
Son yapılan araştırmalar, Z Kuşağı bireylerinde dijital tükenmişliğin giderek arttığını gösteriyor. Türkiye genelinde 2000 gençle yapılan bir ankette, katılımcıların %68’i dijital platformları kullanırken kendilerini zaman zaman tükenmiş hissettiklerini belirtti. Katılımcıların %45’i ise sürekli çevrimiçi olma baskısının sosyal ilişkilerini ve zihinsel sağlıklarını olumsuz etkilediğini ifade etti. Özellikle uzun saatler ekran karşısında geçirilen zaman, uyku düzeninden konsantrasyona kadar pek çok alanı derinden etkiliyor.
Uzmanlar, dijital tükenmişliğin sadece bireysel bir sorun olmadığını, sosyal ve psikolojik anlamda geniş çaplı sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor. Teknolojinin artan etkisiyle birlikte gençlerin üzerine binen beklenti yükü, birçok gencin kaygı düzeyini artırırken sosyal medya platformlarının yarattığı "mükemmel insan" algısı, bireylerin öz saygısında düşüşe yol açıyor. Anket sonuçlarına göre katılımcıların %52’si, sosyal medyada maruz kaldıkları mükemmel yaşam temsillerinin kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olduğunu belirtti.
Bu olumsuz etkileri azaltabilmek adına hem ailelere hem de eğitimcilere önemli roller düşüyor. Uzmanlar, gençlerin teknoloji kullanımını belli denge sınırlarında tutmaları için farkındalık çalışmalarının artırılması gerektiği görüşünde. Ayrıca sosyal medya ve diğer dijital platformlar üzerinde gençleri zorlayıcı normlara karşı daha koruyucu politikalar izlenmesi gerektiği de sıkça dile getiriliyor.
Dijital dünyanın sağladığı kolaylıklar ve imkanlar göz ardı edilemez, ancak bu durumun kontrolsüz bir şekilde sürdürülmesi Z Kuşağı için uzun vadede ciddi riskler barındırıyor. Uygulama sürelerinin sınırlandırılması, aile içi iletişim kanallarının güçlendirilmesi ve dijital bilinç kazanımına yönelik atılacak adımlar, bu tükenmişlik krizinin önüne geçebilmek adına hayati önem taşıyor.
(Sema Yüksel Güngörmez)