Bizim coğrafyamızda liderler çok önemlidir. Ülkenin ya da siyasi partinin liderinin gücü ve duruşu devlet başkanıysa ülkeye siyasi partiyse o siyasi akıma güç katar ya da zayıflatır. 

Siz bakmayın kurumsal yapı bilmem ne laflarına. Muhalefet de gerek geçmişte gerekse bugün liderleri ile sahaya çıkıyor. Kurumsal kimlik liderin arkasından gelen bir şey bizim coğrafyamızda. 

Her ne kadar bizde özellikle muhalefetteki partiler laf ebeliği ve algı operasyonlarıyla günlerini geçirse de ve ağızlarından liyakat ve adaleti eksik etmeseler de ne yazık ki bugün itibariyle bile kasaba siyaseti zihniyetini aşamamış durumdalar. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletinin gönlünde kurduğu tahtta oturuyor 20 yıldır. O tahtı kurduğu için devletin başında devam ediyor. 
Onlarca seçimi kazanmasının tek nedeni milletinin ona güveniyor olmasından başka bir şey değil. Ve Erdoğan’ı sandıkta yenemeyenlerin tamamı karşısına geçip sadece algı ve yalan siyasetiyle sonuç almaya çalışıyor. Bunu da beceremiyorlar tabi. 

Son 3 yıldır ekonomide ciddi sıkıntılar yaşıyor olsak da, bu sadece Türkiye’nin değil dünyanın yaşadığı bir sorun. Üstelik bu süreçte vatandaşını hiç yalnız ve kimsesiz bırakmayan bir ülkenin adı Türkiye. Gücünü sonuna kadar milleti için harcadığını biliyor, bu süreçte yaşıyoruz. 

Ancak;

 Erdoğan’ı hedef alanlar her şeyin olmasını hem de bugün olmasını istiyor. Hem tam bağımsız Türkiye diye slogan atıyor hem de Batılı ülkelere, batı ekonomisine, ekonomik tetikçilere teslim olmasını istiyorlar.  Yüzyıllık Cumhuriyetin eksik bıraktığı ne varsa fazlasını istiyorlar ancak hemen istiyorlar. 
20 yıldır devleti yöneten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yıpratmak için ellerinden geleni yapsalar da bunu başaramadıkları gibi, ayrı yüreklilikle adaylarını çıkarıp karşısına koyamıyorlar bile. Gerekçe ise oldukça trajik. Aday yıpranmasın. Yıpranmayacak standartta aday yok yani. Çıkıp ne yaptığını bilen, ne koşacağını bilen, bilgi, deneyim ve kalitesini ortaya koyacak bir isim olmadığını da böylece kabul ediyorlar. 

Memlekette ne hukuku, ne ekonomiyi, ne bürokrasiyi, ne eğitimi ne de başka bir alanı bir türlü beğenmiyorlar. Ancak kendi yönettikleri şehirleri adeta kaosa sürüklüyorlar. Bugün enflasyon ve zamlar konusunda hükümeti hedef alanların ortaya koydukları bir çözüm yok. Hamasi laflarla siyaset yaparak milleti ikna etmenin mümkün olmadığını bir türlü anlamıyorlar. 

Bugün bu şartlarda bile Türkiye, tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor. Sadece eğitimden bir örnekle tamamlayalım. Üniversiteler öğrencilerine burs sağlamak için adeta birbirleriyle yarışıyor. Geçen yıl barınma krizinin yaşandığı dönemde Cumhur İttifakı belediyeleri seferberlik ilan etti adeta. Bir tek öğrenciyi bile barınaksız bırakmamak adına. 

Bursa’dan örnek verecek olursak; Büyükşehir Belediyesi örneğin, lise ve üniversite öğrencilerine burs verebilmek için çözüm üretti. Geçen yıl binlerce üniversite öğrencisi bu burslardan yararlandı. Bu yıl hem üniversite hem lise öğrencileri yararlanacak. 

Meslek liseleri mesela, her gün başka bir protokol imzalanıyor. Meslek lisesi tercih eden öğrencilere staj ve çalışma imkanlarının yanı sıra sağlanan burslarla eğitimlerini daha iyi şartlarda sürdürmeleri için olanaklar sağlanıyor. Meslek liselerinin günün şartlarına göre güncellemesi yapılırken, düne kadar kimsenin yüzüne bakmadığı meslek liseleri bugün tercih edilen eğitim kurumları haline gelmiş durumda. 

Sağlık alanında da keza aynı. Artık yokluğundan değil çokluğundan şikayet edilir bir hale geldiği sağlık kuruluşları. Daha fazlası yapılıyor ve pandemi döneminde bu yapılanların ne kadar kıymetli olduğu da ispatlandı. 

Hasılı Erdoğan, bir mücadele veriyor bu ülke ve bu millet için. Israrla tam bağımsız güçlü bir Türkiye’nin inşaası için çalışıyor ve mücadele gösteriyor. Erdoğan, ısrarlı mücadelesinde hep kazanıyor.  Yetersiz, güçsüz ve kasaba siyasetinden öteye geçemeyen muhalefet ise ancak algı operasyonları ve hamasetle karşılık vermeye çalışıyor. Ancak milletinden devletinden yana olanla ikbal ve makam peşinde koşanların mücadelesinde milletin yanında yer alanların kazanacağını kimse unutmamalı. 

Sonuç olarak bugünkü sorunlarla ilgili bile bir değerlendirme yapsak, Erdoğan haklı diğerleri haksız tarafta yer alıyor.