SON DAKİKA
Hava Durumu

Asker düşmanlığı

Yazının Giriş Tarihi: 15.01.2023 21:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.01.2023 21:13

Türkiye’de bazı siyasi taraflar, askerlerle birlikte siyaset yapmayı ya da askerleri yanlarında göstererek, buna göre karşı tarafa ayar verme alışkanlığını sürdürmektedirler. Eski dönemler genellikle “altımızı tutamıyoruz, genç subayların tedirginliği” gibi başlıklarla medya, muhalefetin seçilmişlere karşı kışkırtıcılığını haber yapardı. Bu haberlerin boşa gitmediği sayısız darbe örnekleri ile ispatlanmıştır.

Muhalefetin böyle bir kışkırtıcılık yapması genellikle seçilmekten umudunu kesmiş olması ve seçilmiş olanları engelleme tutkusundan dolayı olmaktadır. Çünkü Türkiye tek partinin (CHP’nin) tek adamın (Kemal Paşa’nın) özel mülkü gibi görüldüğünden dolayı, Türkiye Devleti de bir parti devleti olarak ayarlanmaya çalışılmıştır. Seçilmişler genellikle muhalefet tarafından, CHP’nin altı okundan (onlar Atatürk ilke ve inkılâpları demektedirler) sapmakla suçlanmışlar, askeri bürokrasinin de bu suçlamaları kabul etmesiyle ya seçilmişler korkup istifa etmişler ya da zorla, darbeyle görevlerinden uzaklaştırılmışlardır. Hatta seçilmişlerin bazıları (Menderes gibi) askeri darbeyle devrilip idam edilmiştir.

Ordu ve yargı mensuplarını, CHP ile bir ve aynı gören muhalefet çevreleri, son günlerde kaybettikleri saygınlıkları, seçim kazanamama kaygılarından dolayı, CB Erdoğan’ın, muhalefeti eleştirmesini, komutanların alkışladığı iddiası ile Kılıçdaroğlu’nun konuşmasına biraz da heyecan katarak “asker haddini bilmelidir” çıkışına şahit olunmuştur. Bu çıkıştan hemen sonra medyada Erdoğan’a karşı mevzi tutmuş gedikliler hep bir ağızdan “Partili Cumhurbaşkanının ülke ve demokrasi için kaygıya neden olduğundan” söz etmişlerdir.

Kısaca 9 Ocak 2023 günü Sakarya Arifiye’de komutanların da hazır olduğu bir tören esnasında CB Erdoğan konuşmasında: “Birilerinin ona buna satıldı diyerek, iftiralarına hedef olan Arifiye Anabakım Fabrikası, farklı alanlarda ordumuzun ihtiyaçlarını, karşılamayı sürdürüyor” demiştir (Yeniçağ Gazetesi, 9 Ocak 2023). Oysa Kılıçdaroğlu’nun adı bile konuşmada geçmemiştir. Ancak birilerine göre, “CB Erdoğan’a karşı muhalif olması gereken komutanların”, bu cümleleri alkışlaması siyasi bir sorun olarak takdim edilmiştir. Oysa CB isim vermeden konuştuğu gibi, tören de ön sırada bulunan komutanların bu cümlelere kayıtsız kalmaları halinde “muhalefet ettikleri” gibi başlıklarla haber yapılması da kaçınılmaz olurdu.

Sonraki günlerde ise MHP lideri Bahçeli muhalefeti “asker düşmanlığı yapmakla” eleştirmiştir. Böylece taraflar kendi aralarında ki siyasi tartışmalarda askerlere yer verme tutkularını sürdürmüşlerdir. Bu tutku eski Türkiye’nin mirasıdır.

Yüzyıldan beri Türkiye’de asker “CHP’nin altı okunun muhafızı” gibi tanıtılmıştır. Hatta askerler “CHP Genel Başkanı Kemal Paşa’nın askeri/ordusu olmakla” vasıflandırılmıştır. Oysa CHP milletin ancak dörtte biri kadarının karşılığıdır. Askerin “CHP’nin altı okuna muhafızlık” gibi bir görevle tanımlanması, onu millet çoğunluğundan koparır. Yalnızca milletin dörtte biri kadarı ile askerin görev alanının tayin edilmesi, asker ile millet çoğunluğunu karşı karşıya getirme sonucuna yol açar.

Ordu bütün milletin askeri olmak dururken, neden küçük bir kesimle kendini sınırlasın? Partili CB’nı diye Erdoğan’ın alkışlanmasında, böyle bir anlam var ise yüzyıldan beri törenlerde kendini CHP Genel Başkanı Kemal Paşa için adamış görüntüsü vermek, doğrudan bir siyasi taraf olmak değil midir?

Kışlada siyaset olmamalıdır. Kışlalar CHP Genel Başkanı için tahsis edilmişlik görüntüsünden kurtarılmalıdır. Orduya, yargıya dayanarak siyasete ayar verme takıntısı, Türkiye’ye büyük bedeller ödetmiştir. Türkiye için partili cumhurbaşkanı sorun ise bu sorunun çözümüne CHP Genel Başkanından başlanmalıdır.

CHP Genel Başkanı için “devlet kuruculuğu” gibi hayali unvanlarla, bir ayrıcalık tanınması hem hukuk devleti için hem de seçilmişler için bir tehdit kaynağıdır. ABD’de başkan partilidir. ABD’de komutanlar, başkanın kararlarını asla muhalefet gibi sorgulamazlar. ABD Muhalefeti de kendi komutanlarından böyle bir görevi şimdiye kadar beklememiştir.

Kışlada veya yargıda herhangi bir partiye veya onun liderine ayrıcalıklı bir yerin tahsis edilmesi, o görüşü benimsemeyen halk kesimleri için tehdit ve kaygı nedenidir. Türkiye, parti devleti olma sorununu ancak hukuk devleti vasfını tahkim ederek aşabilir. Hukuk devletinde ise hiçbir partinin ve onun liderinin, hayali unvanlar ile ayrıcalıklı bir yeri yoktur.

Türkiye muhalefeti, komutanların kimi nerede nasıl alkışlayacağını tayin etme hakkını kendinde gördüğü gibi, muhalefetin anlamsız bu çıkışını “asker düşmanlığı” ile nitelendirip susturmaya çalışmak ta bir çeşit örtülü tehdittir. Günümüzde komutanlar ile muhalefet arasında bir mesafe göründüğünden, muhalefet hem askerlere karşı “haddinizi bilin” diye maraza çıkarmak görüntüsü ile siyasi bir kazanç elde etmeye çalışırken, Bahçeli’nin aynı muhalefeti “asker düşmanlığı yapmakla” suçlaması, tehdidin siyaset alanında yeniden yankılanmasıdır. Asker sadece “ülkeyi korumak” gibi yasayla tayin edilen görevini yapmalı, siyasiler ise atışmalarını, askerleri karıştırmadan sürdürmelidirler.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.