SON DAKİKA
Hava Durumu

ATATÜRK TÜCCARLARI ATATÜRK BEDHAHLARI

Yazının Giriş Tarihi: 04.10.2020 18:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.10.2020 18:13

         Sözcü Gazetesi ve yazarlarının ana geçim kaynağı zannedildiği gibi gazetecilik değil Atatürk tüccarlığı. Bu adı kullanarak rant elde etme peşindeler. Baksanıza Yılmaz’a 2 bin 500 liradan satıyor muhtevası tartışma götüren bir Atatürk kitabını. Ne kadar götürdüğü hesaplandı. Şimdi yenisini sürüyor piyasaya. Uğur ağabeyi de boş durmuyor tabii. O da bu işin sakalının iyi olduğunu bildiğinden veriyor gazı, atıyor bir kitap daha ortaya. Hakkını yemeyelim. Uğur Dündar’ın Türkçesi daha iyidir ve anlatımı Yılmaz’ınkine havada karada bin basar. Sadece konu çok sömürülmüş bir konu işte o kadar.

Bu Sözcü Gazetesi ve yazarlarının başka bir yönü daha var aslında ki, bizim bugünkü konumuz da o Zaten. Elemanlar tamamen Atatürk’ün tanımına uyuyor. Hangi tanımına olduğunu da söyleyeyim. Hani şu meşhur “Gençliğe Hitabe” var ya işte o tanıma. En başında söylemiş “İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dâhili ve harici bedhahların olacaktır.” Eh bunlardan daha iyi uyan olabilir mi bu tanıma?

Adamların işi gücü algı yönetimi. Tek dertleri memleketi karalamak. Aynı CHP gibi değil mi? İyi bir iş yapıldığında alkış tutmalarını beklemek saflık olur da, hiç yoktan kara çalmaya çalışmak ve bu yüzden gerçekleri çarpıtana “bedhah” değil de ne denir ki?

Bu arada “Bedhah” kelimesini ilkokulda öğrenememiş yeni yetmeler veya öğrenip unutmuş koca kazıklar için burada açıklayalım da durum iyi anlaşılsın. TDK Büyük Türkçe Sözlük şöyle açıklıyor: “Kötülük isteyen, kötü yürekli.” anladınız mı abilerim, ablalarım ve kardeşlerim?

Buna çarpıcı bir örnek verelim;

Dünya Sağlık Örgütü bir açıklama yaparak Türkiye’yi tebrik ediyor. Örgütün Avrupa Bölge Ofisi’nin yaptığı açıklama aynen şöyle;

“Türkiye’nin semptom göstermeyen kişiler de dahil olmak üzere tarama testlerini yapabilmek amacıyla nisan ayındaki günlük test kapasitesinin ağustos ayından itibaren üç katına çıkarmasını ve virüsün yayılmasını önleme stratejisini takdir etmektedir. Bu sayede, herhangi bir semptom göstermeyen kişiler de dahil sağlık sisteminin daha fazla insana ulaşabilmesi mümkün olmaktadır. Risk altındaki bireyler, şüpheli ve olası vakalar ve teyit edilen vakaların yakın temaslıları test açısından önceliklendirilmektedir.”

Gelelim Sözcü Gazetesi’ne. Onlar ne yapıyor? Ne yapmalarını bekliyordunuz ki? Şu başlığı atıyorlar;

“DSÖ'den Türkiye'ye uyarı.”

Akla hayale sığmayacak bir saldırı, bir çarpıtma yani külliyen yalan…

Bu yargıya nereden varmışlar? Haberi neye dayandırıyorlar? Diye soruyorsunuz ister istemez. Bakın neye dayandırmışlar?

Haberin içinde şöyle diyor;

“Türkiye vaka sayılarıyla ilgili Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı verileri tartışırken, Dünya Sağlık Örgütü'nden Türkiye'ye hem övgü hem de uyarı geldi. DSÖ, Türkiye'nin de dâhil olduğu tüm üye ülkeleri, örgütün rehberi kapsamında veri toplamaya çağırdı. "DSÖ rehberi kapsamında veri toplama ve pandemiye yanıt önlemlerinin uyumlu hale getirilmesine yönelik çağrılar yapmaktadır.” denildi.

Açıklamanın devamında, “DSÖ, raporlama ve veri toplama mekanizmalarının güçlendirilmesi ve geliştirilmesi için Türkiye’nin de dâhil olduğu tüm üye ülkelerle görüşmelerini devam ettirmektedir. Covid-19’un durdurulabilmesi için pandemi sürecinde veri paylaşımını daha güçlü hale getirmek ve kanıta dayalı kararları desteklemek amacıyla karşılaşılan sorunlar ve çözümleri ele almak üzere bölgede ülkeleri bir araya getirmeyi planlamaktayız.” ifadeleri kullanıldı.”

Yani Türkiye’ye yapılmış bir uyarı falan yok ortada.

Şimdi soralım; Bunu yapanlar “dâhili bedhahlar” değil midir?

Merakımı celbeden şey: Acaba hastaneye götürülürken George Floyd’un sözlerini tekrarlamış mıdır? I can’t breathe.” (Nefes alamıyorum.)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.