Davutoğlu: 'Türkiye bütün yükü üstleniyor'

Başbakan Ahmet Davutoğlu, resmi ziyaret için Türkiye'de bulunan Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Çankaya Köşkü'nde bir araya geldi. Görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. ( Murat Kaynak - Anadolu Ajansı )

Haber Giriş Tarihi: 08.02.2016 16:21
Haber Güncellenme Tarihi: 08.02.2016 16:21
https://sehirmedya.com/
Başbakan Davutoğlu, "Hiç kimse, Türkiye'den mülteciler konusunu tek başına üstlenmesini bekleyemez." dedi.    

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Almanya şansölyesi Angela Merkel ile Ankara'da basın toplantısı düzenledi. Başbakan Davutoğlu yaptığı konuşmada şunları söyledi:"Kimse, 'Türkiye nasıl olsa Suriyeli mültecileri alıyor' diyerek açık bir etnik kıyım anlamına gelecek şekilde sürmekte olan Rus hava saldırılarını mazur göremez, ona tolerans gösteremez. Hiç kimse, 'Türkiye nasıl olsa Suriyeli mültecileri alıyor ve bütün yükü üstleniyor' diye Türkiye'den mülteciler konusunu tek başına üstlenmesini bekleyemez." "Biz, insan kaçakçılığının her türlüsünü, her zaman insanlık suçu olarak, terörle eş bir suç olarak görüyoruz" diyen Başbakan Davutoğlu: "Masum insanların beklentilerini, ümitlerini istismar ederek onları bilinmez, meçhule doğru götürmek, olabilecek en büyük insanlık suçlarından biridir. Bugün dahi Edremit açıklarında yine acı bir insani trajediyle karşı karşıya kaldık." açıklamasında bulundu. Cizre'de yaralıların bulunduğu öne sürülen binaya operasyon yapıldığı iddiasına, "Dün çıkan haberlerle ilgili olarak, resmi olarak bizim tarafımızdan yayınlanmamış, teyit edilmemiş hiçbir habere itibar edilmemesi lazım. Bu sabah Şırnak Valiliğimizce bir açıklama yapıldı, sadece ona itibar edilsin. Öyle bir intiba oluşturuluyor ki sanki bir binada çok sayıda yaralı vardı ve oraya yapılan operasyonla çok sayıda ölüm olayı gerçekleşti. Böyle bir durum, yaralıların mevcudiyeti anlamında da bir durum teyit edilmedi." dedi.

"HANGİ TEDBİR ALINIYORSA ONU ALIRIZ"

Başbakan Davutoğlu: "Bilinsin ki Türkiye Cumhuriyeti devleti Avrupa standartlarında bir demokrasidir. Avrupa standartlarında bir demokrasi teröre karşı hangi tedbirleri alıyorsa biz o tedbirleri alırız. Bu konuda gelecek eleştirileri dinleriz ama bizim için en kutsal şey, vatandaşlarımızın can, mal, namus ve genel insan hak ve özgürlüklerini korumaktır. Cizre ve Silopi'de yürüyen operasyonlar, yanı başında hiçbir devlet otoritesi kalmamış bir bölgeden sızan teröristlere karşı yürüyen faaliyetlerdir. Dünyanın hiçbir yerinde, demokratik bir ülke, halkına hesap veren bir ülke, ülkesinin bir bölgesinde, bir başka silahlı grubun bulunmasına müsamaha göstermez. Demokrasilerde güç kullanma yetkisi, sadece ve sadece halka hesap vermek durumunda olan meşru güvenlik güçlerindedir." değerlendirmesinde bulundu. Davutoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Benim vatandaşlarımın can güvenliği, teröristlerin özgürlük alanlarından daha önceliklidir. Bu, Fransa için nasıl doğruysa Türkiye için o kadar doğrudur. Fransız ordusu Fransa'nın başkenti Paris'e kendi halkını korumak için teröristlere karşı gerekli güvenlik desteğini sağlamışsa biz de silah deposu haline getirilen Cizre'de, Silopi'de, Sur'da kendi vatandaşlarımızın hayatını korumak için her türlü tedbiri alırız. Bunun demokrasi ile ve sivil özgürlüklerle ilgili hiçbir aykırı yönü yoktur."

YASAL YOLLARLA GELMELERİNİ İZLİYORUZ

Almanya Başbakanı Merkel, “Brüksel’de ilk projeleri değerlendirmek ve paranın miktarının artmasını sağlamak istiyoruz” dedi. Bir gazetecinin, “Türkiye yeni bir göç kriziyle karşı karşıya. Türkiye yeni göçlere kapılarını açarken Avrupa ülkeleri kapılarını kapatıyor şeklinde bir algı var. Siz bu konuda ne yapacaksınız?” sorusu üzerine Merkel, şunları kaydetti:“Mümkün olduğu kadar kontenjan yaratarak yasal yollarla Suriyelilerin Türkiye’den Avrupa’ya gelmesini istiyoruz. Buradaki yükü paylaşmak istiyoruz. Şu anda yasa dışı göç söz konusu. Arada tacirler var. Bu kaçakçılar para kazanıyor ve suçsuz insanlar denizde ölüyor. İşte bunu engellemeliyiz.”

"HER ÜLKENİN TERÖRE KARŞI HAREKET ETME HAKKI VAR"

Merkel, Başbakan Davutoğlu ile gazetecilerin çalışma koşulları hakkında da bilgi alışverişinde bulunduklarını ifade ederek, "Kürtlerle, PKK'yla yürütülen barış süreciyle ilgili olarak da biz çok umutluyduk. Ancak her ülkenin de teröre karşı hareket etme hakkı bulunmaktadır. Tabi ki sivil halkı ve bölgeyi dikkate aldığımız zaman bir takım ilerlemeler kaydedilmesi gerekir. Tabi ki eleştirel konuları da ele alıyoruz. Ancak 2-3 yıl önceki durumdan şu duruma geçtiğimiz zaman sorunsallar da çok değişti. Suriye savaşının çok kötü sonuçlarıyla karşı karşıyayız ve Türkiye’nin hiçbir şekilde suçu yok. Öbür tarafta, insan kaçakçıları faaliyetlerini sürdürmekte ve para kazanmaktalar. Yaklaşık 300 kişi kaçarken denizde boğuldu. Bütün bu konuları yoğun şekilde ele alıyoruz ve belirli bir sürdürülebilirlik çerçevesinde görmemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.