
Yakın tarihli bir araştırmaya göre, haftada en az 150 dakika orta tempolu yürüyüş yapan bireylerde kronik hastalıkların ve bunlara bağlı ölüm oranlarının belirgin bir şekilde düştüğü görüldü. Özellikle kardiyovasküler hastalıklar, tip 2 diyabet ve bazı kanser türleri üzerinde yürüyüşün oldukça olumlu etkilerinin olduğu ifade ediliyor.
Araştırmayı yürüten bilim insanlarından biri, düzenli fiziksel aktivitenin insan sağlığında hayati bir rol oynadığını vurgularken, yürüyüşün bu konuda hem ulaşılabilir hem de etkili bir yöntem olduğunu belirtti. Yürüyüş, yüksek masraf gerektirmeden herkesin günlük hayatına kolaylıkla entegre edilebilecek bir egzersiz seçeneği sunuyor. Bunun yanında, açık havada yapılan yürüyüşlerin sadece fiziksel sağlığa değil, ruh sağlığına da pek çok fayda sağladığı biliniyor.
Son yıllarda teknolojik cihazlarla yapılan ölçümlerde, dakikada 100 adım atmanın orta tempo bir yürüyüş temposu oluşturduğu kanıtlandı. Uzmanlar, daha da yarar görmek için yürüyüş süresinin 300 dakikaya kadar çıkarılabileceğini öneriyor. Ancak çok daha kısa süreli dahi olsa harekete geçmenin, hiç hareket etmemekten her zaman daha iyi olduğunun altını çiziyorlar.
Özellikle şehir yaşamında masa başı işler ve uzun süre hareketsiz kalma alışkanlıkları nedeniyle insanlar giderek daha fazla sağlık sorunu yaşıyor. Bu tabloyu değiştirmek ise bireylerin elinde. Sağlıklı kilo yönetiminden bağışıklık sisteminin güçlenmesine kadar birçok alanda katkı sağlayan bu basit yöntem, toplu taşıma kullanırken bir durak önce inmek veya alışverişe yaya gitmek gibi kolay adımlarla hayatımıza kazandırılabilir.
(Ayşe Candan)