TBMM Başkanı Kurtulmuş: Netanyahu ve çetesi Orta Doğu'da büyük bir ateş çukuru açmıştır
TBMM Başkanı Kurtulmuş: Netanyahu ve çetesi Orta Doğu'da büyük bir ateş çukuru açmıştır
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Netanyahu ve çetesi Orta Doğu'da büyük bir ateş çukuru açmıştır. Bu saldırgan tavrını devam ettirdiği sürece bu ateş çukuruna kendileri düşecektir." dedi.
Haber Giriş Tarihi: 22.10.2024 15:41
Haber Güncellenme Tarihi: 22.10.2024 15:42
Kaynak:
AA
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Netanyahu ve çetesi Orta Doğu'da büyük bir ateş çukuru açmıştır. Bu saldırgan tavrını devam ettirdiği sürece bu ateş çukuruna kendileri düşecektir. Bölge halklarının bir an evvel birlik ve beraberlik içerisinde, dünyada adaletten hakkaniyetten yana olan insanların da birlik ve beraberlik içerisinde bu saldırganlığı durdurması lazım." dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren Angola Meclis Başkanı Carolina Cerqueira ile Meclis'te bir araya geldi.
Kurtulmuş ve Cerqueira, baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Meclis Başkanı Kurtulmuş, her iki ülke arasında parlamento başkanları düzeyinde ilk temas olan bu toplantının, Ankara'da, milli iradenin merkezi TBMM'de gerçekleşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Angola Meclis Başkanı Cerqueira ve heyetini ağırlamaktan, bu güzel görüşmeyi gerçekleştirmekten dolayı memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isterim." şeklinde konuştu.
Türkiye ve Angola arasında 2021'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Angola Cumhurbaşkanı Joao Manuel Gonçalves Lourenço arasında karşılıklı ziyaretlerle başlayan olumlu bir işbirliği dönemine girildiğini anlatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Angola, Afrika'nın önemli ülkelerinden biridir. Mesafeler uzak olmakla birlikte Türkiye ile sıcak ilişkileri geliştirme noktasında ilerleyen bir ülke. Her iki ülkenin devlet başkanlarının gerçekleştirdiği karşılıklı ziyaret, iki ülkenin ilişkilerini stratejik seviyeye çıkartmak bakımından önemli bir adım oldu. Yapılan anlaşmaların gereği olan özellikle savunma sanayi, turizm ve altyapı hizmetleri başta olmak üzere birçok alanda Türkiye ile Angola arasındaki işbirliğinin kapıları açılmış oldu. Ümit ederim ki, imzalanan bu anlaşmalar çerçevesinde varılan mutabakatların sonuçlarını almak en kısa sürede mümkün olsun ve iki ülke arasında başta ticari ilişkiler olmak üzere ilişkilerimizi daha da ileriye götürmek sağlansın. Şu anda esasında düşük seviyede olan ikili ticaret hacmi 500 milyon dolar seviyesine çıkması ilk plandaki hedeflerimizdendir. Ümit ederim bunu gerçekleştirmek kısa süre içerisinde mümkün olacaktır."
Hükümetler arasındaki bu pozitif ilişki devam ederken özellikle son yıllarda uluslararası ilişkilerin en önemli araçlarından biri haline gelen, parlamenter diplomasinin gereği olarak da iki ülkenin ilişkilerini yakınlaştırmanın ve sağlamlaştırmanın meclis başkanları ve milletvekillerinin görevi olduğunu belirten Kurtulmuş, TBMM ve Angola Ulusal Meclisi arasındaki ilişkilerin artırılmasına da özel önem verdiklerini söyledi.
"Türkiye'nin Afrikalı uluslara karşı yaklaşımı kazan kazan prensibi içerisinde"
Meclis Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'nin son yıllardaki Afrika açılımını dış politikanın önemli alanlarından biri olarak gördüklerini dile getirerek, Türkiye'nin, Afrika ile ilişkilerinde bazı prensiplerle hareket ettiğini anlattı. Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birincisi; Afrika, Afrikalılarındır. Uzun yıllar emperyalizmin, kolonyalizmin pençesinden gerçekten çok çekmiş olan Afrika'nın, artık kendi ayakları üzerinde durması, bağımsızlıklarını sadece kağıt üzerinde almanın ötesinde her anlamda siyasi, ekonomik anlamda bağımsızlıklarını temin etmesi Türkiye'nin önemli önceliklerindendir. Asırlardır Afrika'yı sömüren ülkelerin artık Afrika'yı sömürmelerinin sona erdirilmesi, neo-kolonyal birtakım yöntemlerle Afrika'nın yer altı, yer üstü kaynaklarını sömürmekten vazgeçmeleri bizim Afrika yaklaşımımızda temel unsurlarımızdan biridir.
Bir diğer konu ise Afrika'nın sorunları için Afrikalı çözümler üretmek zorundayız. Afrika'nın sorunlarını çözmek için dışarıdan birilerinin empoze edeceği fikirler ya da yaklaşımlar değil, Afrika halklarının kendi dayanışmalarını sağlayarak, sorunlarını müzakere içerisinde çözebilme yeteneğinin ortaya konulabilmesidir. Bu temel prensipler çerçevesinde Türkiye'nin Afrikalı uluslara karşı yaklaşımı ise kazan kazan prensibi içerisinde bütün toplumsal alanlardaki ilişkileri kuvvetlendirmektir. Bunun için biz bütün Afrikalı dostlarımıza diyoruz ki, uzatın elinizi hep beraber, birlik içerisinde ülkelerimizi, uluslarımızı kalkındıralım; güçlendirelim ve birlikte ülkelerimizin nimetlerinden karşılıklı olarak istifade ederek daha özgür, daha demokrat daha müreffeh ülkeler haline gelelim. Bu çerçevede Afrika ile ilişkilerimizin her bir Afrika ülkesiyle özel önemde olduğunu, özellikle mesafeleriniz çok uzak olmasına rağmen Angola ile ilişkilerimizi geliştirmek ve kuvvetlendirmek için bu ziyaretin fevkalade değerli, önemli, ilk olması bakımından da tarihi bir ziyaret olduğunu ifade ediyorum."
"İsrail, uluslararası hukukun kaidelerini dibinden bombalayarak yok ediyor"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Bir gazetecinin "İsrail, Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırılarını devam ettiriyor. Beyrut'ta Hariri Hastanesi'nin çevresini bombaladı. Geçtiğimiz günlerde İsrail tehdidine ilişkin Meclis'te bir kapalı oturum düzenlendi. İsrail tehdidi hala sürüyor mu, değerlendirmeleriniz ne olur?" sorusuna karşılık Kurtulmuş, İsrail'in saldırganlığının durdurulması gerektiği konusunda her platformda görüşlerini dile getirdiklerini belirtti.
Bu saldırganlığın devam etmesinin, sadece bölgeye değil bütün dünyaya zarar vereceğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"İsrail'in bölgede sadece Filistinlilere, sadece Araplara değil bölge halklarının tamamına karşı olduğunu; bölge halklarını köleleştirmek, kendi emri altına almak, bölge ülkelerinin egemenliğini ortadan kaldırarak arzımevudu gerçekleştirmek için son adımı atmak üzere olduğunu sadece biz söylemiyoruz, şu anda 'Gazze kasabı' lakabını çoktan hak etmiş olan İsrail'in Başbakanı diyor ki 'Artık savaş yeni bir safhaya gelmiştir, bu da kıyamet savaşıdır.' Kendi paranoyak birtakım dini hezeyanlarının üzerine oturttukları siyonist ideolojinin artık son noktaya geldiğini, Nil'den Fırat'a kadar olan coğrafyada hakimiyetini ilan etmek üzere olduğunu bizatihi kendisi ilan ediyor."
İsrail'in saldırıları karşısında dünyanın bir an evvel harekete geçmesi gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, uluslararası hukukun bu konuda geride kaldığını vurguladı.
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Adamlar ne hastane dinliyor ne okul dinliyor ne yaşlı dinliyor ne kadın dinliyor ne çocuk dinliyor. Tamamıyla saldırgan bir şekilde önüne gelen kim varsa, hatta insan ve hayvan ayrımı da yapmadan oradaki bütün canlıları hedef alarak yoluna devam ediyor. Dikkat ederseniz sadece insanlara karşı bir katliam ve soykırım izlemiyor. Aslında İsrail, uluslararası hukukun kaidelerini dibinden bombalayarak yok ediyor. Filistin'in, İran'ın, Suriye'nin Lübnan'ın egemenliğini yok ediyor. Bölge ülkelerinin tamamına karşı diyor ki, 'Bana kim karşı çıkarsa çıksın herkesi yok edebilecek bir niyete sahibim.' Netanyahu ve çetesi Orta Doğu'da büyük bir ateş çukuru açmıştır. Bu saldırgan tavrını devam ettirdiği sürece bu ateş çukuruna kendileri düşecektir. Bölge halklarının bir an evvel birlik ve beraberlik içerisinde, dünyada adaletten hakkaniyetten yana olan insanların da birlik ve beraberlik içerisinde bu saldırganlığı durdurması lazım."
"Destek olan ülkelerin yöneticileri katliamın yardakçıları olarak tarihe geçecek"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, İsrail hükümetinin geri adım atmasının sağlanması gerektiğini vurguladı.
ABD yönetiminin de bir çift lafı hak ettiğini söyleyen Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sebepsiz yere sivillerin hayattan koparıldığı, bu kadar çok insanın öldürüldüğü, çevre ülkelerin tamamına karşı egemenliklerini yok ederek saldırıların gerçekleştirildiği bir ortamda ne yazık ki Amerika'nın seçim üzerinde olmasından ve oradaki siyasi boşluktan da yararlanarak Netanyahu ve çetesi saldırganlıklarını sürdürüyor. Ama daha kötü olan, başta ABD yönetimi olmak üzere bazı ülkeler hala İsrail'in bu gaddar, bu cani yönetimine karşı koşulsuz destek vermeye devam ediyorlar. Sel gider kum kalır. Orta Doğu halkları kıyamete kadar barış ve huzur içerisinde yaşayacaktır. İsrail'in saldırganlığı son bulacak. İsrail'in bu zalim yöneticileri mutlaka uluslararası hukukun gereği olarak savaş suçluları mahkemesinde yargılanacak ve cezalandırılacaktır. Ama en az onlar kadar buna destek olan ülkelerin yöneticileri de tarihin tozlu raflarında katliamın yardakçıları olarak tarihe geçeceklerdir."
Bütün insanlığın hep birlikte ayağa kalkarak Netanyahu ve çetesini durdurması ve bu zulmü sona erdirmesi gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, "Yeter. Bu zulmün durması için daha kaç 50 bin masumun hayattan koparılması gerekir?" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'nin Afrika'ya verdiği değeri kıymetli buluyoruz”
Angola Meclis Başkanı Cerqueira, Angola'dan Türkiye'ye parlamento düzeyinde ilk kez gerçekleşen bu ziyaretin, iki parlamento arasında yeni bir dönemi başlatması arzusunda olduklarını söyledi.
Türkiye'nin güçlü bir coğrafyada bulunmasını, güçlü kültüre sahip olmasını ve medeniyetlerin beşiğindeki bir coğrafyada demokratik bir şekilde yer almasını çok önemsediklerini ifade eden Cerqueira, Türkiye'nin Afrika'ya verdiği değeri, kıymetli bulduklarını belirtti.
Türkiye gibi büyük ülkelerle her alanda yapılacak işbirliklerine önem verdiklerini vurgulayan Cerqueira, Türkiye ile ilişkilerin stratejik ortaklık seviyesinde olmasından da memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Angola Meclis Başkanı Cerqueira, bir soru üzerine, Angola'dan Türkiye'ye devlet ve anayasa başkanlarının geçmişte ziyaretler gerçekleştirdiğini ancak yasama olarak ilk ziyareti gerçekleştirdiklerini anlattı. Parlamentolar arası diplomasiyle çalışmasının önemine dikkati çeken Cerqueira, barışı sağlamak, uluslararası arenadaki çatışmaları sonlandırmak ve insani yardım gerçekleştirmek istediklerini bildirdi.
Afrika'da da çatışmalar olduğunu anımsatan Cerqueira, "Parlamento diplomasisi yapmamız lazım. Bu, uluslararası arenada daha güçlü ve yakın çalışmamızı sağlayacak. Türkiye'nin güçlü parlamentosundan öğreneceklerimiz var. Kendi tecrübelerimizi paylaşacağız. Yeni bir parlamento akademisi yapılıyor. Bu konuda Türkiye parlamentosunun tecrübelerini soracağız. Daha yakın çalışmamız iki ülkeye avantajlar getirecek. Dostluk ve çalışma gruplarının daha yakın çalışması yararlar getirecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş ve Cerqueira, daha sonra FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında bombalanan Meclis'teki alana karanfil bıraktı ve TBMM Genel Kurul Salonu'nu gezdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
TBMM Başkanı Kurtulmuş: Netanyahu ve çetesi Orta Doğu'da büyük bir ateş çukuru açmıştır
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Netanyahu ve çetesi Orta Doğu'da büyük bir ateş çukuru açmıştır. Bu saldırgan tavrını devam ettirdiği sürece bu ateş çukuruna kendileri düşecektir." dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Netanyahu ve çetesi Orta Doğu'da büyük bir ateş çukuru açmıştır. Bu saldırgan tavrını devam ettirdiği sürece bu ateş çukuruna kendileri düşecektir. Bölge halklarının bir an evvel birlik ve beraberlik içerisinde, dünyada adaletten hakkaniyetten yana olan insanların da birlik ve beraberlik içerisinde bu saldırganlığı durdurması lazım." dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'ye resmi ziyaret gerçekleştiren Angola Meclis Başkanı Carolina Cerqueira ile Meclis'te bir araya geldi.
Kurtulmuş ve Cerqueira, baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Meclis Başkanı Kurtulmuş, her iki ülke arasında parlamento başkanları düzeyinde ilk temas olan bu toplantının, Ankara'da, milli iradenin merkezi TBMM'de gerçekleşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Angola Meclis Başkanı Cerqueira ve heyetini ağırlamaktan, bu güzel görüşmeyi gerçekleştirmekten dolayı memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek isterim." şeklinde konuştu.
Türkiye ve Angola arasında 2021'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Angola Cumhurbaşkanı Joao Manuel Gonçalves Lourenço arasında karşılıklı ziyaretlerle başlayan olumlu bir işbirliği dönemine girildiğini anlatan Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Angola, Afrika'nın önemli ülkelerinden biridir. Mesafeler uzak olmakla birlikte Türkiye ile sıcak ilişkileri geliştirme noktasında ilerleyen bir ülke. Her iki ülkenin devlet başkanlarının gerçekleştirdiği karşılıklı ziyaret, iki ülkenin ilişkilerini stratejik seviyeye çıkartmak bakımından önemli bir adım oldu. Yapılan anlaşmaların gereği olan özellikle savunma sanayi, turizm ve altyapı hizmetleri başta olmak üzere birçok alanda Türkiye ile Angola arasındaki işbirliğinin kapıları açılmış oldu. Ümit ederim ki, imzalanan bu anlaşmalar çerçevesinde varılan mutabakatların sonuçlarını almak en kısa sürede mümkün olsun ve iki ülke arasında başta ticari ilişkiler olmak üzere ilişkilerimizi daha da ileriye götürmek sağlansın. Şu anda esasında düşük seviyede olan ikili ticaret hacmi 500 milyon dolar seviyesine çıkması ilk plandaki hedeflerimizdendir. Ümit ederim bunu gerçekleştirmek kısa süre içerisinde mümkün olacaktır."
Hükümetler arasındaki bu pozitif ilişki devam ederken özellikle son yıllarda uluslararası ilişkilerin en önemli araçlarından biri haline gelen, parlamenter diplomasinin gereği olarak da iki ülkenin ilişkilerini yakınlaştırmanın ve sağlamlaştırmanın meclis başkanları ve milletvekillerinin görevi olduğunu belirten Kurtulmuş, TBMM ve Angola Ulusal Meclisi arasındaki ilişkilerin artırılmasına da özel önem verdiklerini söyledi.
"Türkiye'nin Afrikalı uluslara karşı yaklaşımı kazan kazan prensibi içerisinde"
Meclis Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'nin son yıllardaki Afrika açılımını dış politikanın önemli alanlarından biri olarak gördüklerini dile getirerek, Türkiye'nin, Afrika ile ilişkilerinde bazı prensiplerle hareket ettiğini anlattı. Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birincisi; Afrika, Afrikalılarındır. Uzun yıllar emperyalizmin, kolonyalizmin pençesinden gerçekten çok çekmiş olan Afrika'nın, artık kendi ayakları üzerinde durması, bağımsızlıklarını sadece kağıt üzerinde almanın ötesinde her anlamda siyasi, ekonomik anlamda bağımsızlıklarını temin etmesi Türkiye'nin önemli önceliklerindendir. Asırlardır Afrika'yı sömüren ülkelerin artık Afrika'yı sömürmelerinin sona erdirilmesi, neo-kolonyal birtakım yöntemlerle Afrika'nın yer altı, yer üstü kaynaklarını sömürmekten vazgeçmeleri bizim Afrika yaklaşımımızda temel unsurlarımızdan biridir.
Bir diğer konu ise Afrika'nın sorunları için Afrikalı çözümler üretmek zorundayız. Afrika'nın sorunlarını çözmek için dışarıdan birilerinin empoze edeceği fikirler ya da yaklaşımlar değil, Afrika halklarının kendi dayanışmalarını sağlayarak, sorunlarını müzakere içerisinde çözebilme yeteneğinin ortaya konulabilmesidir. Bu temel prensipler çerçevesinde Türkiye'nin Afrikalı uluslara karşı yaklaşımı ise kazan kazan prensibi içerisinde bütün toplumsal alanlardaki ilişkileri kuvvetlendirmektir. Bunun için biz bütün Afrikalı dostlarımıza diyoruz ki, uzatın elinizi hep beraber, birlik içerisinde ülkelerimizi, uluslarımızı kalkındıralım; güçlendirelim ve birlikte ülkelerimizin nimetlerinden karşılıklı olarak istifade ederek daha özgür, daha demokrat daha müreffeh ülkeler haline gelelim. Bu çerçevede Afrika ile ilişkilerimizin her bir Afrika ülkesiyle özel önemde olduğunu, özellikle mesafeleriniz çok uzak olmasına rağmen Angola ile ilişkilerimizi geliştirmek ve kuvvetlendirmek için bu ziyaretin fevkalade değerli, önemli, ilk olması bakımından da tarihi bir ziyaret olduğunu ifade ediyorum."
"İsrail, uluslararası hukukun kaidelerini dibinden bombalayarak yok ediyor"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Bir gazetecinin "İsrail, Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırılarını devam ettiriyor. Beyrut'ta Hariri Hastanesi'nin çevresini bombaladı. Geçtiğimiz günlerde İsrail tehdidine ilişkin Meclis'te bir kapalı oturum düzenlendi. İsrail tehdidi hala sürüyor mu, değerlendirmeleriniz ne olur?" sorusuna karşılık Kurtulmuş, İsrail'in saldırganlığının durdurulması gerektiği konusunda her platformda görüşlerini dile getirdiklerini belirtti.
Bu saldırganlığın devam etmesinin, sadece bölgeye değil bütün dünyaya zarar vereceğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"İsrail'in bölgede sadece Filistinlilere, sadece Araplara değil bölge halklarının tamamına karşı olduğunu; bölge halklarını köleleştirmek, kendi emri altına almak, bölge ülkelerinin egemenliğini ortadan kaldırarak arzımevudu gerçekleştirmek için son adımı atmak üzere olduğunu sadece biz söylemiyoruz, şu anda 'Gazze kasabı' lakabını çoktan hak etmiş olan İsrail'in Başbakanı diyor ki 'Artık savaş yeni bir safhaya gelmiştir, bu da kıyamet savaşıdır.' Kendi paranoyak birtakım dini hezeyanlarının üzerine oturttukları siyonist ideolojinin artık son noktaya geldiğini, Nil'den Fırat'a kadar olan coğrafyada hakimiyetini ilan etmek üzere olduğunu bizatihi kendisi ilan ediyor."
İsrail'in saldırıları karşısında dünyanın bir an evvel harekete geçmesi gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, uluslararası hukukun bu konuda geride kaldığını vurguladı.
Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Adamlar ne hastane dinliyor ne okul dinliyor ne yaşlı dinliyor ne kadın dinliyor ne çocuk dinliyor. Tamamıyla saldırgan bir şekilde önüne gelen kim varsa, hatta insan ve hayvan ayrımı da yapmadan oradaki bütün canlıları hedef alarak yoluna devam ediyor. Dikkat ederseniz sadece insanlara karşı bir katliam ve soykırım izlemiyor. Aslında İsrail, uluslararası hukukun kaidelerini dibinden bombalayarak yok ediyor. Filistin'in, İran'ın, Suriye'nin Lübnan'ın egemenliğini yok ediyor. Bölge ülkelerinin tamamına karşı diyor ki, 'Bana kim karşı çıkarsa çıksın herkesi yok edebilecek bir niyete sahibim.' Netanyahu ve çetesi Orta Doğu'da büyük bir ateş çukuru açmıştır. Bu saldırgan tavrını devam ettirdiği sürece bu ateş çukuruna kendileri düşecektir. Bölge halklarının bir an evvel birlik ve beraberlik içerisinde, dünyada adaletten hakkaniyetten yana olan insanların da birlik ve beraberlik içerisinde bu saldırganlığı durdurması lazım."
"Destek olan ülkelerin yöneticileri katliamın yardakçıları olarak tarihe geçecek"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, İsrail hükümetinin geri adım atmasının sağlanması gerektiğini vurguladı.
ABD yönetiminin de bir çift lafı hak ettiğini söyleyen Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sebepsiz yere sivillerin hayattan koparıldığı, bu kadar çok insanın öldürüldüğü, çevre ülkelerin tamamına karşı egemenliklerini yok ederek saldırıların gerçekleştirildiği bir ortamda ne yazık ki Amerika'nın seçim üzerinde olmasından ve oradaki siyasi boşluktan da yararlanarak Netanyahu ve çetesi saldırganlıklarını sürdürüyor. Ama daha kötü olan, başta ABD yönetimi olmak üzere bazı ülkeler hala İsrail'in bu gaddar, bu cani yönetimine karşı koşulsuz destek vermeye devam ediyorlar. Sel gider kum kalır. Orta Doğu halkları kıyamete kadar barış ve huzur içerisinde yaşayacaktır. İsrail'in saldırganlığı son bulacak. İsrail'in bu zalim yöneticileri mutlaka uluslararası hukukun gereği olarak savaş suçluları mahkemesinde yargılanacak ve cezalandırılacaktır. Ama en az onlar kadar buna destek olan ülkelerin yöneticileri de tarihin tozlu raflarında katliamın yardakçıları olarak tarihe geçeceklerdir."
Bütün insanlığın hep birlikte ayağa kalkarak Netanyahu ve çetesini durdurması ve bu zulmü sona erdirmesi gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, "Yeter. Bu zulmün durması için daha kaç 50 bin masumun hayattan koparılması gerekir?" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'nin Afrika'ya verdiği değeri kıymetli buluyoruz”
Angola Meclis Başkanı Cerqueira, Angola'dan Türkiye'ye parlamento düzeyinde ilk kez gerçekleşen bu ziyaretin, iki parlamento arasında yeni bir dönemi başlatması arzusunda olduklarını söyledi.
Türkiye'nin güçlü bir coğrafyada bulunmasını, güçlü kültüre sahip olmasını ve medeniyetlerin beşiğindeki bir coğrafyada demokratik bir şekilde yer almasını çok önemsediklerini ifade eden Cerqueira, Türkiye'nin Afrika'ya verdiği değeri, kıymetli bulduklarını belirtti.
Türkiye gibi büyük ülkelerle her alanda yapılacak işbirliklerine önem verdiklerini vurgulayan Cerqueira, Türkiye ile ilişkilerin stratejik ortaklık seviyesinde olmasından da memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Angola Meclis Başkanı Cerqueira, bir soru üzerine, Angola'dan Türkiye'ye devlet ve anayasa başkanlarının geçmişte ziyaretler gerçekleştirdiğini ancak yasama olarak ilk ziyareti gerçekleştirdiklerini anlattı. Parlamentolar arası diplomasiyle çalışmasının önemine dikkati çeken Cerqueira, barışı sağlamak, uluslararası arenadaki çatışmaları sonlandırmak ve insani yardım gerçekleştirmek istediklerini bildirdi.
Afrika'da da çatışmalar olduğunu anımsatan Cerqueira, "Parlamento diplomasisi yapmamız lazım. Bu, uluslararası arenada daha güçlü ve yakın çalışmamızı sağlayacak. Türkiye'nin güçlü parlamentosundan öğreneceklerimiz var. Kendi tecrübelerimizi paylaşacağız. Yeni bir parlamento akademisi yapılıyor. Bu konuda Türkiye parlamentosunun tecrübelerini soracağız. Daha yakın çalışmamız iki ülkeye avantajlar getirecek. Dostluk ve çalışma gruplarının daha yakın çalışması yararlar getirecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş ve Cerqueira, daha sonra FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında bombalanan Meclis'teki alana karanfil bıraktı ve TBMM Genel Kurul Salonu'nu gezdi.
Kaynak: AA
En Çok Okunan Haberler