Mütedeyyin kesimi bir kenara bırakın, kendini demokrat, solcu, entelektüel ve
benzeri görüşleri savunur olarak tanımlayanlar dahi aşmıştı bu başörtüsü
meselesini. En azından öyle görünüyorlar içlerinden gelmese bile. Aksini
savunabilecek yerleri yok çünkü. Bir tek malum Pagan azınlık var hâlâ aksini
savunan. Çünkü dinleri öyle gerektiriyor. Emirler tartışma götürmez onlar için
çünkü. Hatta onlar bile kuzu postuna bürünüyorlar. Pek uluorta söyleyemiyorlar
bunu, hemfikir yoldaşlarıyla yalnız kalmadıkça, ama bir tek onlar var bunu
savunan.
Arada bir haberleri geliyor, tesettür düşmanlığının yine de. Tabii sorsanız
külliyen inkâr ediyorlar. Sanki sütten çıkmış ak kaşık mübarekler. Yalana sığınmış
olsalar da yaptıkları bariz. Son yirmi senede 5 bin 8 yüz küsur benzeri ayrımcılık
vakası yaşanmış Bursa’da. Hani bunların o pek sevdiği sözde demokrasi timsali
ama aslen monarşinin hüküm sürdüğü İngiltere, daha doğrusu Britanya var ya,
orada böyle bir durum yaşansa açılan tazminat davasında alınacak miktar bizim
paramızla bir milyon lirayı aşar. Bizde ise maalesef yapanın yanına kar kalıyor
çoğu zaman.
Pırıl pırıl bir genç kız staj için başvurduğu Matay Otomotiv şirketinden
tesettürlü diye geri çevrilmiş. Bahsettiğim olay bu.
Kızımız olayı şöyle anlatıyor;
“Hemen insan kaynakları tarafından başka bir toplantı odasına alındım. Matay
Otomotiv'e başörtülü kabul etmediklerini, başörtüsünü çıkararak çalışmaya
başlayabileceğimi söylediler. İş güvenliği eğitimi aldığımı ve sertifikalarımın
olduğunu söylememe rağmen kabul etmediler. Okuldaki başarımdan dolayı beni
işe alacaklarını, ancak başörtüsünü çıkarmam gerektiğini söylediler. Yaklaşık
40 dakika benimle o toplantı salonunda görüştüler. Görüşmenin büyük bir
bölümünde yüzüme bakmaktan kaçınıldı. Aşağılayıcı ses tonu kullanıldı. Baskı
altında kaldığımı hissettim. Annemin de bir başörtüsü mağduru olduğu
gözümün önüne gelince çok üzüldüm. Bu durumdan çok da rahatsız oldum”

Tebrik ediyorum sessiz kalmayıp dava etmiş. Yüzlerine karşı demiş ki “Bir dakika,
bunu yapamazsınız. Bu ayrımcılık, bu…” daha fazlasını söyleyememiş garibim.
Aklına 5 bin 8 yüz küsur vaka gelmiş Bursa’daki… Dava açmış. Avukatı dosyayı
takip ediyor. İnşallah kazanır kızımız.

Şimdi çıkıp inkâr yoluna gidecekler elbet. Ya da başka bir kılıf bulmaya
çalışacaklar.
Kılıf ne olursa olsun bu ayrımcılığın nedeni bellidir ve kanuni düzenleme
yapılmadan karşımıza çıkmaya devam edecektir. Çünkü bu ayrımcılığın nedenlerini
detaylı olarak masaya yatırmaya ve daha birçok demokratik hakka engel kanunlar
vardır. Bu düzenlemeden kastım şahsa özel kanun olmayacağı gerçeğidir.
Kaldırılması teklif edilemez değil ya bu...