SON DAKİKA
Hava Durumu

Depremin şiddeti!

Yazının Giriş Tarihi: 03.11.2020 23:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.11.2020 23:35

O sarsıntı insanı adeta felç eden bir sarsıntıydı. Sizi olduğunuz yere mıhlıyordu evin içinde. Aklınız kaçmayı söylerken vücudunuz buna itaat etmiyordu. Teşbihte hata olmaz derler… Otomobil farı görmüş tavşan misali bir şok yaşatıyordu insana. Bitmek bilmiyordu üstelik. Yirmi küsur saniye saatler gibi geliyordu... 

Sarsıntı bitince duvarlara baktım. Duvarlar hâlâ sallanıyor gibi geldi bana. Marmaris’te bir çatı katında yaşadığım depremi hatırladım. 5.2 miydi? Yoksa 5.6 mı? Orada da çeşitli değerler uçuşmuştu havada. Pek fazla önem vermemiştik o zaman. Ama bu... Çok farklıydı... Çok daha şiddetli olduğu belliydi.Sarsıyor ve bina üzerinize çökecek hissini tam anlamıyla yaşatıyordu.

Merkez üssü Ege Denizi'nin Seferihisar açıklarında olan depremi Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) 6.6, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü 6.8 olarak bildirdi. Kandilli sonradan 6,9 olarak revize etti. ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS) 7.0 ve Avrupa-Akdeniz Sismoloji Merkezi (ESMC) 7.0, Rusya ise 7.1 olarak duyurdu.

Birkaç açıklama yapıldı ve kullanılan cihazlara, ölçüm istasyonunun uzaklığıyla ilgili parametrelere bağlandı bu farklılıklar. “Cihazlar farklıysa, en doğru sonucu veren cihaz kimde?” Sorusu çıktı ortaya. Çeşitli çevreler bu durumu istismar etmeye çalıştı. Farklı şiddet açıklamaları yüzünden epey bir spekülasyon yapıldı ve hâlâ yapılıyor.

İşin garip yanı hiçbir yetkili ağız ortaya çıkıp doyurucu bir bilgi vermedi bir türlü. Bilen bilmeyen konuştu, halen de konuşuyor… Ne var ki, çıkıp da kuşkuları gideren olmadı. Önemsenmemesi soru işaretlerini de arttırdı. Neden en düşük değer telaffuz ediliyor hâlâ? Ben de soruyorum ve araştırıyorum bu meseleyi.

Aklıma bazı sorular takılıyor;

Koskoca ABD ve Rusya’nın cihazları bizim AFAD’ıncihazından daha mı kötü?

ABD uzak diyelim, ya Rusya?

Kandilli Rasathanesi’nin cihazı kötüyse niye değiştirmiyorlar? Bu cihaz çok mu pahalı?

Neden, neden, neden?

Bu soruların cevabını araştırırken aklıma kayın biraderim geldi. Kendisi jeoloji mühendisidir. Özellikle petrol çıkartma konusunda uzmanlaşmıştır. Bu yüzden “Mud Engineer” yani çamur mühendisi derler ona. Hatta bulduğu bir yöntemle petrolün daha hızlı çıkartılmasını sağlamış olduğundan bilim çevrelerinde de iyi tanınır. Rober Menage’dan söz ediyorum. Petrol işiyle alakalı olanlar tanır. 

Sabahın köründe onu aradım. Soru yağmuruna tuttum. O da sağolsun anlattı. Şöyle bir on onbeş dakika anlattıktan sonra “Robert, ben bir şey anlamadım. Bir aptala anlatır gibi anlat.” dedim. Bizimki teknik detayları bırakıp yapabildiğince basit anlattı;

“Önce şu web sitesine bak: https://www.emsccsem.org/Earthquake/earthquake.php?id=915787 burada sizin deprem 7 şiddetinde veriliyor. Site EMSC Avrupa-Akdeniz Sismolojik Merkezi’ne ait bir site.International Union of Geodesy and Geophysics (IUGG). Uluslararası jeodezi (yer çalışmaları) ve Jeofizik (yer fiziği) Birliği'nin tavsiyesi üzerine 1975 senesinde kurulmuştu. Bu güvenilir bir kaynaktır. Bilimsel olarak güvenilirliği ispatlanmıştır.” dedi.

İyi hoş da benim sorum cevaplanmamıştı. Tekrar sordum; “Peki ya bu farklı değerler niye?”

Onu da şöyle cevapladı;

“Bizde 0.1 – 0.2 değerler arasında artısı veya eksisi önemsenmez. Yakın değerler doğrudur. Bu farklılık kullanılan cihaz başta olmak üzere birçok parametreye göre farklılık gösterebilir.”

Yetmedi, teyit amacıyla bir daha sordum; “Peki 6.6 da yakın değer mi?”

Şöyle bir düşündü ve cevapladı;

“Sayılabilir ama bu biraz uzak bir aralık yine de…”

Yani bence AFAD’ın bunu gözden geçirmesinde yarar var.

Netice olarak, ister 6.6 olsun isterse 7 olsun, depremin verdiği hasar ve can kaybı gözler önündedir. Hatta 6.6 kabul edersek bu yıkımların hiç olmaması lazımdır. 

İşte tam da bu yüzden bu işte bir yanlış olduğu barizdir. Ya yapıların kurulduğu arazide bir yanlış vardır ya da yapılarda. Belki de her ikisi birden yanlıştır. O yüzden bu işin sorumluları bulunmalı ve yargı önünde hesap vermelidir.

Dahası, bu tip daha birçok tehlike arz eden bina olduğu göz önüne getirilerek derhal önlem alınmalıdır. Bamya tarlalarını rant uğruna yapılaşmaya açanlar, buralara çürük bina dikenler suçludur. Tarım alanlarını heba etmek büyük bir suç bence. Kim olursa olsun sorumluları hesap vermeli. Ne var ki, mevcut durum da hiç vakit geçmeden ıslah edilmelidir.

Her depremden sonra konuşup unutuyoruz. Bari bu son olsun ve artık hareket geçilerek bu yaraya bir parmak basılsın.

Çünkü depremler yine gelecek, hiç beklemediğimiz anlarda üstelik sadece İzmir’de değil, İstanbul’da, Bursa’da… 

Her yerde…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.