Bursa’nın 14. yy’da oluşmaya başlayan en eski mahallelerinden biridir. Güneyinde Demirtaş kuzeyinde Ankara caddesi yer alan bu mahalle Gökdere ve İnönü Caddeleri’nin de arasında yer alıyor. Mahalleye ismini veren Elmas Dede’nin ismi esasında Ali Mest Dede’dir. Ali Mest ismi zamanla halk arasında elmasa dönüşmüştür. Mahalle teşekkül etmeye başlamadan evvel, Sultan Yıldırım Bayezid bazı Buharalı dervişler için kendi mahallesi civarında yer vererek tekke kurmalarına izin vermişti. Bunlardan biri de Buharadan Bursaya gelen ve İbrahim Ethem tarikatından olan Ali Mest Dede idi. Şimdiki Elmasbahçeler Mahallesi’nde eskiden var olduğu tahmin edilen tekkesinden eser yoktur. Evliya Çelebi’nin anlattığına göre bu tekke yolcular için yapılmış son derece bakımlı bir tekke imiş. Elmas Dede’nin kabri de Haşim ,İşcan Caddesi’nde yol kenarındadır. Kaplanoğlu'nun verdiği bilgiye göre şu anda mahallede çoğunlukla 50’li yıllarda buraya göçen Bulgaristan göçmenleri yaşamaktadır.
Bursa Tarihinde Sanatsal Etkileşim: Bursa’nın Osmanlı’da kültür başkenti olduğu 14. ve 15. yy.larda, sultan Yıldırım Bayezid gibi padişahların kazandığı savaşlarla ve yapılan fetihlerle birlikte ticaret ve sanatın dönemin Osmanlısını nasıl renklendirdiğiyle ilgili güzel bir makale öneriyorum. Sanat tarihçisi Prof. Dr. Zeren Tanındı'nın "Fetihlerin ve ticaretin sanata yansıması: Göçer bilginler, dervişler ve sanatçılar" yazısı bu konuda 1. Murat ve 1. Bayezid zamanında fetihlerle büyüyen Osmanlıda sanatın nasıl geliştiğini güzel örneklerle anlatıyor. Timur'un etkisiyle doğuya doğru ve Balkan fetihleriyle batıya doğru gelişen bu sanat etkinliğini şuna benzer ilginç örneklerle aktarıyor Tanındı:
"1396 yılında Niğbolu’da birleşik Avrupa ordularına karşı zafer kazanan sultan 1. Bayezid esir alınan ve aralarında burgonya dükü Philipin oğlu John'un da bulunduğu Fransız asilzadelerinin serbest bırakılması için fidye ister. Fransa kralından fidye olarak para ve çeşitli hediyeler gelir be bir yıl Bursa ve Mihaliç'e sevkedilen prensler kurtulur. Fransa'nın Burgonya bölgesinde dokunan ve Avrupa soyluları tarafından beğenilen dokuma resimlerin ünü Osmanlı sarayına kadar ulaşmış olmalı ki 1. Bayezid bu esir prensler arasında olan John'dan fidye olarak güzel eski hikâyeleri betimleyen tapestry (dokuma resimler ) istemiştir. Bu tapestrinin Osmanlı sarayına ulaştığına ilişkin bir ipucu gezgin İbn Arapşah'ın seyahatnamesinde vardır. İbn-ül Arabşah Bayezid'i Ankara savaşında yenen ve Bayezidin hazinesine el koyan Timur'u 1405 yılında Semerkant'ta çadırında ziyaret ettiğinde kendisini çok etkileyen ve çadırın iç duvarına asılmış üzerinde kahramanlık konularının ağaçların, kuşların resimlendiği ve uzunluğu yaklaşık 7 metre olan bir tür perdeden söz eder. İbnül Arabşah'a bu perdenin Bayezidin hazinesinden alındığı söylenmiştir. İşte bu perde muhtemelen 1. Bayezidin Burgonyalı prensten istediği dokuma resim yani bir tapestry olmalıydı...
14. yy ın sonlarından başlayarak Bursanın ticaretini canlı turan ürünlerin başında ipek ipliği ve ipekli tünlü kumaşların geldiği bilinmektedir. Bayezid dömeminde Memluk Sultanı’na Bursa’dan giden hediyeler arasında altınlı ipekli kumaş ve kadife dokumaların olması gönderilenleri sıradan işler olmadığını gösterir. 15. Yy’ın başında Bursa’ya gelen seyyahlar pazarda ipek elbise alınabileceğini söyler. Venedik elçisine verilen hediyeler arasında da üç tip Bursa ipeği vardır. Artık Polonyalı Rus ve Macar soyluları Ortodoks ve Katolik kiliselerin terkilileri Osmanlı ipeklisi giyiyordu. Ancak durum İtalya için farklıydı. Osmanlı sarayı daha gösterişli olduğu için İtalyan kadifesi giyiyordu. Ancak bu kadifenin ipek ipliği Bursa’dan Floransa'ya gidiyor, Türk zevkine göre dokunarak Türk sarayına satılıyordu. Diğer taraftan Venedik'te oturan Türk tacirleri de Türk ipeklerini satıyorlardı."
BURSANIN SÖZÜ
Bu haftaki sözümüz, Osmanlı padişahları arasında en güzel türbe sandukasına sahip olan sultan Çelebi Mehmet Han'ın yeşil türbedeki sandukasında yazıyor. Bu söz aslında sultan Çelebi Mehmet Han'ı öven cümlelerden ibaret. Ama sözü niçin paylaştığımı şimdi anlayacaksınız. Fotoğrafını paylaştığımız cephede görülen yeşil türbe sandukasında şu ibareler var: "Haza-l merkadu-l münevveru ve medca'-ul muattaru medfenü-s sultanul azam vel hakanul ekrem İftihari selatini-l alem, Nasırul ibad, Amirul bilad, Dafiuzzul mi ve-l fesad" Manası şöyle: "Bu nurlanmış mezar ve kokusu hoş yatak, sultanların en büyüğü, hakanların en kerimi ve dünya sultanlarının medar-ı iftiharı, Halkın yardımcı ve koruyucusu, Beldelerin imarcısı ve zulmün-fesadı defedici." (Mücahid Gazi sultan Mehmet Han'ındır.) İşte bu hafta paylaşmak istediğim ibareler şu son üç ibareydi ki bunlar sadece sultan Çelebi Mehmet hanın değil tüm Osmanlı sultanlarının özellikleri olmuştur. Osmanlının siyaset anlayışını ve padişahların dünya görüşünü yansıtan bu son üç özelliği tekrar özetle yazıyorum:
Nasırul ibad: Halkına yardımcı ve koruyucu
Amirul bilad : Beldeleri imar edici, hayır eserleri yapıcı
Dafüuzzul mi vel fesad: İnsanların güven ve emniyeti için zulmü fesadı defedici.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bursa'nın Mahallesi ELMASBAHÇELER
Hazırlayan: Ömer Kaptan Kaptanomar@gmail.com
Hazırlayan: Ömer Kaptan
Kaptanomar@gmail.com
Bursa Tarihinde Sanatsal Etkileşim:
14. yy ın sonlarından başlayarak Bursanın ticaretini canlı turan ürünlerin başında ipek ipliği ve ipekli tünlü kumaşların geldiği bilinmektedir. Bayezid dömeminde Memluk Sultanı’na Bursa’dan giden hediyeler arasında altınlı ipekli kumaş ve kadife dokumaların olması gönderilenleri sıradan işler olmadığını gösterir. 15. Yy’ın başında Bursa’ya gelen seyyahlar pazarda ipek elbise alınabileceğini söyler. Venedik elçisine verilen hediyeler arasında da üç tip Bursa ipeği vardır. Artık Polonyalı Rus ve Macar soyluları Ortodoks ve Katolik kiliselerin terkilileri Osmanlı ipeklisi giyiyordu. Ancak durum İtalya için farklıydı. Osmanlı sarayı daha gösterişli olduğu için İtalyan kadifesi giyiyordu. Ancak bu kadifenin ipek ipliği Bursa’dan Floransa'ya gidiyor, Türk zevkine göre dokunarak Türk sarayına satılıyordu. Diğer taraftan Venedik'te oturan Türk tacirleri de Türk ipeklerini satıyorlardı."
BURSANIN SÖZÜ
Bu haftaki sözümüz, Osmanlı padişahları arasında en güzel türbe sandukasına sahip olan sultan Çelebi Mehmet Han'ın yeşil türbedeki sandukasında yazıyor. Bu söz aslında sultan Çelebi Mehmet Han'ı öven cümlelerden ibaret. Ama sözü niçin paylaştığımı şimdi anlayacaksınız. Fotoğrafını paylaştığımız cephede görülen yeşil türbe sandukasında şu ibareler var: "Haza-l merkadu-l münevveru ve medca'-ul muattaru medfenü-s sultanul azam vel hakanul ekrem İftihari selatini-l alem, Nasırul ibad, Amirul bilad, Dafiuzzul mi ve-l fesad" Manası şöyle: "Bu nurlanmış mezar ve kokusu hoş yatak, sultanların en büyüğü, hakanların en kerimi ve dünya sultanlarının medar-ı iftiharı, Halkın yardımcı ve koruyucusu, Beldelerin imarcısı ve zulmün-fesadı defedici." (Mücahid Gazi sultan Mehmet Han'ındır.) İşte bu hafta paylaşmak istediğim ibareler şu son üç ibareydi ki bunlar sadece sultan Çelebi Mehmet hanın değil tüm Osmanlı sultanlarının özellikleri olmuştur. Osmanlının siyaset anlayışını ve padişahların dünya görüşünü yansıtan bu son üç özelliği tekrar özetle yazıyorum:
Nasırul ibad: Halkına yardımcı ve koruyucu
Amirul bilad : Beldeleri imar edici, hayır eserleri yapıcı
Dafüuzzul mi vel fesad: İnsanların güven ve emniyeti için zulmü fesadı defedici.
BURSANIN ŞİİRİ
Gerçi aşıklara salâ dinüldi
Derdi olan gelsin dermanı buldum
Ah ile vah ile cevlan ederken
Cânımun içinde cânânı buldum
Açılmış dükkânlar kurulmuş bâzâr
Canlar mezâd olmuş dellâlda gezer
Oturmış ümmetün beratın yazar
Cevahir bahş iden dükkânı buldum
Erenler meydana doğru varurlar
Anda cem'oluban virür alurlar
Cümle enbiyalar divan dururlar
Hakk'a mahbûb olan sultanı buldum
Akar gözlerimden yaş yerine kan
Zerrece görünmez gözüme cihan
Deryalar nûş idüb kanmaz iken can
Aşıklar kandıran ummanı buldum
Emir Sultan der ne hoş bâzâr imiş
Aşıklar seyr idüb gezerler imiş
Cümlenün maksûdı ol dîdar imiş
Hakk'a karşı duran dîvânı buldum
Emir Sultan / 15.yy Bursa
En Çok Okunan Haberler