Son yüzyılda insan zihnini işgal eden önemli olgulardan birisi futboldur. Kitleleri avutmanın önemli bir aracıdır. Milyonlarca insan futbolla teselli bulmaktadır. Bu uğurda harcanan paranın miktarını bilmeye imkan yoktur. 

Medya yoluyla gençlerde, tarifsiz bir futbol bağlılığı oluşturulmaktadır. Gazetelerin, televizyonların spor sayfaları/zamanları neredeyse tümüyle futbolculara tahsis edilmektedir. Futbolcuların akla hayale gelmez paralara/kısa sürede ulusal çapta şöhrete sahip olması, gençler için önemli bir cazibe nedeni olmaktadır. Bunu Türk makamları zamanında tespit etmiş olmalılar ki il ve ilçeler adına hızla futbol takımlarının kurulması yarışını başlatmışlardır.

Bu yarışın bir sonucu olarak Diyarbakır’da Turan Gazozları sponsorluğunda, “Melikahmet Turan Spor” adlı kırmızı-beyaz renklerden oluşan bir futbol takımı 1972’de kurulmuş 1985’e kadar bu adı kullanmıştır. (Melikahmet, aslında Diyarbakır’da valilik yapan Melek Ahmet Paşa’dır. Diyarbakır’da Melikahmet olarak anılmaktadır.) 1985’te Turan Gazozları sponsorluktan çekilince kulübün adı Melikahmet Spor olur.

1990’da Diyarbakır Belediyesi bu Melikahmet Sporu satın almış adını Diyarbakır Spor yapmış renklerini ise yeşil beyaza çevirmiştir. 1993’te Diyarbakır Belediyesi Büyükşehir statüsünü alınca, kulübün adı da Diyarbakır Büyükşehir Belediye Spor olmuştur. 1996’da Refah Partili Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Bilgin ile kulüp başkanı Necattin Yiğit Bayrak’ın Galata Saraylı olmalarından dolayı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Spor kulübünün renkleri yeşil beyazdan sarı kırmızı olarak değiştirilmiştir.

1999’da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi seçimini (DEHAP/PKK adayı) Feridun Çelik kazanmış ve kulübün adını da “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi DİSKİ Spor” diye değiştirmiştir. Kulüp bu adla 1999-2010 arasında faaliyet yürütmüş, 2010’da kulübün adından “DİSKİ” çıkarılmıştır. 2013’teki kulüp kongresinde renkler bu sefer yeşil kırmızı olarak değiştirilmiş, 28 Ekim 2014’te yapılan kulüp genel kurulunda, kulüp adının “Amed Sportif Faaliyetleri” olması kararlaştırılmıştır. O dönemde Hükümet tarafından sürdürülen “Çözüm Süreci ya da Kürt Açılımı” siyasetinin icabı olarak, aslında hükümetin isteğine bağlı kalan TFF işte bu “Amed Sportif Faaliyetleri” adını tescil etmesinden dolayı, kısaca Amed Spor diye bu kulüp 2015’ten beri ait olduğu liglerde faaliyetlerini sürdürmektedir.

Ermenilerin “Amid” dediği Diyarbakır, Hz. Ömer zamanında ilk defa Ermenilerden alınarak fethedilmiş, bu yüzden Hz. Ömer ve daha sonra Emeviler zamanında Diyarbakır merkezli bir “Ermeni Amilliği” diye idari birim ihdas edilmiştir. Amid’in adı ise buraya iskan edilen Arap aşiretinin adından dolayı “Diyarbekir” yapılmıştır. Özetle bu ad 642’den 1937’ye kadar kullanılmıştır. CHP Genel Başkanı Kemal Paşa ise Arapça bir ad olduğu gerekçesiyle şehrin adını, 1937’de “Diyarbakır” olarak değiştirmiştir. Ancak Kürt ulusalcıları ve PKK’lılar, Hz. Ömer zamanından başlayarak Urfa-Diyarbakır-Mardin çevresinde kullanılan Arapça yer adlarını, daha sonra Selçuklu fetihleri ile bölgeye gelen Türklerin (özellikle 20. Yüzyılda) verdikleri Türkçe adlar yerine, Ermeni egemenliği döneminde kullanılan yerel adları kullanmışlardır. Bu bağlamda Amid adını da Kürtçe telaffuz şekliyle “Amed” haliyle söylemektedirler. Yine Açılım/Çözüm Süreci siyasetinin bir sonucu olarak Doğu bölgesinde kullanılan ve çoğunluğu Ermenice olan eski köy adları, yeni ve Türkçe adları ile birlikte köylerin giriş ve çıkışlarındaki tabelalarda kullanılmaya başlanmıştır.

Bursa Spor ile Diyarbakır/Amed Spor taraftarları arasındaki kavgaların uzun bir geçmişi vardır. 27 Eylül 2009’da Bursa’da yapılan olaylı maçtan sonra, 3 Mart 2010’da Diyarbakır’da yapılan maçta, Bursa Sporlular taş yağmuruna tutulmuş, maçı yöneten hakem Kemal Yılmaz’da yaralanmıştır. Maç yarıda bırakılmıştır. 31 Ocak 2016’da Bursa’da yapılan maçın ardından, hendek çatışmalarının olduğu bir sırada, twitter’de “Amedspor Kulübü” adıyla “ Bursa Spor deplasmanında alınan 2-1’lik galibiyeti Surda-Cizre’de mevzide direnen gerillalara ve fedakar Kürdistan halkına armağan ediyoruz” diye yazılmıştır. Bu yazının Diyarbakır/Amed Spor taraftarlarının ne kadarını temsil ettiğini tespit etmeye elbette imkan yoktur. Ancak PKK çevrelerinin Amed Spor’a bambaşka bir gözle baktıklarının örneği olması bakımından dikkat çekicidir.

25 Eylül 2022’de yine Diyarbakır’da yapılan Diyarbakır/Amed Spor ile Bursa Spor maçında benzeri olaylar çıkmıştır. İstiklal Marşının okunması ıslıkla protesto edilmiş ve Diyarbakır/Amed Spor taraftarları çok sayıda Irak Kürdistan bayrağını açmıştır. Artık bu iki takım arasında kavgalı, olaylı maçlar bir birini takip etmiştir.
5 Mart 2023’te ise Amed Sporluların deplasman maçı için geldiği Bursa’da kaldıkları otelin önünde, toplanan Bursa Spor taraftarlarınca aleyhte sloganlar ile protesto edilmişlerdir. Taraftarlar kendilerine göre bir önceki Diyarbakır maçında yaşananlara cevap vermişlerdir. Maç başladığında ise Bursa Spor taraftarlarının aleyhte sloganları devam etmiştir. Maç esnasında, PKK terör eylemlerinin yaygınlaştığı bir dönemde, PKK’lılara karşı yaptıkları ile tanınan Mahmut Yıldırım ile Ahmet Cem Ersever’in ve faili meçhul olaylarda kullanılan Toros marka otomobil posterinin açılması, protestoları bambaşka bir alana taşımıştır.

Benzeri şiddet olayları, Fenerbahçe Trabzon Spor maçlarında, Beşiktaş-Bursa Spor maçlarında da görülmüştür. Ancak Bursa Spor ile Diyarbakır/Amed Spor arasında artık gelenek haline gelen olayların içeriği de seyri de diğer kulüplerin taraftarları arasında görülen olaylardan farklıdır. Diyarbakır Spor Kulübünün adının “Amed Spor” olarak değiştirilmesinin, TFF tarafından onaylanması büyük bir yanlıştır. Bu yanlış düzeltilmelidir. Her iki kulübün taraftarları, protestolarını makul çizgide tutmak zorundadır. İstiklal Marşının ıslıkla protesto edilmesi de Irak Kürdistan Bayrağının asılması da teslim edilmelidir ki kışkırtıcıdır. Sporda/Futbolda olduğu iddia edilen kardeşlik/centilmenlik bu tür saldırganlıklarla gölgelenmektedir. Bursa Spor taraftarlarının yaptıkları taşkınlık için ateş püskürenlerin, Amed Spor taraftarlarının taşkınlıkları için sus pus olmaları utanç vericidir. Madem Türkiye’de ki bütün vatandaşlara “Türk” denilmektedir o halde gece yarısında Diyarbakır Sporluların kaldıkları otelin önünde “Ne mutlu Türküm diyene” şeklinde bağırmak da bir o kadar ayıp ve yanlıştır. Futbol, bir kardeşlik, bir dayanışma getirmemiştir. Aksine futbol uyuyan bir fitneyi körüklemiştir.