SON DAKİKA
Hava Durumu

Depresyona karşı dengeli beslenme

Yazının Giriş Tarihi: 13.11.2022 21:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.11.2022 21:11

Son yıllarda alışkanlık haline gelmiş bir kelimedir; depresyon. Biraz can sıkıntımızın olması, havaların kapalı olması, mevsim değişimi, halsizlik hissetmek hepimizde “depresyondayım” diye tanımlanan bir süreç olabiliyor. Oysa depresyon tanısı çok kolay konulabilen ve özellikle de kişinin kendi kendisine koyabileceği basit bir süreç değildir. Uzmanlar, depresyona karşı tıbbi tedavi dışında yaşam kalitesinin de korunması gerektiğini anlatıyor. Uzun yıllardır beslenme ve depresyon arasındaki ilişkinin araştırıldığını kaydeden uzmanlar, mevcut verilerin bu etkileşimin çift yönlü olduğuna işaret ettiğini söylüyor.  


Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Arş. Gör. Hatice Çolak da bu konuda yapılan araştırmalardan örnekler sunarak bilgilendirmelerde bulundu: “Bu değişimlerde hem bağışıklık sisteminin desteklenmesi hem de duygu-durum bozukluklarının önüne geçilmesi için sağlıklı ve düzenli beslenme oldukça önem taşımaktadır. Özellikle sebze ve meyvelerden zengin beslenilmeli, günde 5 porsiyon tüketimi sağlanmalıdır. Bolca posa içeren sebze, meyve, tam tahıllı besinler, kurubaklagillerin tüketimi arttırılmalıdır. Hem depresyonu önlemesi hem de bağışıklık sistemi üzerine olan faydalı etkileri nedeniyle omega-3 kaynakları tüketimi arttırılmalıdır. Haftada 2-3 kez balık tüketilmelidir. B ve C grubu vitaminleri de depresyonu azaltmada etkili olmaktadır. Bu nedenle tahıl, kurubaklagil, taze sebze ve meyve  tüketimine dikkat edilmelidir.” 


Beslenme ve depresyon arasında birbirini tetikleyen bir ilişki olduğunu anlatan Çolak, şöyle bilgilendirdi: “Yani depresyon bireylerin besin alımına etki ederken, beslenme de depresyon oluşumunu tetiklemektedir. Hatta bazı çalışmalarda depresif bireylerde eksik besin ögeleri yetersizliği düzeltildikten sonra semptomların azaldığı ve tedavinin başarıyla sonuçlandığı görülmüştür. İşlenmiş veya kızartılmış besinler, rafine tahıllar ve şekerli ürünlerin tüketimi depresyona yol açmaktadır. Ayrıca serum serotonin düzeyi azaldıkça depresyon riski artmaktadır.”


Omega-3 yağ asitleri ve depresyon arasında da ilişki olduğunu belirten Hatice Çolak, “Daha az balık tüketen toplumlarda depresyon görülme sıklığı daha yüksek bulunmuştur. Bu nedenle mutlaka haftada 2-3 kez yağlı balık tüketilmelidir. Demir, çinko, E vitamini, B12 vitamini, folik asit, B6 vitamini eksikliklerinin de depresyonu tetiklediği görülmüştür. Bu nedenle bu besinlerden zengin sağlıklı beslenme sağlanmalıdır. Antioksidan besin tüketimi depresyon riskini azaltmaktadır. Sebze ve meyveler antioksidanlardan zengin besinlerdir. Bu nedenle tüm bireyler için günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketimi önerilmektedir.”diye uyardı. 
Depresyon tedavisinde Monoamin Oksidaz inhibitörleri- MAOI türevi ilaçların yan etkilere neden olduğunu belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Hatice Çolak’ın bu konuda ise açıklamaları şöyle: “Serotonin, nörepinefrin, tiramin ve dopamin düzeylerinin etkisi artarak hipertansiyona ve beraberinde pek çok sağlık problemine yol açmaktadır. Bu nedenle bireylere tiraminden kısıtlı bir beslenme programı önerilmektedir. Bu diyet MAOI diyeti olarak bilinir. Eskimiş peynir çeşitleri, çikolata, nitrit içeren besinler, bakla, fermente alkollü içecekler, tütsülenmis veya salamura balık, kahve, kola gibi kafeinli içecekler tüketilmemelidir. Ayrıca aspartam tatlandırıcısı içeren besinler ve içeceklerden kaçınılmalı, market alışverişi esnasında besin etiketleri bu açıdan detaylıca incelenmelidir. Hastaların düzenli öğün yapması çok önemlidir. Az ve sık beslenilmeli, ara öğün yapılmalıdır. Tereyağ, margarin gibi doymuş yağ içerisi yüksek yağlar yerine zeytinyağı, fındıkyağı tercih edilmelidir. Sosis, hamburger, işlenmiş et, kek, bisküvi, kurabiye, paketli abur cuburlar gibi işlenmiş paketli besinler diyetten çıkarılmalıdır. Taze ve doğal besin tüketimi arttırılmalıdır. Bol miktarda sebze, meyve, tam tahıllar ve kurubaklagil tüketilmelidir. Kaliteli protein kaynakları tüketilmelidir. Kırmızı et, balık, deniz ürünleri, yumurta, süt, az yağlı peynir, fındık, fıstık, badem, ceviz gibi yağlı tohumlar ve kurubaklagil tüketilerek yeterli triptofan alımı sağlanmalıdır. Haftada 2-3 kez yağlı balık veya haftada bir kez yağlı balık tüketilmelidir. Omega-3 depresif semptomlarım hafiflemesine yardımcı olacaktır. Yeterli sıvı tüketimi sağlanmalıdır. Günde 8-10 su bardağı veya 30-40 mL/kg su tüketilmelidir. Bu da 70 kg ağırlığındaki birey için günde ortalama 2-2,5 litre suya denk gelecektir. Anksiyete durumunda alkol ve kafein alımından kaçınılmalı, kahve ve çay tüketimi azaltılmalıdır.”


Tıp dünyasındaki gelişmeleri takip etmeli ve kendimizi uzmanlara emanet etmeliyiz ancak öncelikle de kişi kendi kendini takip etmeli, en güzel ilaç da sağlıklı bir sofra olmalıdır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.