan yararlanmasını mümkün kılıyor.
Kritik Alanlar ve Teknolojik Atılımlar
Türkiye, Türksat 6A ve İMECE gibi yerli uydularla haberleşme ve gözlem alanlarında rekabet gücünü artırıyor.
Ay görevi kapsamında, Türkiye'nin uzay madenciliği konusundaki potansiyel kaynaklara erişimi artırma hedefi bulunuyor.
Türkiye’nin uzay ekonomisindeki büyüme hedefleri arasında uzay turizmine yönelik altyapı geliştirme çalışmaları da yer alıyor.
TÜBİTAK ve ROKETSAN iş birliğiyle geliştirilen mikro uydu fırlatma sistemleri, küresel pazarda yer bulmayı amaçlıyor.
Türkiye, uzay ekonomisinde güçlenmek için uluslararası işbirliklerine de önem veriyor.
2024'te, Türkiye Uzay Ajansı, Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ile ortak projeler geliştirmeye başladı.
Çin ve Japonya ile uzay teknolojileri üzerine işbirliği anlaşmaları imzalandı.
NASA ile veri paylaşımı ve eğitim alanlarında ortak çalışmalar yürütülüyor.
Türkiye'nin uzay ekonomisindeki atılımları, yalnızca teknolojik gelişmeyi değil, aynı zamanda ekonomik büyümeyi ve istihdamı da tetikliyor.
Uzay sanayisindeki yatırımların, 2030 yılına kadar 10.000 kişilik yeni istihdam yaratması bekleniyor.
Uzay tabanlı tarım ve iklim gözlem sistemlerinin, sürdürülebilirlik projelerine katkı sağlaması öngörülüyor.
(Özkan Güngörmez)