SON DAKİKA
Hava Durumu

Asgari yaşamak!

Yazının Giriş Tarihi: 23.12.2022 21:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.12.2022 21:49

İdeali insanların asgari yaşamak zorunda olmaması elbet. Ancak ne yazık ki bu bir mecburiyet günümüzde. Bazılarımız bina mahkûm. Gidip tam buğday ekmeği alamıyor kimimiz örneğin.Ya da şöyle adam başı dörder kalem pirzola yerine yüz gram dana kıyma koyuyor yemeklere arada bir. Çocuğuna birebir model elektrikli oyuncak araba alamıyor da iki parça tahtayı çakıp altına bir bilye koyarak insan gücüyle çalışan bir arabayla idare ediyor. (Çok mu eskilerde kaldım ben?) Ne bileyim, Apple İpad alamıyor da Çin malı ucuz bir tablet bilgisayar mı alıyor diyelim? 


Hayat şartlarına uymak zorunda vatandaş. Önce kirayı, elektriği, suyu ve bu kış kıyamette ısınma giderlerini düşünecek ki sıra diğerlerine gelsin. Bırakın çikolatalı pastayı çikolata alırken bile düşünsün.

Bir dostum şöyle demişti;
Bu günkü çocuklar ne kadar şanslı olduklarını bilmiyor. Kola yeni çıkmıştı benim çocukluğumda. Zengin arkadaşlarım içer ben bakardım. Rahmetli anam bir çözüm bulmuştu. Pekmezle suyu karıştırıp eline geçirdiği ve iyice yıkadığı kola şişesine doldurur verirdi bana. Ben de sokakta onu içer, kolaymış gibi yapardım.” 


Neyse işi gariban edebiyatına döndürmeden diyeceğimizi diyelim. Söylemek istediğim şu ki bazıları refah içinde iken bazıları ise karnını nasıl doyuracağını düşünmek zorunda. Sokağa çıktığında hasta olmayacak kadar örtünüp soğuğa karşı mücadele etmek zorunda ve siz bunu enflasyon rakamlarıyla açıklayamazsınız bu insanlara!


Adam dışarıda kahveye gidip bir çay içebiliyor mu ona bakar. Kadın ara sıra kek pişirebiliyor mu onu kollar. (Bir entel çıkıp da bana cinsiyetçi ya da kadın düşmanı demeye kalkarsa ağır konuşurum. Önce etrafına bakıp sonra laf etsin!” Çocuk hiç olmazsa android telefon alma derdindedir. Ama neticede hepsi hayatını idame etmek mecburiyetinde…


Asgari ücret açlık sınırındaymış da yoksulluk(!) sınırındaymış da… Anlatın anlatabildiğiniz kadar. Tencere kaynıyorsa şöyle bir iç geçirip gider. Yok tencere kaynamıyor, kaynayamıyorsa işte o zaman suç hükumetindir…


Karnı doymayan arayış içine girer. Aya roket göndermişsin ne yazar? Hızlı trenler değil yumurtanın kaç lira olduğu umurundadır vatandaşın. Alabiliyor mu, alamıyor mu? Ekmek kaç para oldu? Onu düşünür ve senin açıkladığın enflasyon rakamına değil de evdeki tencerede ne kaynadığına bakar. Domates 50 lira, süt 16 lira (Masum Türker Gucci marka süt alıyor her halde, onunki 27 liraymış!) ise durup düşünür. Yumurta 2 liraysa mesele yok. Gerçi organik ayağına tanesi 4,5 liradan yumurta da kaktırıyorlar(!) vatandaşa ya o başka bir konu.


Demek istediğim 8 bin 500 lira iyi bir rakam. Dengeleri düşünmek zorunda hükumet elbette. Yoksa seyirciye oynayıp ver 10 bin lira hatta 15 bin lira asgari ücreti. Millet bir iki gün sevinsin. Ardından gelsin hiperenflasyon. Ekmek almaya bavul dolusu parayla git…
Yapılacak şey acilen enflasyonu düşürmektir.
Ama hangi enflasyonu?
Kurumların belirlediği enflasyonu kimse ciddiye almaz!
Mutfaktaki, sebzede, meyvedeki enflasyon önemlidir. Et ve süt önemlidir. Peynirin ve ekmeğin kaç para olduğu önemlidir. Gerçi 200 lira olan beyaz peynir fiyatları epey gerilemiş. Yüz liralara kadar düşmüş. Elli liraya sahte kaşar bile var piyasada.
Sözün özü, gıda fiyatlarının kontrol altına alınması önemlidir.
Ekonomi biliminin izah edemediği suni artışlarla mücadele önemlidir. 
Mutfak enflasyonuyla mücadele önemlidir.
Bu enflasyonu yaratan ve körükleyen hainlerle mücadele önemlidir.
Üstelik yarın değil hemen şimdi müdahale edilmelidir.
Hiçbir seçim çantada keklik değildir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.