
Son olarak dünyanın saygın üniversitelerinden birinde gerçekleştirilen bir çalışmada, yapay zeka algoritmalarının radyoloji görüntülerini değerlendirme konusundaki üstün yetenekleri ortaya kondu. Araştırmada, YZ destekli sistemlerin meme kanseri taramalarında radyologlarla eşdeğer doğruluk oranlarına ulaştığı ve hatta bazı durumlarda daha yüksek bir başarı gösterdiği tespit edildi. Çalışmanın yürütücüsü olan bilim insanları, bu teknolojilerin başta zaman kaybını ve yanlış teşhis oranlarını düşürmek olmak üzere birçok avantaj sunduğunu belirtiyor.
Bir diğer dikkat çekici gelişme de genetik analizlere entegre edilen yapay zeka uygulamaları. Yeni nesil genetik sekanslama teknikleri ile kombine edilen YZ yazılımları sayesinde, bireylerin genetik yatkınlıkları daha detaylı analiz edilebiliyor ve potansiyel risk faktörleri önceden belirlenebiliyor. Bu sayede erken teşhis imkanları artırılırken, hastaya özel tedavi yöntemleri daha hızlı bir şekilde planlanabiliyor.
Bunun yanı sıra, YZ'nin kullandığı büyük veri analizleri sayesinde kanser türleri arasındaki ilişkilere dair daha fazla bilgi elde ediliyor. Örneğin, 2023 yılında yayımlanan bir makalede, YZ'nin farklı kanser türlerinin biyobelirteçlerini sınıflandırarak daha kişiselleştirilmiş tedavi seçenekleri geliştirilmesine katkı sağladığı ifade ediliyor.
Bütün bu gelişmelerin ışığında, yapay zeka destekli sistemlerin sadece daha kesin sonuçlar sunmakla kalmayıp aynı zamanda sağlık sistemindeki iş yükünü hafifletme potansiyeline sahip olduğu vurgulanıyor. Ancak uzmanlar, yapay zekâ teknolojilerinin tam anlamıyla güvenilir ve etik olarak kabul edilebilir hale gelmesi için yeterli şeffaflık ve standardizasyon süreçlerinin sağlanması gerektiğini ifade ediyor.
(Ramazan Gültaş)