Bursa Jandarma Bölge eski Komutanı Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün, hükümeti devirmek için Cem Uzan’a siyasi taktikler verdiği görülüy
Haber Giriş Tarihi: 02.06.2014 16:48
Haber Güncellenme Tarihi: 02.06.2014 17:48
Kaynak:
Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Bursa Jandarma Bölge eski Komutanı Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün, hükümeti devirmek için Cem Uzan’a siyasi taktikler verdiği görülüyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde Levent Ersöz’ün; Bursa’da istihbarat elemanı olarak kullandığı Sanık Yüksel Dilsiz’e yaptırdığı illegal işler sebebiyle Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığına atandığı dikkat çekiyor.
Ergenekon Gerekçeli Kararında yer alan kayıtlara göre; Görüşmenin devamında, İsmail Yıldız’ın “uzun lafın kısası paşam, Ağar’ı ikna edeceğiz paşam, orada bir tereddütümüz yok. Zannediyorum kısa zamanda, Aralık sonuna kadar da önemli sayıda milletvekiline ulaşabilecek durumdayız” dediği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde DYP ve Mehmet Ağar olmadığı takdirde AKP nin alternatifinin Genç Parti ve Cem Uzan olabileceğini konuştukları, bu çerçevede İsmail Yıldız’ın “AKP nin alternatifinin Genç Parti olabileceğini söylüyoruz paşam. Çünkü para var. Hükümeti yıkma girişimi var” “…neticede Genç Parti önümüzdeki günlerde böyle bir çıkış yapabilir. Cem Uzan paranın, kesenin ağzını açabilir. Milletvekili transferi yapabilir. Ama nereye kadar yapabilir? İktidara gelebilir mi? Ben o kadar olacağını düşünmüyorum da, AKP yi, hükümeti zayıflatıcı bir faktör olarak kullanılabileceğini düşünüyorum” “...burada Cem kullanılabilir paşam rahatça hükümetin düşürülmesinde. Cem çok rahat kullanma makamı haline gelebilir” dediği, devamında, Mehmet Ağar ve Cem Uzan hakkında bir değerlendirme yaptıkları, bu çerçevede İsmail Yıldız’ın “sonuçta her ikisi de kontrolsüz güç paşam. Kesinlikle, çünkü Cem’in böyle endişeleri olmaz zaten, Cem parasına bakar, keyfine bakar, Cem’in en ufak bir milli düşüncesi yoktur, babasının belki olabilir. Ama dolar bütün milli düşünceleri yumuşatabiliyor… Burada gariban yine Ağar paşam, yani Genç Partiden de bir şey çıkarmamız mümkün değil” dediği, ayrıca görüşme içerisinde, İsmail Yıldız’ın Genç Partinin arkasında muhtemelen İngiliz İstihbarat Servisi MI 6 olduğunu söylediği, İsmail Yıldız’ın sonucun kısa zamanda alınabileceğini söyleyerek “burada ilk adım, partiyi dağıtacak ortam, arkasından dağıtmak, sonucu almak ve Mehmet Ağar’ı yada “X” i hadisenin başına geçirmek olabilir paşam” dediği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde, İsmail Yıldız’ın konuyu Mehmet Ağar’a anlattıklarını ve yavaş yavaş ısındırdıklarını, fakat Mehmet Ağar’ın bazı korku ve çekincelerinin olduğunu, ayrıca AKP den koparabilecek milletvekilleri ile ilgili çalışmalar yaptığını söylediği, bu çerçevede “bakın şu milletvekilleri, şunlar vaat edildiğinde partiden kopabilir. Seçim süreci yaklaştı, bunların hepsinin dosyası var aşağı yukarı. Örnek veriyorum, Miraç Akdoğan, Malatyalı, ne yapıyor? Erkan Mumcu’nun kasası, onun kirli işlerini yapıyor, seçimden önce bunu deşifre ederiz, adama dersinki sen artık epey kirlenmişsin, bunun dışında kal. Yani siyasette yapılmayan şeyler değil bu” dediği ve bu konuları Mehmet Ağar’a anlattığını, Mehmet Ağar’ın da yavaş yavaş aklına yattığını söylediği, devamında “aklına yatıyor yavaş yavaş, geçen gün bir iki milletvekili ile ilgili background verdim. Mesela Kırıkkale milletvekili Murat, milli görüşçü, AKP den, akrabaları DYP de, Kürt kökenli, akrabaları kürt kökenli ama DYP deler. Birkaç örnek verdim, bu adama milletvekilliği garanti versen AKP den bugün istifa eder. “garantiyi verirsek ne olacak” diyor, biz bunu aday yapmak zorundayız. Zorunda değilsin dedim.” dediği,
CAN ATAKLI’NIN AĞZI GEVŞEKTİR, SIR TUTMAZ
Görüşmenin devamında, İsmail Yıldız’ın AKP nin dağıtılması için yeterince malzeme olduğunu ve istendiği takdirde çok kısa bir sürede dağıtabileceklerini söylediği, bu çerçevede “AKP yi hükümetten indirmek, toplam bizim 15 günümüzü alır paşam en fazla” “15 günde rahat indirilebilir, çünkü gerçekten malzeme var… , tedbirli bir plan yapılabilir, aşamalı bir plan. O aşamalı plan dâhilinde önce yıpratıp sonra iyice dağıtmak” “…ben şunu söylüyorum, AKP yi dağıtmak için çok fazla bir şeye gerek yok paşam, rahatça dağıtılabilir bir parti AKP. Yeter ki Ağar siyasi hırsını biraz ilerletmiş olsun. Biraz hırslansa dediğim gibi AKP yi dağıtmak en fazla 15 günümüzü alır normal şartlar altında” dediği, görüşmenin içeriğinde İsmail Yıldız’ın AKP nin dağıtılması için medyanın öneminden bahsettiğiri, bu konuda medyanın verimli bir şekilde kullanılabilmesi için Cem Uzan’dan faydalanılabileceği, Cem Uzan’ın gerekli finansmanı sağlayabileceğini söylediği, ayrıca hükümetin aleyhinde yayın yaptırmak için araştırma yaptığını, birkaç kişiye sorduğunu ve mesela Karamehmet grubunun ilk yayın yapacak gruplardan biri olabileceğini anladığını, Levent Ersöz’ün de “peki Doğan da buna yanaşacak mı” dediğini, İsmail Yıldız’ın “paşam o da zor durumda birçok açıdan. Yani kendisinin Alman istihbaratıyla olan ilişkisinin yavaş yavaş deşifre edildiğini düşünüyor, yani zorlandığını düşünüyor. Kendisini ciddi anlamda şantaja tabi tuttuklarını düşünüyorum, Almanların ve içeride bazı grupların. Yine dışardan bazı grupların. Her an ilişkisinin deşifre edilebileceğinin korkusu var Aydın Doğan’ın” dediği, ayrıca Can Ataklı ile ilgili konuştukları, İsmail Yıldız’ın Can Ataklı için “ağzı gevşektir, sır tutmaz” dediği, Levent Ersöz’ün de “Hayrullah onu kullanıyor zaten” dediği anlaşılmıştır.
UZAN’DAN ERDOĞAN’A MEYDAN OKUMA: “YA O BENİ İNDİRECEK YA DA BEN ONU”
21 Ocak 2004 tarihinde Cem Uzan ile sanıklar Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur, İsmail Yıldız ve Hayrullah Mahmud Özgür arasında geçen görüşme çözümünde özetle; Öncelikli olarak o dönemde Uzan grubuna yönelik yapılan mali operasyonlar sonucu Uzan Grubunun yaşadığı sıkıntıları konuştukları, bu çerçevede Levent Ersöz’ün Uzun Grubunun mevcut hükümet tarafından mağdur edildiğini öne sürerek Uzun Grubuna adli olarak da gerekli desteği vereceklerini söylediği, bu çerçevede Levent Ersöz’ün “Bu olayı sürdürmek gerektiğini, zaten düşüncemiz olarak ortaya koyduk. Konunun yansımasını dün akşam biz, özellikle yüksek yargıdan bir kanal vasıtası ile ulaştırdık bu vatandaşlara” dediği, görüşmenin devamında Levent Ersöz’ün Uzun Grubunun yaşadığı mağduriyetler ile ilgili tepkilerini dile getirmeye devam etmeleri ve bu tepkileri basın yayın organlarıyla sürdürmeleri gerektiğini söylediği, bu söylemler üzerine Cem Uzan’ın, kendi üzerine düşen her şeyi yaptığını ve Başbakan’ı kastederek “ya o beni indirecek ya ben onu” dediği, Levent Ersöz’ün Cem Uzan’a televizyon programlarında ya da medya karşısında yaptığı konuşmalarla ilgili taktik ve yöntemler verdiği, bu çerçevede “bundan sonra çelik gibi bir sinire sahip olmanız lazım, bundan sonraki olaylar içerisinde de son derece sakin olmamız lazım. Eğer böyle olursanız, bunları istediğiniz tarzda tahrik edersiniz, istediğiniz mesajları verebilirsiniz” “bir de tabi bu operasyonu yürütürken bazı tabirlerden kesinlikle kaçınmak gerektiğini düşünüyorum” diyerek kullanılan kelimelere çok dikkat edilmesi gerektiğini söylediği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Levent Ersöz’ün “bu genel seçimlerden sonra niye bir transfer konusu yapıp ta bir grup oluşturmadınız mecliste” dediği, Cem Uzan’ın da “mümkün olmadı ki” dediği, Levent Ersöz’ün de “yani darbeler gelinceye kadar olan dönemde böyle bir milletvekili transfer edipte, Türkiye Cumhuriyetinin yüz karası bir hadise belki ama” dediği, Cem Uzan’ın da Hakkari’den bağımsız milletvekili seçilen birisinin böyle bir iş için bir buçuk milyon dolar para istediğini, parayı sokaktan toplamadığını, bu tür şeyler yapmasının kendisine bir fayda sağlamayacağını, fakat mecliste grup kurmanın başka bir olay olduğunu, bunun da çok zor olduğunu, bir yığın servet harcayarak 15 kişi alsa yine grup kuramayacağını söylediği, daha sonra İsmail Yıldız’ın yaptığı çalışmalarla ve AKP’nin hükümetten indirilmesi için yapılabilecek çalışmalar hakkında bilgiler verdiği, bu çerçevede “belirli operasyonlar yapılırsa AKP’nin oyu aşağıda kalır, ama normal şartlar altında bu seçim cereyan ederse dediğiniz gerçekleşmez tekrar Uzanlar’la uğraşmaya başlarlar dediği, devamında yaptığı araştırmalar sonucu partilerin yerel seçimlerde alabilecekleri oy oranları hakkında bilgi verdikten sonra “yani neticede burada çok kapsamlı bir operasyon yapmak, çok kapsamlı bir senaryoyu hiçbir nokta ihmal etmeden oluşturmak ve oylamak gerekir diye düşünüyorum” dediği, devamında İsmail Yıldız’ın “Cem Uzan öyle bir şey yapmalı ki hükümet feleğini şaşırmalı. Ne yapabilir? Birincisi; mecliste bir siyasi partiyi tehdit unsuru haline getirebilir… , ikincisi; 368 milletvekili var zaten AKP’nin. Ben bu 368 milletvekilinin 368’i ile de ilgili dosya hazırladım. Ve sorduğumuz soru; AKP’den koparmasınız? Niçin koparsınız? Neden koparsınız? Ne zaman koparsınız? Hangi şartlar altında koparsınız? Ve ne istersiniz? Cevap;280 milletvekili AKP’den tabi ki kopabilirim diyor, bunlar devletle çatışmaya devam ederse, bunlar Türkiye’yi iyi idare edemezse ve ekonomik kriz çıkarsa, Günedoğu ile ilgili baskılar artarsa, Kıbrıs’la ilgili taahhütleri artarsa bu zafiyetlerde kopabiliriz diyor. Ya da bir siyası alternatif üretilirse. Bakın bu çok önemli, biz AKP’den kopabiliriz diyor” dediği, bu noktada Levent Ersöz söze girerek “zaten onu yaratmağa çalışıyoruz” dediği, devamında İsmail Yıldız’ın “öncelikle AKP’yi iktidardan uzaklaştırmak hedefleniyor ise bir başka partinin %20-25 oranında alacağı oy AKP’de ki az önce Cem beyin işaret ettiği soru işaretini uyandırabilir milletvekillerinin kafasında, Milletvekillerini tahrik edebilir ve parti değiştirme sürecine gelebilir rahatça” dediği, görüşmenin devamında AKP’yi devirmek için neler yapılabileceği hususunun konuşulmaya devam edildiği, bu çerçevede konuşmaya katılan kişilerin neler yapılabileceğini sorduğu, bunun üzerine İsmail Yıldız’ın “şu yapılabilir bana göre, AKP’yi belinden veya beyninden vurmak gerekiyor ki sersemlesin. Kamuoyu nezdinde ki desteğini azaltabilmek gerekiyor. Bunu AKP’nin oturmuş olduğu ideolojik tabana yönelik bir taarruzla yapabilirsiniz. Bu ne olabilir?” dediği, Levent Ersöz’ün de “Bakın açıkçası diyor ki; AKP nin gayri milli olduğunu vurgula. Yani ortaya koy, belge ile ortaya koy. Deki Tayyip Efendi nedir etnik kökeni? Şudur. Efendime söyleyeyim nedir? Bunların yolsuzluğu şudur. Bu gibi somut işleri ortaya atıyorsun değil mi” dediği, İsmail Yıldız’ın da “olabilir, evet yollardan birisi bu” “ikincisi gayri İslami oldukları ortaya konulabilir… , üçüncüsü yine diyoruz ki az önce siz söylediniz, her an ekonomik kriz gelebilir. Bizim yaptığımız çalışmalar da var. Halk şu anda krizi gizli olarak yaşıyor… Böyle bir propaganda yürütülmeli ki burada bunu halk açıkça görebilmeli, günlük yaşantısın da bunu algılayabilmeli… Yine alışılmış bir siyasi mücadele ile buradan çıkmak mümkün değil, AKP’yi vurmamız lazım. Öncelikle Tayyip beyi vurmamız lazım. Kendisi ile ilgili ne varsa ortaya koyup, Tayip beyi toplumun nezdinde bir defa kesin olarak siyaseti hür olmaktan çıkarmamız gerekiyor” dediği, devamında Cem Uzan’ın gerekirse geri çekilip başka bir partinin mecliste siyasi alternatif olarak yükselmesini sağlaması gerektiğini söylediği, bunun üzerine Cem Uzan’ın “ben bu lafı söyleyeceksiniz diye bekliyordum. Cem Uzan çekil seçimlere girme…” dediği, İsmail Yıldız’ın böyle bir şey demediğini fakat Cem Uzan’ın çok farklı bir propaganda ve kampanya yürütmesi gerektiğini söylediğini, bu noktada Levent Ersöz’ün söze girerek “şimdi İsmail Beyin daha önce yaptığı çalışmalar var, onu anlatmaya çalışıyor. Bu yapmış olduğu çalışmalardan bir tanesi bu AKP’yi nasıl bölelim. Ciddi anlamda yaptığı çalışmalar var. Ondan yola çıkarak bir takım şeyler anlatmaya çalışıyor” dediği, bunun üzerine Cem Uzan’ın “368’lik bir grubu hayallerle parçalayamazsınız. Parayla da parçalayamazsınız. 10 kişi alsanız ne olacak, öbür 350 devam eder” dediği, Levent Ersöz’ün “şimdi geçende konuştuk, elinizdeki silahları kaybetmeden, grubu riske etmeden, onu kaybetmeden, en yakın zamanda anları darbeleyecek tarzda, ha bu darbelemek İsmail Beyin söylemiş olduğu ve yabana atılmayacak konular var. Yani bu adamın gayri milli, İslami konusu, yolsuzluklar konusu, bütün bunları elinizde ki silahlarla ve seçim meydanında çok açık ve net vurarak yaparsınız” dediği, Cem Uzan’ın da “bu konu da en ufak bir endişeniz olmasın. Burada bu adama vurabilecek hangi malzeme bizim elimize ulaşırsa bütün çıplaklığıyla paldır küldür yayınlanacak” dediği, görüşmenin devamında İsmail Yıldız’ın yine yerel seçim sonuçları ile ilgili değerlendirmeler yaptığı ve bu değerlendirmelerde AKP’nin %54 oranında oy alabileceğini söylemesi üzerine Cem Uzan’ın “Paşam, paletleri bir çalıştırsanız aslında” dediği ve bir süre sonra Levent Ersöz’ün “şimdi kendinize iyi bakın, kılıcınız keskin olsun, öyle diyorum bizim açımızdan, bizimle ilgili konuştuğumuz konulardan hiç şüphe yok onu açık ve net ifade edeyim, özellikle Hayrullah’ın bu konuyu açıklaması son derece yararlı oldu, sizinle bu konuyu da görüşmek açısından da. Biraz evvel söylediğimiz konuda da daha önce konuştuğumuz gibi yükselen trend içerisinde biz ne varsa ve ne gerekiyorsa yaparız. Ama önemli olan grubun, buranın ve sizin ayakta kalmanız, bu zaten Ülkenin ayakta kalması demektir” dediği ve Cem Uzan’la görüşmeye son verip, Cem Uzan’ı yolcu ettikleri, daha sonra Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur ve İsmail Yıldız’ın konuşmaya devam ettikleri anlaşılmaktadır.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLE ÇALIŞMA PLANLARI
Levent Ersöz’ün bir önceki görüşmede konuştukları Cumhuriyet Gazetesinin askeri birliklerde satılması ile ilgili Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’u kastederek komutanla görüştüklerini söylediği, bu çerçevede “Komutanla görüştük biz, bizim eğitim birliklerimiz, okullarımız, bölge komutanlıkları ve karargâhlarına bir talimat vereceğiz. Toplu birliklerimiz olan yerler, tugay seviyesinde olan birliklerimize sizin temsilcileriniz gidip biz Cumhuriyet Gazetesini 400 değil 200.000 liradan vermek istiyoruz, formalite gereği gerekirse bir yazı olarak ortaya konulacak. Birlik komutanları bu konuda emir verecekler ve gazeteler alınacak. Bu uygulamayı başlatalım dedi komutanımız. Ondan sonra Kara Kuvvetlerine, Deniz ve Havaya komutanım teklif edecek, biz böyle bir uygulama başlattık, burayı götürüyoruz sizde bu konuya destek verin diye, diğerlerine de Cumhuriyet Gazetesinin girmesini sağlayacağız. Bunu sağlarken birlik komutanlarına biz bir de şunu soracağız, siz Cumhuriyet’e kapıyı açarken diğerlerine de hissettirmeden hafif hafif kısın. Adam orada Cumhuriyet’i görecek. Bakacak ki Hürriyet yok Milliyet yok, neyse alacak. Yani çift taraflı olarak yönlendireceğiz” dediği, Mustafa Ali Balbay’ın da “Biz de fiyatı 250.000 e indireceğiz” dediği, Levent Ersöz’ün “Yarından itibaren biz birlik komutanlarına talimat veririz” dediği, Mustafa Ali Balbay’ın “Şimdi biz Üniversitelere bu şekilde yapıyoruz, bir damga ile indirimli gazete olduğunu belirtiyoruz, yani 250.000 e satıldığını belirtiyoruz. Ötekilerle karışmasın diye. Bizde normal olarak üniversitelere, gençliğe uyguladığımız bu yöntemi size asker gençliğinede önermiş oluyoruz” dediği, Levent Ersöz’ün de hangi üniversitelere verdiklerini sorduğu, Mustafa Ali Balbay’ın da “ODTÜ, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, orası fena değil, Gazi’ye giremedik, orada değişik bir havada biliyorsunuz ve Ankara Üniversitesi” dediği, Levent Ersöz’ün “Bursa Uludağ yok mu” dediği, Mustafa ALİ Balbay’ın da “İstanbul da 4-5 yerde var, galiba Bursa’ya da geçtik” dediği, Levent Ersöz’ün de “Biz tanıdığımız rektörler vasıtası ile diğerlerine de bu konuyu anlatırız. Dolayısıyla onlarda da böyle bir hareketlenme sağlarız. kimse kırmaz yani, bu konu itibari ile onu da sağlarız. Önce bizde bu uygulamaya geçelim, arkasından diğer kuvvetlerde geçecektir” dediği anlaşılmaktadır.
YASADIŞI FİŞLEMELERLE GELEN ATAMALAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 08.03.2009 tarih ve 2009/511-188 sayılı iddianamesinde özetle; Sanık Levent Ersöz’ün; Bursa’da istihbarat elemanı olarak kullandığı Sanık Yüksel Dilsiz’e yaptırdığı illegal işler sebebiyle Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığına atandığı, yasadışı izleme ve fişleme faaliyetleri sonucu sanık Yüksel Dilsiz’in de katılımı ile “rüzgar001” adı verilen kapsamlı bir dosya hazırlatarak dönemin Jandarma Genel Komutanı olan Ergenekon Terör Örgütünün yöneticilerinden sanık Mehmet Şener Eruygur’a arz ettiği, sanık Levent Ersöz’ün bundan sonra, sanık Mehmet Şener Eruygur tarafından teklif edilmesi üzerine 2003-2004 yıllarındaki askeri darbe plan ve uygulamalarının merkezi haline getirilen Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevine getirildiği anlaşılmaktadır.
“ARANDIĞIMI BİLMİYORDUM” DİYEN ERSÖZ NEDEN SAHTE KİMLİK KULLANDI?
Sanık Emniyette susma hakkını kullanmıştır. Sanık Levent Ersöz, 16.01.2009 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda (CMK 250. Maddesi ile Yetkili) müdafisinin huzurundaki ifadesinde özetle; Ben 2005 yılında Bilecik Jandarma Er Eğitim Tugay Komutanlığından emekli oldum. Yurt dışına 30 Haziran 2008 tarihinde kendi pasaportumu kullanarak İstanbul Atatürk Havalimanından Türk Hava yollarına ait uçak ile Moskova'ya gittim. Polus isimli Rus şirketin üretmiş olduğu sismik dedektörlerin üretimi ile ilgili olarak şirket tarafından davet edildim. Amacım şirketi ve ürünlerini inceleyip gerektiği takdirde Türkiye'de pazarlamak için araştırma yapmaktı. Moskova'da kaldığım süre içerisinde Alfa, Beta ve Gama isimli biribirine bağlı otellerden birisinde kaldım. Daha sonra Novasibirsg şehrine gittim. Orada şirketin kendi tesislerinde kaldım.Daha sonra Ukrayna Kiev'e geçtim. Orada kendi imkanlarım ile bulduğum Kiev Merkezindeki Mihaylov isimli bir şahsa ait apartman dairesinde kaldım. Bu şahsı ben gazetedeki kiralık ev ilanlarından buldum. O şekilde kendisi ile temasa geçerek evinde kiracı olarak kaldım. O süre içindeki Türkiye'deki gelişmeleri izledim. Sağlık problemlerim başgösterdi. Yapılan kontrollerde prostat kanseri teşhisi kondu. Ayrıca kalp ve beyin damarlarında sorun olduğu tespit edildi. Bunun üzerine Türkiye'ye dönmeye karar verdim. Türkiye'ye rahat girebilmek için orada tanıştığım yabancı kişilerden temin ettiğim İvan isimli şahıs adına düzenlenmiş sahte pasaport ile deniz yoluyla geldiğim Türkiye'ye 20.11.2008 tarihinde Zonguldak'dan giriş yaptım. Üzerimde bulunan Mehmet Orhan Gülcü adına tanzimli sahte kimlik Türkiye'ye geldikten sonra temin ettiğim kimliktir, ben geldiğimde hazırdı. Eşim Muzaffer Ersöz tarafından bu kimlik bana verildi. Türkiye' ye geldikten sonra tedavim ile ilgilendim. Türkiye'ye döndükten sonra sadece ailem ile görüştüm ve onlardan destek gördüm. Başka her hangi bir kimseden her hangi bir yardım almadım. Hakkımda soruşturma bulunduğunu medyadan öğrenmiştim. Arandığım, hakkımda yakalama çıkarıldığı şeklinde her hangi bir kimse beni uyarmadı. Şeklinde beyanda bulunmuştur.
PAŞA, SAĞ KOLU YÜKSEL DİLSİZ’İ “TANIMIYORUM” DEDİ
761. sayfa 4. paragrafta Şüpheli Yüksel Dilsizin Bursa Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesinde özetle ile başlayıp borcun oradan ödendiğini, ile biten hususlar. Şahıs kendi beyanında sahte doküman hazırladığını, ikrar etmiştir. Kendisinin bu beyanı bile şahsa güvenilemeyeceğini göstermektedir. Şahıs benim tarafımdan hiçbir şekilde subay olarak tanıtılmamıştır. Kaldı ki, Jandarma Teşkilatında özellikle istihbarat branşında subayların azlığı nedeniyle herkes birbirini tanır. Bunun yanı sıra, şahsın konuşmasından, tavrından, kılık kıyafetinden asker olup olmadığı, rütbeli şahısları bırakın, siviller tarafından bile kolaylıkla ayırt edilebilir. Bu şahıs Bursa Jandarma Bölge Komutanlığı ve İstihbarat Grup Komutanlığınca kısa bir dönem haber elemanı olarak kullanılmıştır...
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Levent Ersöz nasıl Paşa oldu?
Bursa Jandarma Bölge eski Komutanı Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün, hükümeti devirmek için Cem Uzan’a siyasi taktikler verdiği görülüy
CAN ATAKLI’NIN AĞZI GEVŞEKTİR, SIR TUTMAZ
Görüşmenin devamında, İsmail Yıldız’ın AKP nin dağıtılması için yeterince malzeme olduğunu ve istendiği takdirde çok kısa bir sürede dağıtabileceklerini söylediği, bu çerçevede “AKP yi hükümetten indirmek, toplam bizim 15 günümüzü alır paşam en fazla” “15 günde rahat indirilebilir, çünkü gerçekten malzeme var… , tedbirli bir plan yapılabilir, aşamalı bir plan. O aşamalı plan dâhilinde önce yıpratıp sonra iyice dağıtmak” “…ben şunu söylüyorum, AKP yi dağıtmak için çok fazla bir şeye gerek yok paşam, rahatça dağıtılabilir bir parti AKP. Yeter ki Ağar siyasi hırsını biraz ilerletmiş olsun. Biraz hırslansa dediğim gibi AKP yi dağıtmak en fazla 15 günümüzü alır normal şartlar altında” dediği, görüşmenin içeriğinde İsmail Yıldız’ın AKP nin dağıtılması için medyanın öneminden bahsettiğiri, bu konuda medyanın verimli bir şekilde kullanılabilmesi için Cem Uzan’dan faydalanılabileceği, Cem Uzan’ın gerekli finansmanı sağlayabileceğini söylediği, ayrıca hükümetin aleyhinde yayın yaptırmak için araştırma yaptığını, birkaç kişiye sorduğunu ve mesela Karamehmet grubunun ilk yayın yapacak gruplardan biri olabileceğini anladığını, Levent Ersöz’ün de “peki Doğan da buna yanaşacak mı” dediğini, İsmail Yıldız’ın “paşam o da zor durumda birçok açıdan. Yani kendisinin Alman istihbaratıyla olan ilişkisinin yavaş yavaş deşifre edildiğini düşünüyor, yani zorlandığını düşünüyor. Kendisini ciddi anlamda şantaja tabi tuttuklarını düşünüyorum, Almanların ve içeride bazı grupların. Yine dışardan bazı grupların. Her an ilişkisinin deşifre edilebileceğinin korkusu var Aydın Doğan’ın” dediği, ayrıca Can Ataklı ile ilgili konuştukları, İsmail Yıldız’ın Can Ataklı için “ağzı gevşektir, sır tutmaz” dediği, Levent Ersöz’ün de “Hayrullah onu kullanıyor zaten” dediği anlaşılmıştır.
UZAN’DAN ERDOĞAN’A MEYDAN OKUMA: “YA O BENİ İNDİRECEK YA DA BEN ONU”
21 Ocak 2004 tarihinde Cem Uzan ile sanıklar Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur, İsmail Yıldız ve Hayrullah Mahmud Özgür arasında geçen görüşme çözümünde özetle; Öncelikli olarak o dönemde Uzan grubuna yönelik yapılan mali operasyonlar sonucu Uzan Grubunun yaşadığı sıkıntıları konuştukları, bu çerçevede Levent Ersöz’ün Uzun Grubunun mevcut hükümet tarafından mağdur edildiğini öne sürerek Uzun Grubuna adli olarak da gerekli desteği vereceklerini söylediği, bu çerçevede Levent Ersöz’ün “Bu olayı sürdürmek gerektiğini, zaten düşüncemiz olarak ortaya koyduk. Konunun yansımasını dün akşam biz, özellikle yüksek yargıdan bir kanal vasıtası ile ulaştırdık bu vatandaşlara” dediği, görüşmenin devamında Levent Ersöz’ün Uzun Grubunun yaşadığı mağduriyetler ile ilgili tepkilerini dile getirmeye devam etmeleri ve bu tepkileri basın yayın organlarıyla sürdürmeleri gerektiğini söylediği, bu söylemler üzerine Cem Uzan’ın, kendi üzerine düşen her şeyi yaptığını ve Başbakan’ı kastederek “ya o beni indirecek ya ben onu” dediği, Levent Ersöz’ün Cem Uzan’a televizyon programlarında ya da medya karşısında yaptığı konuşmalarla ilgili taktik ve yöntemler verdiği, bu çerçevede “bundan sonra çelik gibi bir sinire sahip olmanız lazım, bundan sonraki olaylar içerisinde de son derece sakin olmamız lazım. Eğer böyle olursanız, bunları istediğiniz tarzda tahrik edersiniz, istediğiniz mesajları verebilirsiniz” “bir de tabi bu operasyonu yürütürken bazı tabirlerden kesinlikle kaçınmak gerektiğini düşünüyorum” diyerek kullanılan kelimelere çok dikkat edilmesi gerektiğini söylediği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Levent Ersöz’ün “bu genel seçimlerden sonra niye bir transfer konusu yapıp ta bir grup oluşturmadınız mecliste” dediği, Cem Uzan’ın da “mümkün olmadı ki” dediği, Levent Ersöz’ün de “yani darbeler gelinceye kadar olan dönemde böyle bir milletvekili transfer edipte, Türkiye Cumhuriyetinin yüz karası bir hadise belki ama” dediği, Cem Uzan’ın da Hakkari’den bağımsız milletvekili seçilen birisinin böyle bir iş için bir buçuk milyon dolar para istediğini, parayı sokaktan toplamadığını, bu tür şeyler yapmasının kendisine bir fayda sağlamayacağını, fakat mecliste grup kurmanın başka bir olay olduğunu, bunun da çok zor olduğunu, bir yığın servet harcayarak 15 kişi alsa yine grup kuramayacağını söylediği, daha sonra İsmail Yıldız’ın yaptığı çalışmalarla ve AKP’nin hükümetten indirilmesi için yapılabilecek çalışmalar hakkında bilgiler verdiği, bu çerçevede “belirli operasyonlar yapılırsa AKP’nin oyu aşağıda kalır, ama normal şartlar altında bu seçim cereyan ederse dediğiniz gerçekleşmez tekrar Uzanlar’la uğraşmaya başlarlar dediği, devamında yaptığı araştırmalar sonucu partilerin yerel seçimlerde alabilecekleri oy oranları hakkında bilgi verdikten sonra “yani neticede burada çok kapsamlı bir operasyon yapmak, çok kapsamlı bir senaryoyu hiçbir nokta ihmal etmeden oluşturmak ve oylamak gerekir diye düşünüyorum” dediği, devamında İsmail Yıldız’ın “Cem Uzan öyle bir şey yapmalı ki hükümet feleğini şaşırmalı. Ne yapabilir? Birincisi; mecliste bir siyasi partiyi tehdit unsuru haline getirebilir… , ikincisi; 368 milletvekili var zaten AKP’nin. Ben bu 368 milletvekilinin 368’i ile de ilgili dosya hazırladım. Ve sorduğumuz soru; AKP’den koparmasınız? Niçin koparsınız? Neden koparsınız? Ne zaman koparsınız? Hangi şartlar altında koparsınız? Ve ne istersiniz? Cevap;280 milletvekili AKP’den tabi ki kopabilirim diyor, bunlar devletle çatışmaya devam ederse, bunlar Türkiye’yi iyi idare edemezse ve ekonomik kriz çıkarsa, Günedoğu ile ilgili baskılar artarsa, Kıbrıs’la ilgili taahhütleri artarsa bu zafiyetlerde kopabiliriz diyor. Ya da bir siyası alternatif üretilirse. Bakın bu çok önemli, biz AKP’den kopabiliriz diyor” dediği, bu noktada Levent Ersöz söze girerek “zaten onu yaratmağa çalışıyoruz” dediği, devamında İsmail Yıldız’ın “öncelikle AKP’yi iktidardan uzaklaştırmak hedefleniyor ise bir başka partinin %20-25 oranında alacağı oy AKP’de ki az önce Cem beyin işaret ettiği soru işaretini uyandırabilir milletvekillerinin kafasında, Milletvekillerini tahrik edebilir ve parti değiştirme sürecine gelebilir rahatça” dediği, görüşmenin devamında AKP’yi devirmek için neler yapılabileceği hususunun konuşulmaya devam edildiği, bu çerçevede konuşmaya katılan kişilerin neler yapılabileceğini sorduğu, bunun üzerine İsmail Yıldız’ın “şu yapılabilir bana göre, AKP’yi belinden veya beyninden vurmak gerekiyor ki sersemlesin. Kamuoyu nezdinde ki desteğini azaltabilmek gerekiyor. Bunu AKP’nin oturmuş olduğu ideolojik tabana yönelik bir taarruzla yapabilirsiniz. Bu ne olabilir?” dediği, Levent Ersöz’ün de “Bakın açıkçası diyor ki; AKP nin gayri milli olduğunu vurgula. Yani ortaya koy, belge ile ortaya koy. Deki Tayyip Efendi nedir etnik kökeni? Şudur. Efendime söyleyeyim nedir? Bunların yolsuzluğu şudur. Bu gibi somut işleri ortaya atıyorsun değil mi” dediği, İsmail Yıldız’ın da “olabilir, evet yollardan birisi bu” “ikincisi gayri İslami oldukları ortaya konulabilir… , üçüncüsü yine diyoruz ki az önce siz söylediniz, her an ekonomik kriz gelebilir. Bizim yaptığımız çalışmalar da var. Halk şu anda krizi gizli olarak yaşıyor… Böyle bir propaganda yürütülmeli ki burada bunu halk açıkça görebilmeli, günlük yaşantısın da bunu algılayabilmeli… Yine alışılmış bir siyasi mücadele ile buradan çıkmak mümkün değil, AKP’yi vurmamız lazım. Öncelikle Tayyip beyi vurmamız lazım. Kendisi ile ilgili ne varsa ortaya koyup, Tayip beyi toplumun nezdinde bir defa kesin olarak siyaseti hür olmaktan çıkarmamız gerekiyor” dediği, devamında Cem Uzan’ın gerekirse geri çekilip başka bir partinin mecliste siyasi alternatif olarak yükselmesini sağlaması gerektiğini söylediği, bunun üzerine Cem Uzan’ın “ben bu lafı söyleyeceksiniz diye bekliyordum. Cem Uzan çekil seçimlere girme…” dediği, İsmail Yıldız’ın böyle bir şey demediğini fakat Cem Uzan’ın çok farklı bir propaganda ve kampanya yürütmesi gerektiğini söylediğini, bu noktada Levent Ersöz’ün söze girerek “şimdi İsmail Beyin daha önce yaptığı çalışmalar var, onu anlatmaya çalışıyor. Bu yapmış olduğu çalışmalardan bir tanesi bu AKP’yi nasıl bölelim. Ciddi anlamda yaptığı çalışmalar var. Ondan yola çıkarak bir takım şeyler anlatmaya çalışıyor” dediği, bunun üzerine Cem Uzan’ın “368’lik bir grubu hayallerle parçalayamazsınız. Parayla da parçalayamazsınız. 10 kişi alsanız ne olacak, öbür 350 devam eder” dediği, Levent Ersöz’ün “şimdi geçende konuştuk, elinizdeki silahları kaybetmeden, grubu riske etmeden, onu kaybetmeden, en yakın zamanda anları darbeleyecek tarzda, ha bu darbelemek İsmail Beyin söylemiş olduğu ve yabana atılmayacak konular var. Yani bu adamın gayri milli, İslami konusu, yolsuzluklar konusu, bütün bunları elinizde ki silahlarla ve seçim meydanında çok açık ve net vurarak yaparsınız” dediği, Cem Uzan’ın da “bu konu da en ufak bir endişeniz olmasın. Burada bu adama vurabilecek hangi malzeme bizim elimize ulaşırsa bütün çıplaklığıyla paldır küldür yayınlanacak” dediği, görüşmenin devamında İsmail Yıldız’ın yine yerel seçim sonuçları ile ilgili değerlendirmeler yaptığı ve bu değerlendirmelerde AKP’nin %54 oranında oy alabileceğini söylemesi üzerine Cem Uzan’ın “Paşam, paletleri bir çalıştırsanız aslında” dediği ve bir süre sonra Levent Ersöz’ün “şimdi kendinize iyi bakın, kılıcınız keskin olsun, öyle diyorum bizim açımızdan, bizimle ilgili konuştuğumuz konulardan hiç şüphe yok onu açık ve net ifade edeyim, özellikle Hayrullah’ın bu konuyu açıklaması son derece yararlı oldu, sizinle bu konuyu da görüşmek açısından da. Biraz evvel söylediğimiz konuda da daha önce konuştuğumuz gibi yükselen trend içerisinde biz ne varsa ve ne gerekiyorsa yaparız. Ama önemli olan grubun, buranın ve sizin ayakta kalmanız, bu zaten Ülkenin ayakta kalması demektir” dediği ve Cem Uzan’la görüşmeye son verip, Cem Uzan’ı yolcu ettikleri, daha sonra Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur ve İsmail Yıldız’ın konuşmaya devam ettikleri anlaşılmaktadır.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İLE ÇALIŞMA PLANLARI
Levent Ersöz’ün bir önceki görüşmede konuştukları Cumhuriyet Gazetesinin askeri birliklerde satılması ile ilgili Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’u kastederek komutanla görüştüklerini söylediği, bu çerçevede “Komutanla görüştük biz, bizim eğitim birliklerimiz, okullarımız, bölge komutanlıkları ve karargâhlarına bir talimat vereceğiz. Toplu birliklerimiz olan yerler, tugay seviyesinde olan birliklerimize sizin temsilcileriniz gidip biz Cumhuriyet Gazetesini 400 değil 200.000 liradan vermek istiyoruz, formalite gereği gerekirse bir yazı olarak ortaya konulacak. Birlik komutanları bu konuda emir verecekler ve gazeteler alınacak. Bu uygulamayı başlatalım dedi komutanımız. Ondan sonra Kara Kuvvetlerine, Deniz ve Havaya komutanım teklif edecek, biz böyle bir uygulama başlattık, burayı götürüyoruz sizde bu konuya destek verin diye, diğerlerine de Cumhuriyet Gazetesinin girmesini sağlayacağız. Bunu sağlarken birlik komutanlarına biz bir de şunu soracağız, siz Cumhuriyet’e kapıyı açarken diğerlerine de hissettirmeden hafif hafif kısın. Adam orada Cumhuriyet’i görecek. Bakacak ki Hürriyet yok Milliyet yok, neyse alacak. Yani çift taraflı olarak yönlendireceğiz” dediği, Mustafa Ali Balbay’ın da “Biz de fiyatı 250.000 e indireceğiz” dediği, Levent Ersöz’ün “Yarından itibaren biz birlik komutanlarına talimat veririz” dediği, Mustafa Ali Balbay’ın “Şimdi biz Üniversitelere bu şekilde yapıyoruz, bir damga ile indirimli gazete olduğunu belirtiyoruz, yani 250.000 e satıldığını belirtiyoruz. Ötekilerle karışmasın diye. Bizde normal olarak üniversitelere, gençliğe uyguladığımız bu yöntemi size asker gençliğinede önermiş oluyoruz” dediği, Levent Ersöz’ün de hangi üniversitelere verdiklerini sorduğu, Mustafa Ali Balbay’ın da “ODTÜ, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, orası fena değil, Gazi’ye giremedik, orada değişik bir havada biliyorsunuz ve Ankara Üniversitesi” dediği, Levent Ersöz’ün “Bursa Uludağ yok mu” dediği, Mustafa ALİ Balbay’ın da “İstanbul da 4-5 yerde var, galiba Bursa’ya da geçtik” dediği, Levent Ersöz’ün de “Biz tanıdığımız rektörler vasıtası ile diğerlerine de bu konuyu anlatırız. Dolayısıyla onlarda da böyle bir hareketlenme sağlarız. kimse kırmaz yani, bu konu itibari ile onu da sağlarız. Önce bizde bu uygulamaya geçelim, arkasından diğer kuvvetlerde geçecektir” dediği anlaşılmaktadır.
YASADIŞI FİŞLEMELERLE GELEN ATAMALAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 08.03.2009 tarih ve 2009/511-188 sayılı iddianamesinde özetle; Sanık Levent Ersöz’ün; Bursa’da istihbarat elemanı olarak kullandığı Sanık Yüksel Dilsiz’e yaptırdığı illegal işler sebebiyle Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığına atandığı, yasadışı izleme ve fişleme faaliyetleri sonucu sanık Yüksel Dilsiz’in de katılımı ile “rüzgar001” adı verilen kapsamlı bir dosya hazırlatarak dönemin Jandarma Genel Komutanı olan Ergenekon Terör Örgütünün yöneticilerinden sanık Mehmet Şener Eruygur’a arz ettiği, sanık Levent Ersöz’ün bundan sonra, sanık Mehmet Şener Eruygur tarafından teklif edilmesi üzerine 2003-2004 yıllarındaki askeri darbe plan ve uygulamalarının merkezi haline getirilen Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevine getirildiği anlaşılmaktadır.
“ARANDIĞIMI BİLMİYORDUM” DİYEN ERSÖZ NEDEN SAHTE KİMLİK KULLANDI?
Sanık Emniyette susma hakkını kullanmıştır. Sanık Levent Ersöz, 16.01.2009 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda (CMK 250. Maddesi ile Yetkili) müdafisinin huzurundaki ifadesinde özetle; Ben 2005 yılında Bilecik Jandarma Er Eğitim Tugay Komutanlığından emekli oldum. Yurt dışına 30 Haziran 2008 tarihinde kendi pasaportumu kullanarak İstanbul Atatürk Havalimanından Türk Hava yollarına ait uçak ile Moskova'ya gittim. Polus isimli Rus şirketin üretmiş olduğu sismik dedektörlerin üretimi ile ilgili olarak şirket tarafından davet edildim. Amacım şirketi ve ürünlerini inceleyip gerektiği takdirde Türkiye'de pazarlamak için araştırma yapmaktı. Moskova'da kaldığım süre içerisinde Alfa, Beta ve Gama isimli biribirine bağlı otellerden birisinde kaldım. Daha sonra Novasibirsg şehrine gittim. Orada şirketin kendi tesislerinde kaldım.Daha sonra Ukrayna Kiev'e geçtim. Orada kendi imkanlarım ile bulduğum Kiev Merkezindeki Mihaylov isimli bir şahsa ait apartman dairesinde kaldım. Bu şahsı ben gazetedeki kiralık ev ilanlarından buldum. O şekilde kendisi ile temasa geçerek evinde kiracı olarak kaldım. O süre içindeki Türkiye'deki gelişmeleri izledim. Sağlık problemlerim başgösterdi. Yapılan kontrollerde prostat kanseri teşhisi kondu. Ayrıca kalp ve beyin damarlarında sorun olduğu tespit edildi. Bunun üzerine Türkiye'ye dönmeye karar verdim. Türkiye'ye rahat girebilmek için orada tanıştığım yabancı kişilerden temin ettiğim İvan isimli şahıs adına düzenlenmiş sahte pasaport ile deniz yoluyla geldiğim Türkiye'ye 20.11.2008 tarihinde Zonguldak'dan giriş yaptım. Üzerimde bulunan Mehmet Orhan Gülcü adına tanzimli sahte kimlik Türkiye'ye geldikten sonra temin ettiğim kimliktir, ben geldiğimde hazırdı. Eşim Muzaffer Ersöz tarafından bu kimlik bana verildi. Türkiye' ye geldikten sonra tedavim ile ilgilendim. Türkiye'ye döndükten sonra sadece ailem ile görüştüm ve onlardan destek gördüm. Başka her hangi bir kimseden her hangi bir yardım almadım. Hakkımda soruşturma bulunduğunu medyadan öğrenmiştim. Arandığım, hakkımda yakalama çıkarıldığı şeklinde her hangi bir kimse beni uyarmadı. Şeklinde beyanda bulunmuştur.
PAŞA, SAĞ KOLU YÜKSEL DİLSİZ’İ “TANIMIYORUM” DEDİ
761. sayfa 4. paragrafta Şüpheli Yüksel Dilsizin Bursa Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesinde özetle ile başlayıp borcun oradan ödendiğini, ile biten hususlar. Şahıs kendi beyanında sahte doküman hazırladığını, ikrar etmiştir. Kendisinin bu beyanı bile şahsa güvenilemeyeceğini göstermektedir. Şahıs benim tarafımdan hiçbir şekilde subay olarak tanıtılmamıştır. Kaldı ki, Jandarma Teşkilatında özellikle istihbarat branşında subayların azlığı nedeniyle herkes birbirini tanır. Bunun yanı sıra, şahsın konuşmasından, tavrından, kılık kıyafetinden asker olup olmadığı, rütbeli şahısları bırakın, siviller tarafından bile kolaylıkla ayırt edilebilir. Bu şahıs Bursa Jandarma Bölge Komutanlığı ve İstihbarat Grup Komutanlığınca kısa bir dönem haber elemanı olarak kullanılmıştır...
En Çok Okunan Haberler