SON DAKİKA
Hava Durumu

Genetik ilmine dair

Yazının Giriş Tarihi: 12.12.2020 20:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.12.2020 20:32

Normal şartlar altında insanda bir ar damarı olduğu varsayılır. İnanışa göre alında bulunan bu damar çatladığında insanda utanma duygusu diye bir şey kalmaz. İleri vakalarda haysiyet eksikliği veya yokluğu da görülebilir. Her ne kadar Kemal bu damarın kırıldığını zannetse de bu damar aslında çatlar. Bu damarın çatlaması vukuunda yine de bir nebze utanç kalacağı ama bunun kifayetsiz olacağına hükmedilmiştir. Aslında bazılarının böyle bir damar olduğunu duymuş olması dahi bir artıdır.

Ama ne yazık ki, son veriler bazılarında bu damarın doğuştan olmadığı yönünde. Çünkü bazıları bu damar hiç yokmuş gibi davranıyor. Genetik olarak bu damara sahip olmayanlar tespit edilebilirse çare de bulunabilir. İlim ehlinden ricamız bu verilerin iyice işlenip değerlendirilmesidir.

Bu incelemelerle en azından yokluğu bulunan kişilere damar nakli gündeme gelebilir. Böylelikle o damar çatlasa bile yaptıkları yüzsüzlük kadarını yapmazlar en azından. Bu da tecavüz, taziz ve hırsızlık (gariban bir hırsızın yaptığı üç beş kuruşluk ekmek çalma veya adi hırsızların mal çalması veya yankesicilik yapması gibi bir hırsızlığı değil milyonları götürmeden bahsediyorum.) vakalarında bir azalma görülme ihtimali doğabilir.

Genetik ilmine dair ahkâm kestikten sonra yeni bir sahife açıp esas işimize dönelim.

Konumuz aktüel siyaset ve de korona.

Bir habere göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Covid 19 vakalarıyla ilgili konuşmuş. Devletin onlarca kişilik bilim kurulunun yetersiz olduğunu ya da orada yer alan profesörlerin yetkin olmadığını düşünmüş olmalı ki kendisi de bir bilim kurulu oluşturmuş. (Fesatlık etmeyin o kurul üyelerinin birer kukla olduğunu alenen söylemedi adam. Bu meyanda bilinen bir beyanı yok.)

Bu belediye bilim kurulu net tavır almış. Adam onu anlatıyor. Şöyle konuşmuş;

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Bilim Danışma Kurulu'nun net tavırları var. Yani iki hafta kapanacağız, başka yolu yok. Öbür türlüsü daha ciddi bir ekonomik kayıp. İki hafta, üç hafta nedir ki bizim için? Bunun mu altında kalacağız yani? Kalmayız. Ama o süreçte ihmal ettiğimiz hususlar, can kayıpları ne yazık ki can yakacak. Bu konuda hükümetin tavrını anlayabilmiş değilim. Onun için feryat ediyorum, onun için isyan ediyorum, onun için Allah aşkına iki hafta, üç hafta kapatın diyorum. Kesinlikle kapanmalıyız.”

Bunlar daha önce açılmaktan bahsederdi ne hikmetse şimdi kapanmaktan dem vuruyorlar. Gazeteleri alkol satan işyerleri de açılsın diyor, malum zat tam kapanma tavsiye ediyor. Bu ne lahana turşusu? Perhize hiç uymuyor.

Diğer yandan, iki haftalık kapanmanın çare olacağını düşünmenin de bir mantığı yok gibi görünüyor. Kapanılsa bile millet kapandıktan iki hafta sonra, serbest kalındığı an itibarıyla, hatta belki bir iki dakika bile öncesinden zincirden kurtulmuş gibi sokaklara meydanlara dökülüp, gizli mekânlarda partiler vermeye devam edecek ve hastalık yine bulaşacak. Aşı da iki haftaya çıkmayacağına veya herkese yapılamayacağına göre sayılar yine tavan yapacak.

Bak canım, o bilim kurulun sana söyledi mi söylemedi mi bilmem ama bence sen bunun yerine toplu taşımada kısıtladığın araçları ortaya çıkar. Hatta mümkün mertebe takviye et. Millet tepiş kakış işe gitmek zorunda kalmasın. Bulaş azalsın. Sor o bilim kuruluna. Gerçek bilim adamlarıysalar (pardon bilim insanı diyecektim dilim sürçtü. Acaba bilim hayvanı veya bitkisi de var mı?) bulaşın azalacağını söyleyeceklerdir.

Tablolara milyonlar ödüyorsun, toplu taşımadan zarar etmek sana koymaz. Bak, yabancı krediler de yağıyor maşallah…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.