Son yıllarda Türkiye’deki yerli yazılım sektörü, ihracatta gösterdiği performans ile dikkat çekiyor. Teknoloji ve dijital dönüşümün hız kazanmasıyla birlikte yerli yazılımlar, uluslararası pazarlarda daha büyük bir pazar payı elde etmeye başladı. Uzmanlara göre, bu yükseliş yerel şirketlerin yenilikçilik kapasiteleri ve kaliteli çözümler sunma konusundaki kabiliyetlerinden kaynaklanıyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) son raporlarına göre, 2023 yılı itibarıyla yazılım sektörünün ihracatı bir önceki yıla oranla yüzde 25 oranında artış gösterdi. Özellikle Avrupa, Orta Doğu ve Asya pazarlarında ciddi bir talep artışı yaşandığı belirtiliyor. Türkiye’nin coğrafi konumu sayesinde kolay erişim imkânı sunması ve şirketlerin müşteri odaklı yaklaşımları da ihracat başarısını destekleyen faktörler arasında sıralanıyor.
En fazla ihracat yapılan yazılım alanlarının başında finans teknolojileri, müşteri ilişkileri yönetim sistemleri ve siber güvenlik çözümleri geliyor. Pek çok Türk firması, uluslararası standartlara uygun ürünler geliştirerek global markalarla rekabet ederken; yerleşik pazarlarda uzun vadeli iş birlikleri kurmayı başardı. Bu durum, yalnızca ekonomik katkı sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda Türkiye’nin teknolojiye dayalı üretim gücünü de tanınırlığını artırarak dünyaya gösteriyor.
Uzmanlar, devlet teşviklerinin ve Ar-Ge yatırımlarının sektörün bu başarısında kritik bir rol oynadığına dikkat çekiyor. Son dönemde özellikle Teknoparklar ve girişim sermayesi desteği alan start-up şirketler ön plana çıkıyor. Girişimcilerin yenilikçi fikirlerini global ölçekte kârlı iş modellerine dönüştürmeleri süreci, uluslararası yatırımcıların da ilgisini çekiyor.
Türkiye'nin yazılım sektöründeki sürdürülebilir büyüme trendinin devam etmesi için ise nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesinin önemine vurgu yapılıyor. Eğitim kurumları ve sektör iş birliği ile geliştirilen projelerin, hem yerel hem de küresel pazarlara uzman bireyler kazandırmada etkili bir araç olduğu ifade ediliyor.
(Ramazan Gültaş)