SON DAKİKA
Hava Durumu

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan canlı yayında açıklamalar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT Haber canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.

Haber Giriş Tarihi: 01.06.2021 23:35
Haber Güncellenme Tarihi: 02.06.2021 00:41
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan canlı yayında açıklamalar

TRT Haber yayınına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, salgında normalleşmeden yeni anayasa çalışmalarına, terör örgütleriyle mücadeleden ekonomideki gelişmelere kadar, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlıyor..

"SOSYAL MESAFE KORUNURSA MASKEYE GEREK YOK"

Erdoğan, koronavirüsle mücadelede gelinen son noktaya yönelik şunları söyledi:

"Mâlum maske, mesafe, hijyen. Bu üç başlıkta sosyal mesafe önem arz ediyor. Sosyal mesafe gündemimizde yerini korursa arada mesafe korunması halinde maskeden de kaçabilmek, maskeden de kurtulmak mümkün olur. Bu da tabii baştan beri söylendiği gibi 1,5 metre idi. Buna dikkat edildiği zaman maskeden kurtulmak mümkün ama sosyal mesafe şart. Bakanımız kısa bir süre sonra bununla ilgili açıklamayı yapacak. 'Şu tarihten itibaren, şu, şu şartlarda sosyal mesafe dikkat edildiği takdirde maskeyi çıkarabiliriz' diye."

"BEN 3 AŞI OLDUM"

"Ciddi manada aşımız geliyor. Aşılarımızın gelişiyle birlikte 50-55 yaş üstüne de yoğun bir şekilde yapmaya başlayacağız. Aşılarla birlikte ciddi manada korunma sürecini tıbben de olmuş olacağız. Ben 3 aşımı oldum, bir de antikor yükseldi mi yükselmedi mi bununla ilgili adımı attım."

YENİ ANAYASA ÇALIŞMASI

"Şahsım ve heyetimle sayın Bahçeli ile görüşeyeceğiz. Anayasa çalışmamızı yapan ekiple bizim heyetimiz konuşacak bir değerlendirmemizi yapacağız 128 madde üzerinde. Bu çalışmayı yaptıktan sonra ilave edilmesi gereken çıkarılması gereken ne gibi maddeler vardır bunları konuşacağız. Tamam dediğimiz zaman da Devlet (Bahçeli) Beye de takdim edeceğiz. Cumhur İttifakı'nın bu ortak çalışmasıyla ne gibi eksikler var bunlara bakacağız. Ortaklaşa bir çalışmayı yürütelim istiyoruz. Adeta Anayasa Bilim Kurulu oluşturmanın gayreti içerisinde olduk. En geniş anlamda bir uzlaşı sağlayalım ve bunun neticesinde meydana gelen hazırlığımızı kalkıp Cumhur İttifakı'na ulaştıralım..."

"BU MİLLET, GAYRİRESMİ BİR ANAYASA İSTEMEZ"

"(Muhalefetin Anayasa çalışması) PKK'nın uzantılarıyla mı kalkıp Anayasa metni hazırlayacaksınız. Anayasa dediğimiz zaman milli ve yerli olması şart. Bu millet gayrıresmi bir anayasa istemez."

"PARLAMENTER DEMOKRASİ ARTIK BİZİM İÇİN MAZİ"

"Millet İttifakı neyi neyle yapacak? Kimi kimle biraraya getirecek? Veya hazırlayacakları bir anayasa metni nasıl ortaya çıkacak bu düşündürücüdür. Bunların anayasa metni hazırlığında millilik bir defa olmayacak. Yerlilik; o da hiç olmayacak. Dağdaki PKK'lıyla mı milli bir anayasa yapacaksınız? O PKK'nın uzantılarıyla mı anayasa metni hazırlayacaksınız? Bu milletin anayasası dediğiniz zaman milli ve yerli boyutunun olması şarttır. Bu millet yerli ve milli anayasa ister, gayrimilli istemez. Bunu çalışmalar esnasında çok açık net görmek mümkün olacak. Çözüm süreci çalışmaları yaptığınız zaman bunların bazı uzantılarıyla çalışmalarda birarada gördük. Bunları gördük. Milletin derdiyle dertlenme gibi adımları var ya da yok, bunları gördük. Biz bunların yapacağı çalışmadan rahatsız değiliz. Varsın yapsınlar. Bir defa parlamenter demokrasi dendiği zaman artık parlamenter demokrasi bizim için, bu millet için mazi oldu. Sürekli koalisyonlarla içiçe ve sürekli zararlı olan dönemleri yaşadık biz. Halkımız ilk önce bizi yüzde 34 küsurla parlamentoya gönderdi. Tek başımıza iktidar olduk. Karşımızda sadece CHP vardı. CHP ile birlikte parlamentoda çalışmayı yaparken bizler gerçekten pozitif kararlar alabilirken, bütçede başarılı adımlar atarken, o dönemde bizler huzur içinde rahatlıkla süreci işlettik. Ondan sonra seçime geldik yine parlamenter demokrasiyle idik. Oy oranımız sürekli artıyordu. Şu andaki sistem yoktu. Bir sonraki seçim yine açık ara bizim lehimizdeydi. 4 parti oldu, açık ara yine önde olduk. Dendi ki, 'Türkiye gerçekten çok partili sistemden huzur bulamıyor'. Netice alınamıyor. Bunları yaşadık. Koalisyonlar dönemine dönmeyi milletimiz asla istemiyor. Kurtulduk bundan, tekra başımızı belaya sokmayın diyor. Bizler de milletimizden aldığımız vekaletle tekrar kararlı şekilde yaptığımız çalışmalar, milletimizin huzuruna çıkışımız, altyapı, üstyapı yatırımları, kişi başına milli gelir, gençliğe verdiğimiz önem, eğitim, adalet, sağlık, ulaşım, savunmada attığımız adımlarda Türkiye bir değişim yaşadı. 57 havalimanına çıktık. Bu Türkiye'nin refah düzeyinin yükseldiğinin alametiydi. Bunu çok partili dönemde yapmadık. Şu anda AK Parti iktidarıyla bu süreci devam ettirirken Cumhur İttifakı ile öyle bir sistem kuralım ki, gelişmiş olan ülkelerin kullandığı sistem ne ise onu kullanalım. Önce AK Parti ardından da Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte devlet idaresine istikrarı getirdi. Uluslararası alanda hızlı ve etkin kararlar alma kabiliyetini kazanmış olduk. Yeni sistem sayesinde son asrın en büyük sağlık krizi olan koronavirüs salgınında hızlı kararlar aldık. İstanbul'daki Atatürk Havalimanı'nın içinde 1008 odalı hastaneyi kurduk ki, uçak oraya inecek 5 dakikada orada hastaneye gelecek, ameliyathaneleri ile her şeyiyle mükemmel. Yine İstanbul Sancaktepe'de bir hastane yaptık. Bunlar 45 günde yapıldı."

"BİRİLERİ VAR Kİ, BU İŞLERDEN ANLAMAZ"

"45 günde Sancaktepe'de o hastane, 45 odalı, tıbbi en ileri teknoloji ne ise bunlar burada var. Şu anda tedavi uygulamaları, ameliyat vs. Buraların bir özelliği de şu tomografi, MR, ultrasonografiye varıncaya kadar en ileri teknoloji ile burada var. Aynı modeli Atatürk Havalimanı'ndaki hastanede de uyguladık. Avrupa yakasında Çam Sakura var. Japonya Başbakanı ile birlikte videokonferansla açılışını yaptık. Türkiye'nin en mükemmel hastanelerinden bir tanesi. Birileri var ki, anlamaz o işten. 'Bunların bütçesi nereden?' diye soruyor."

"BUNLARA SORARSANIZ ANKARA'NIN KASABA OLDUĞUNU ZANNEDER"

"Biz ABD'deki en büyük hastaneyi de geçtik. Şimdi onlar buraları gezip gördükten sonra 'geri kalmışız' diyorlar. Şu anda büyükşehirlerimizde tamamında bunu gerçekleştireceğiz inşallah. Bu hastaneler olacak ki, bütün ülkeyi kucaklamış olalım. İlk adımı Yozgat'ta atmıştık. İlk şehir hastanesine oradan başladık. Kayseri, Konya'da var. Şu anda şehir hastanelerimizin yapımları hızlı bir şekilde devam ediyor. Çam Sakura bunların içerisinde çok müstesna bir yere sahip. Hocalarımız noktasında güçlü kadroları var. Ankara'daki şehir hastanemiz olmamış olsaydı, orta Anadolu'da Covid döneminde birçok açığı kapatamazdık. Salgın döneminde Ankara Bilkent'teki hastanemiz birçok sorunumuzu çok rahat çözmemize vesile oldu. Bunlara sorarsanız Ankara'nın kasaba olduğunu zannederler, büyükşehir olduğunu zannetmezler. Sancaktepe'nin dışında bir şehir hastanesine de başlayacağız. Proje hazır. İhalesini yapıp başlayacağız. Rabbim hastane kapısına düşürmesin, ama eksikliğini de vermesin. Bir taraftan da ciddi manada doktor açığımızı gidermemiz lazım. Bu konuda bir doktor kardeşimizi maalesef kendi hastası bıçaklayarak ağır yaraladı. Dün akşam kendisi ile telefonla da görüştüm. 2 yılı kalmış uzman olmaya. Tedavi ettiği hasta onu geliyor, bıçaklıyor. Buna benzer birçok olayla da karşı karşıyayız."

"Bizim dört sacayağımız var. Eğitim, sağlık, adalet ve emniyettir. Ondan sonrası ulaşım, tarım, dış politika, enerji vesaire."

"ALTYAPISI OLMAYAN ÜLKENİN ÜSTYAPISI TEHDİT ALTINDADIR"

"Biz parlamenter demokrasi sistemini geride bıraktık. Onlar denendi. Denenmiş denenmez. Dün dün de kaldı diyor ya Mevlana, şimdi yeni bir şeyler söylemenin hesabı, gayreti içerisindeyiz. Merkez Bankası'nın nereye gittiği sorulur mu? Bunlar ne hesaptan, ne kitaptan anlarlar. Bu kadar altyapı, üstyapı yatırımları. Bu süreçte geçirdiğimiz felaketler, depremler. Van, Bingöl depremi geçirdik. Son zamanlarda Elazığ, Malatya, İzmir. Hiç soruyorlar mı, 'Buralara bu paraları nereden buluyorsunuz?'. Altyapısı olmayan bir ülkenin üstyapısı her an tehdit altındadır. Altyapı ile işe başlayacaksınız ki tehdit miktarını azaltacaksınız."

BİDEN İLE GÖRÜŞME

"Türkiye Amerika ilişkileri niçin böyle bir gerilim safhasında, bunu tabii soracağız. Biz sizden önce yine Demokratlarla çalıştık ama böyle bir görünüm bizde olmadı. Biz Bush'la da çalıştık, Obama'yla da çalıştık, bunlar da Demokrattı, bunlarla böyle bir gerilimi ben yaşamadım. Ardından Cumhuriyetçi olarak Sayın Trump'la çalıştık, hiçbir gerilimi onunla da yaşamadık. Tam aksine telefon diplomasimizde çok huzurluyduk, rahattık, ne yaparız ne ederiz... Sayın Biden'la maalesef bu görüşme, buluşma trafiğimiz o kadar rahat olmadı. Şimdi Brüksel, NATO Zirvesi dendi, bir araya geleceğiz. Orada bunları konuşacağız. Bu gerilimin sebebi ne? Sözde Ermeni Soykırımı. Artık bıktık ya. Her 24 Nisan gelir, Amerika Ermenilerle ilgili ne diyecek... Bütün işin bitti de, Ermenilerin avukatlığına sen mi soyunuyorsun, bırakalım bu işi tarihçiler yapsın, hukukçular çalışsın. Bütün çalışmalardan sonra önümüze gelen tablo üzerinden üzerimize ne düşüyorsa biz onu yapalım. Ama şu anda ortada hiçbir şey söz konusu değilken kalkıyorsunuz bunu gündeme getiriyorsunuz. Yıllar geçti, Minsk üçlüsü olarak Amerika, Rusya, Fransa, biz Azerbaycan-Ermenistan sorununu çözemediler. En sonunda Azerbaycan kendi göbeğini kendisi kesti. Şimdi burada da kalkıp hiç mi hiç ilgisi, alakası olmayan bir Türkiye'yi sen kalkıp da böyle bir konunun içerisine nasıl atarsın? Eğer söyleyeceğin, yapmak istediğin bir şey varsa NATO müttefikin olarak gel bu işi çalışmaları yaptırtalım, ondan sonra konuşalım. Böyle bir şey yok, ben yaptım oldu. Senden önceki Amerika'yı yönetenler bu işi senin kadar bilmiyor muydu? Onların hiçbiri bu ifadeyi kullanmadı. Cumhuriyetçi de kullanmadı Demokrat da kullanmadı. Biz buna üzülüyoruz."

"MÜTTEFİKLERİMİZ, YENİ TÜRKİYE'YE ALIŞACAK"

"Biz bir kasaba devleti değiliz, Türkiye Cumhuriyeti devletiyiz, bu şekilde bizi köşeye sıkıştıranlar önemli bir dostu kaybederler. Biz NATO'nun ilk 5 ülkesinden bir tanesi olacağız, Avrupa'da güçlü görünen devletlerin hiçbiri NATO'da göreve getirmeleri gereken görevleri yerine getirmiyor. Şunu bilmeleri gerekiyor, artık yeni bir Türkiye var. Bölgesinde inisiyatif alan, küresel meselelerde taraf olan, müttefikleriyle eşit ilişki talep eden bir Türkiye. Müttefiklerimiz de buna alışacaklar."

ERMENİ MESELESİ VE FETÖ İLE MÜCADELE

"Bu konuyla ilgili aslında yani 10'u aşkın, belki 20, Amerikalı yazar, düşünür, kesinlikle Amerikayı ve Amerikalıları eleştiriyorlar. Türkiye'nin haklılığını ortaya koyuyorlar. Ama maalesef Amerika kendilerin bu söylendiği halde bunları kesinlikle görmemezlikten geliyor. Defalarca kendilerine yazılarla bildirdiğimiz halde, kim nerede nasıl yazmış bütün bunlara rağmen, Amerika biz ne dediysek odur diyerek yoluna devam ediyor. Bizim şimdi Brüksel'de NATO Zirvesi'nce bu konuyu gündeme getirmek işlerine gelmeyebilir, gündeme getirseler dahi aynı şeyleri söyleriz. Bundan önceki konularda da kalktılar Amerika'da davet ettiler, misafir ettiler. Biz de kendilerin görsel olarak bunların hepsini anlattık. Görsel olarak anlattığımız halde FETÖ'yü, bunlar hala, yok öyle değil böyledir... İki konu var ki, sözde Ermeni Soykırımı'nın yanında bizim için çok önemli. Bir tanesi FETÖ ile mücadeledir, diğeri YPG ile mücadeledir. Amerika YPG'nin PKK ile ilişkisi yok diyor. Biz belgelerle önlerine koyduk, diyorlar ki ilişkisi yoktur. Bu bizim müttefiğimiz ise, bu müttefik bizim yanımızda mı yer alacak, teröristlerin yanında mı yer alacak? Sayın Trump ilk göreve geldiğinde binlerce TIR araç gereç mühimmat Kuzeydoğu Suriye'ye geldi, oradaki terör kamplarına yerleştirdiler, azaldıkça takviye ettiler. Kamışlı'nın dili olsa da konuşsa... Bütün o petrol kuyularının olduğu yerlerde teröristlere o kuyuları kullanma imkanını da verdiler. Sonra ne dediler, kaliteli petrol değil. Artık biz bunlara alıştık. Siz rafine edilmemiş petrolü de satmasını biliyorsunuz, onların da kendine göre müşterileri var. Biden döneminde de bu terör örgütüne destekler devam ediyor. Amerika'dan bir yayın grubu gelmişti, onlarla konuştuk, adamlar haklısınız diyorlar."

"TÜRKİYE'NİN OLMADIĞI BİR NATO, GÜÇLÜ DEĞİLDİR"

"NATO'daki ortaklarımızın, dostlarımızın Türkiye'ye bakışını ister istemez sorgulamamız lazım. Biz bugün ilk 5 ülke hangisi dense, bir tanesi Türkiye'dir. Bu havada, karada, denizde, hepsiyle. Türkiye, bir defa silahlı kuvvetlerimiz olarak güçlüyüz ve bu konuda Türkiye'nin içinde olduğu bir NATO güçlüdür. Türkiye'nin içinde olmadığı bir NATO güçlü değildir. Stoltenberg'in S-400 açıklamasından sonra zaten Amerikalılar da bir şey diyememiştir. Onlar kendi silahlarını satmak... Bırak silah satmayı bizde olanları götürdün. S-400'e ihtiyacımız olduğu için aldık. Ondan sonra gündemden yavaş yavaş düştü, şu anda da gündemde değil. Türkiye'nin kendini koruma hakkı yok mu? İkide bir karşımıza Doğu Akdeniz'i getiriyorsunuz, Kıbrıs'ı getiriyorsunuz. AB ülkelerinden hiçbirisi Kıbrıs'la ilgili ayrışma sürecini bilmez. Hiçbirisi bu ayrışma nasıl oldu, müzakereler nasıl oldu, hiçbirisi onu bilmez, bunu bilen tek lider var o da benim. Kofi Annan işin başındaydı, şu anda tabi yok, bir kişi varki AB'den, o AB adına katılmıştı. Gittiği her yerde doğru olanı söylemiştir. Kimse de kalkıp şimdi ona sormaz. Ben ülkem adına oradaydım. Biz bütün bu çalışmaları orada yaşadık, gördük. Orada ne karar çıktı da ayrıldık? Dendi ki bu toplantıdan sonra Yunanlılar ve Rumlar masadan çekiliyordu, Kofi Annan dedi ki çekilemezsiniz, ben Erdoğan'a söz verdim, buradan işi bitireceğiz öyle ayrılacağız, tekrar geldiler oturdular. O toplantıdan ayrıldıktan sonra referandum vardı. Referandumda da Kıbrıs'ta yapılan referandumda Güney'de alınan karara yüzde 65 ret çıktı, Kuzey'de evet çıktı. Kuzey'de evet çıktı da ne oldu, Kuzey'i dışarda bıraktılar, Güney'i AB'ye aldılar. Bunlar samimi değil, dürüst değil. O zamandan beri mali yaptırımlar vardı, onları uygulamadılar. Kuzey Kıbrıs'a ödemeleri gereken paralar vardı, ödemediler. Utanmadan sıkılmadan Kıbrıs'ın etrafındaki bütün yataklarla ilgili hakkımız var mı yok mu, onda bile kalkıp buraları kalkıp boşaltın diyecekler. Biz bu konularda kararlıyız. Türkiye NATO'nun güçlü bir ortağıdır, NATO güçlü bir şekilde devam etmelidir. Macron ne diyor, NATO'nun beyin ölümünden bahsediyor. Macron şu anda nerede? NATO'nun üyesi olan ülkelerden bir tanesi. Herhalde NATO'nun hesaba çekmesi gerekir. Macron'un Libya ve Suriye'de kimlerle iş tuttuğunu da biz biliyoruz."

AYRINTILAR GELİYOR

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.