Ne yazık ki son birkaç yüzyıldır İslam coğrafyasında bir batıya yaranma, batıdan medet umma, Batıya kendini ispat etme gayreti var ki, belki bu coğrafyaya yapılan en büyük zulm budur. Kendi medeniyetini yükseltmek, kendi ekonomisini kurmak, kendi gücüne sahip olmak yerine, sürekli bir batıya sevimli görünme, kendini batıya ispat etme kaygısı. 

Son yüzyılda düyadaki en büyük zenginlik Arap yarımadası ve çevresindeki petrol kuşkusuz. Bu zenginlik doğru kullanılsa İslam coğrafyasında bugün yaşanan sorunların sıkıntıların hiçbiri belki olmayacaktı. 

Dahası gelişmiş, teknolojisini üretmiş, ekonomik gücünü birleştirmiş bir İslam coğrafyası dünyanın refah merkezi haline gelebilirdi. 
Dünya Kupası bugün Katar’da başlıyor. Katar’ın ayırdığı bütçe tam 220 milyar dolar. Bu parayla bu coğrafya için bir fon kurulsa, Suudi Arabistan başta diğer petrol ülkelerinin de katkıları olsa, fakirlik diye bir şey kalmaz. Bu paralarla bilime, teknolojiye yatırım yapılsa, ABD’nin iki de bir milyar dolarlara sattığı ancak alan ülkenin olası bir durumda kaldırma yetisi bile olmayan o uçaklar, silah sistemlerine gerek kalmaz. 

Bu paralar insanı gelişime, teknolojik gelişime harcansa, modern devlet düzenlerinin kurulması için harcansa, güvenli ülkeler listesinde İslam coğrafyası en sonda değil ilk sıralarda yer alır. 

Bu korkunç para belki de hiçbir getirisi olmayacak (ki ne olacak? kendini tatminden başka?) dünya kupası gibi bir organizasyona harcanıyor. Öyle ki bunca para harcanmasına rağmen batı zaten kupanın burada oynanmasına da hala tepki veriyor. 

Aslolan medeniyetini yükseltmek ve kendi medeniyetinin insanını geliştirmek ve refaha ulaştırmak olması oysa bu zenginliğin getirisi. 
Daha güzel daha adil bir dünyanın kuruluşu için harcanmalıydı bu paralar. Bir ay sürecek bir organizasyon için bu parayı harcayıp sonra yaşanan açlık ve sefalete kör olmak utanç verici. 

Dünya kupasını kim düzenlerse düzenlesin. Düzenlense ne olur olmasa ne olur. Katar dünya kupası düzenleyince ülkeler arasında prestij kazanacak değil. Batı hiçbir zaman İslam coğrafyasına hayırlı bir gözle bakmadı bakmayacak. Batı kendinden başkasına hep sömürge muamelesi yaptı. Bugün de yapıyor ve yarında yapacak. 

Buradan alamadığımız ders ya da alacağımız ders kendi medeniyetimizin yükselmesi için kaynaklarımızı harcamak olmalı. Her defasında İslam coğrafyasının zenginliğinin emmek için bir bahane bulan batı bu kez de bu tür organizasyonlarla kanını emiyor. 

İnsani gelişim için devletlerin gelişmesi gerek. Devletler gelişmeyince insanı gelişim de oldukça yavaş ilerliyor maalesef. Topluma yapılacak yatırım bu tür faydasız işlere harcanınca da dış manüplasyonlara çok açık oluyor o toplumlar. 

İslam coğrafyasında devletlerin güvenliği de toplumlara yapılacak yatırımla ancak üst düzeye çıkabilir. Aksi durum mevcudun devamıdır ki bu geleceği karartan bir durumdur. Her an her türlü müdahaleye açık olmak demektir. Yazık oluyor hem kaynaklara hem İslam coğrafyasına hem de bu coğrafyanın insanına.  

Tekrar soralım.

30 günlük hiçbir katkısı olmayacak bir organizasyon için 220 milyar dolar harcamaya değer mi?