
Uzmanların yapmış olduğu son araştırmalar, akıllı oyuncaklar pazarındaki büyümenin oldukça çarpıcı olduğunu gösteriyor. Araştırmalara göre 2020'li yılların başında küresel oyuncak pazarında %10’dan az bir paya sahip olan YZ destekli oyuncaklar, 2025 itibarıyla %30’un üzerine çıkmış durumda. Sektör analistleri, bu büyümenin esas nedenlerinden birinin teknolojik oyuncakların çocukların bireysel ihtiyaçlarına göre ayarlanabilir ve öğrenme süreçlerine uyumlu özelliklere sahip olmasından kaynaklandığını belirtiyor.
Zihinsel ve Sosyal Gelişimi Destekliyor
Akıllı oyuncaklar arasında en çok dikkat çeken ürün gruplarından biri, çocukların dil becerilerini geliştirebilen interaktif robotlar. Bu robotlar, çocuklara hem temel kelime haznesini öğretiyor hem de yeni bir dil öğrenmeye teşvik edebiliyor. Ayrıca eğitici içeriklerle zenginleştirilen bu oyuncaklar, çocukların matematik, bilim veya tarih gibi konulara yönelik ilgilerini artırmayı hedefliyor. Örneğin, yapay zekâ destekli hikâye anlatıcılar, çocuklara kendi hikayelerini yazmayı öğreterek hem hayal gücünü hem de edebi becerilerini geliştiriyor.
Araştırmalardan elde edilen sonuçlar, YZ destekli oyuncakların çocukların sosyal becerilerini de olumlu yönde etkilediğini gösteriyor. Bazı oyuncaklar grup oyunlarına teşvik ederek çocukların takım çalışması yapmasını sağlarken, diğerleri duygusal farkındalık ve empati gelişimine katkıda bulunuyor. Bir başka ilginç gelişme ise bu tür oyuncakların teknolojiye fazla bağımlılığı engelleyecek özelliklere sahip olması. Araştırmacılar tarafından "kontrollü dijital deneyim" olarak tanımlanan bu yaklaşım, çocuklarda teknoloji kullanımının dengeli olmasını amaçlıyor.
Etik ve Güvenlik Soruları Gündemde
Tüm bu olumlu taraflarının yanında, YZ destekli akıllı oyuncakların etik ve güvenlik konularında bazı tartışmaları beraberinde getirdiği de bir gerçek. Uzmanlar, bu oyuncaklarla ilgili en büyük endişenin veri güvenliği olduğunu söylüyor. Çocuklarla sürekli iletişim kuran bu sistemlerin topladığı verilerin nasıl saklandığı ve kullanıldığı konusu, birçok ebeveyni düşündürüyor. Ayrıca, çocukların YZ ile fazla etkileşim halinde olup doğal oyun biçimlerinden uzaklaşma riski de tartışılan önemli bir mesele olarak öne çıkıyor.
(Ramazan Gültaş)