
Bir grup araştırmacının yaptığı incelemelerde, ülkenin çeşitli kesimlerinde belirli noktalara bırakılan tıbbi atıkların yaygın bir problem haline geldiği tespit edildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yürüttüğü çevresel analizler, bu tür malzemelerin yeraltı sularına karışma riskini artırdığını ortaya koydu. Özellikle çocuklar ve sokak hayvanlarının bu alanlara temas etmesi sonucu bulaşıcı hastalıkların hızla yayılabileceği ifade ediliyor.
Uzmanların görüşüne göre, tıbbi atıkların doğru biçimde toplanması ve bertaraf edilmesi, halk sağlığını koruma adına en önemli önlemlerden biri. Konuyla ilgili, son 6 ayda gerçekleştirilen bir saha çalışmasında toplanan veriler oldukça çarpıcı. Araştırma sonuçlarına göre, tıbbi atıkları usulsüz şekilde atan sağlık kuruluşlarının sayısında artış olduğu görülüyor. Bu durum sadece etik sorumluluk eksikliği ile değil, aynı zamanda cezai uygulamaların yetersizliğiyle ilişkilendiriliyor.
Bir diğer önemli bulgu ise eğitim eksikliği. Pek çok küçük ölçekli sağlık biriminde ve laboratuvarda çalışanların, tıbbi atık yönetimi konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı ya da bilgilendirilmediği ifade ediliyor. Buna ek olarak, belediyelerdeki atık denetim mekanizmalarının yetersiz kalması, mevcut sistemin işlemesini engelleyen faktörlerden biri.
Çözüm önerileri ise net: Devlet ve yerel yönetimler iş birliği içerisinde tıbbi atık bertarafı konusunda daha sıkı düzenlemeler yapmalı. Atık yönetimi konusunda sağlık sektörü çalışanlarına eğitim programları düzenlenmeli ve cezai yaptırımlar caydırıcı bir şekilde uygulanmalı. Ayrıca kamuoyunun bilinçlendirilmesi için kampanyalar düzenlenmeli; çünkü bireylerin duyarlılığı da bu sorunun çözümünde önemli bir rol oynuyor.
Bu kapsamda yapılan çalışmalar kadar halkın konuyla ilgili farkındalığı da oldukça kritik öneme sahip. Gerek bireysel önlemler gerekse kamusal denetimlerle bu sorunun üstesinden gelmek mümkün. Sağlıklı bir çevre için toplumun her kesiminin sorumluluk alması gerekiyor.
(Ramazan Gültaş)