
Çalışmalara göre, nüfusun yaşlanmasıyla birlikte geleneksel aile yapısındaki değişim dikkat çekiyor. Özellikle şehirleşme ve genç bireylerin iş veya eğitim gibi sebeplerle ailelerinden uzaklaşması, yaşlıların kendilerini yalnız hissetmelerine yol açıyor. Aile içi bakımın azalması sonucunda, profesyonel bakımevlerine olan talep hızla artarken mevcut kapasite birçok yerde yeterli olmuyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfusa oranı son 10 yılda yüzde 8'den yüzde 11'e yükseldi. Bu artışın yanı sıra, son yapılan anketler yaşlı bireylerin yaklaşık yüzde 40’ının çeşitli sebeplerle yalnız yaşadığını ortaya koyuyor. Bunun sonucunda, bakımevlerine olan talep son dört yılda yüzde 25 oranında artmış durumda.
Uzmanlar, bu talep artışının sadece fiziksel bakım ihtiyacından değil, aynı zamanda sosyal izolasyonu azaltma arzusundan kaynaklandığını ifade ediyor. Bakımevleri, yaşlı bireylerin hem sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştırıyor hem de sosyal etkileşimler aracılığıyla ruh sağlığını destekliyor. Ancak bu kurumlarda yaşanan doluluk sorunu, beraberinde yeni sorunlar getiriyor. Bakımevlerindeki personel başına düşen yaşlı sayısı artarken, bazı bölgelerde hizmet kalitesinin düşme riski bulunduğu belirtiliyor.
Araştırmacılar, durumun çözümü için hızlı ve kapsamlı adımlar atılması gerektiğini vurguluyor. Özellikle devlet destekli programların arttırılması, aile bakımının teşvik edilmesi ve bölgesel bakım merkezlerinin yaygınlaştırılması öneriler arasında yer alıyor. Yaşlanan nüfus sorununun ciddi bir planlama gerektirdiğine dikkat çeken uzmanlar, bu konuda kamuoyunun farkındalığının artırılmasının da önem taşıdığını belirtiyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)