
Araştırmalar, “zihinsel yorgunluk” olarak adlandırılan bu durumun yalnızca yetişkinleri değil, okul çağındaki çocuklardan yaşlı bireylere kadar her yaş grubunu etkilediğini ortaya koyuyor.
Son yapılan bir çalışma, zihinsel yorgunluğun dünya genelinde giderek artan bir sorun haline geldiğini gösteriyor. İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü tarafından yürütülen araştırmanın sonuçlarına göre, gençler arasında zihinsel yorgunluk belirtileri son 10 yılda yüzde 30 oranında arttı. Araştırmacılar, bu durumu çevrim içi bağlantının ve dijital dünyada sürekli aktif olma baskısının etkilediği görüşünde. Özellikle sosyal medya kullanımının yoğunlaşması, bireylerde sürekli dikkat dağınıklığına ve tükenmişlik hissine yol açıyor.
Uzmanlar, zihinsel yorgunluğun yalnızca teknolojiyle bağlantılı olmadığını, aynı zamanda iş hayatındaki stres, ekonomik belirsizlikler ve gündelik yaşamın zorluklarının da bu sürece katkıda bulunduğunu ifade ediyor. Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü’nün yayımladığı bir raporda, iş yerlerinde tükenmişlik sendromu yaşayanların oranının son beş yıl içinde yüzde 25 artış gösterdiği belirtiliyor. Zihinsel yorgunluk çocuklar için de risk oluşturuyor.
Eğitim sisteminin yarışmacı yapısı, uzun okul saatleri ve ödevlerle geçen zaman, çocuklarda erken yaşta zihinsel tükenmişliğe sebep olabiliyor. İstanbul Üniversitesi’nin araştırmasında, ilkokul öğrencilerinin yüzde 40’ının ders sırasında dikkat kaybı yaşadığı ve kendini sürekli yorgun hissettiği tespit edildi. Peki bu soruna karşı neler yapılabilir?
Uzmanlar, zihinsel yorgunluğu azaltmak için günü planlayarak bireylerin kendilerine vakit ayırmalarını öneriyor. Fiziksel egzersizler, meditasyon gibi rahatlatıcı aktiviteler ve doğayla daha fazla vakit geçirme gibi yöntemler bu konuda çözüm olarak sunuluyor. Ayrıca dijital detoks yapmak, yani belli bir süre boyunca teknolojiden uzak durmak da önerilen yöntemler arasında.
(Dilvin Altıkardeş)