SON DAKİKA
Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

ENDÜLÜS MEDENİYETİNİN PEŞİNDE İSPANYA NOTLARI -3-

Cordoba Endülüs

Haber Giriş Tarihi: 02.08.2017 22:30
Haber Güncellenme Tarihi: 02.08.2017 23:30
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
ENDÜLÜS MEDENİYETİNİN PEŞİNDE İSPANYA NOTLARI -3-
İslam’ın Batı’ya açılan kapısı; Kurtuba  



 

 

 

 

 

 

Aydın Kılıç

İspanya’ya geldiğimizden bu yana, ilk olarak heyecan duymaya başlamıştım. Adeta tarihin romantik yüzünü, Batılı yazarların kitaplarında sözünü ettikleri, rüyaları da süsleyen medeniyetin izlerini sürecektik. Belki de bu ülkeye yaptığımız seyahatin asıl nedeniydi, bu. 

Endülüs, Al Andelus veya Andelusya kelimeleri Vandelusya’dan gelmektedir. Vandelusya, Vandalların yaşadığı ülke demektir. Vandallar yani Vikingler kuzeyden gelip yarım adayı işgal etmiş, uzun bir süre bu topraklarda yaşamışlar. Yerli halka zulmetmiş, baskı yapmışlar. Bu yüzden onlardan geriye; kan dökücü, hunhar, zalim anlamında, Vandalizm vurgusu kalmış. Fakat Endülüs’ten geriye, “İslam Medeniyeti” ölümsüz bir hatıra olarak kalmıştır.

Endülüs bizim için çok önemli. Çünkü bu coğrafyada tam sekiz asır İslam medeniyetinin hâkimiyetine tanık oluyoruz. Dahası,  bu medeniyet yoluyla, Batı’nın aydınlanması sağlanmış, içinde bulunduğu karanlıktan kurtulmasına yol açmıştır. Ceziretul Hadra (Yeşil Ada) yani bu günkü adıyla, İber yarımadası, tam sekiz asır ezan sesleri ve Kur’an kıraatiyle çınlamıştır.

MODERN TIBBIN TEMELLERİ KURTUBA DARÜŞŞİFASI’NDA

Cehaletin pençesinde kıvranan, basit hayat bilgisi ve hatta taharet kültüründen uzak, salgın hastalıklar ve yüz yıl süren mezhep savaşlarıyla birbirini boğazlayan Avrupa’da, Ortaçağ karanlığını, Rönesans ve Aydınlanma çağına nasıl dönüştürdü? Tıp tarihinde ilk narkoz, ilk estetik cerrahi girişimi ve ilk katarakt ameliyatı, Kurtuba Daruşşifası’nda gerçekleşti.  Mimari, tıp, astronomi, sosyoloji ve felsefede dünya çapında ilim adamları yetiştirdi. Ticaret, tarım ve sanayi üretiminde model olmayı başardı.

İbni Haldun, Ebu Hayyan, İbni Rüşd, İbni Hazm ve yıllarca Anadoluda Selçuklu sultanlarına danışmanlık yapan, yol gösteren ve kitaplar yazan Muhyiddin İbni Arabi, nasıl bir kültür ortamında yetişti? Zergali, İbn-i Cübeyr, İbn-i Tufeyl Endülüslü hekim, hukukçu ve filozof. /Tam adı Ebu Bekir Muhammad ibn Abdul Malik İbn Muhammed İbn Tufeyl el-Kaisi el-Endulusi'dir. Latin dünyasında Abubacer olarak da bilinir./ Tanınmış İslam filozoflarındandır.

Granada yakınlarındaki Guadiks'de doğdu ve İbn-i Bacce tarafından eğitildi. Fas'da vefat etti. Tufeyl Hayy bin Yakzan adlı felsefi romanın yazarıdır. Eserde bir adada tek başına kalan bir adamın, hakikati keşfi anlatılır. Bu eseri önemli kılan noktalardan biri İslam felsefesinde ve dönemin doğa bilimcilerin de sıklıkla karşılaşılan evrim fikrini içermesidir. Tufeyl, eserde kendi evrim kuramını da şekillendirmiştir. İbni Meserre, Ebul İz El-Cezeri, El-Murâdî, Endülüs’ün Öklid’i: Mesleme el-Mecrîtî , İlk fıtık ameliyatını yapan cerrah: Zehravî (Albucasis Endülüs medeniyetinin yetiştirdiği bilim adamlarının listesi daha da uzatılabilir.

İşte bu muhteşem medeniyetin izlerini sürmek için asıl kaynağını geziyoruz. Bütün eskimişliğine rağmen, Batı’yı nasıl bu kadar etkilediğini anlamamız daha kolaylaşıyor, Kurtuba’yı görünce.

ROMALILARDAN KALMA KURTUBA ENDÜLÜS’TE ANLAM BULDU

Morena dağlarının eteklerinde yer alan, Vadi-ül Kebir nehrinin kıyısında bulunan Kurtuba’nın tarihi oldukça eskiye, Romalılar dönemine kadar gidiyor.  Ancak gerçek kent özelliğini ve ihtişamını, Endülüs İslam Devleti’yle kazandığını söyleyebiliriz. 10.yüzyılda Sultan III. Abdurrahman zamanında İspanya’nın başkenti olan Kurtuba’nın nüfusu, 500 bine ulaştığı, Vadi-ül Kebir nehri boyunca 5 kilometreye kadar uzandığı, kayıtlarda yer almaktadır.

KENTİN YIPRANMIŞLIĞI İNSANLIK ADINA ACI VERİCİ

Kurtuba hakkında tarihi kaynaklarda yer alan bilgilerle bugünkü halini karşılaştırdığımız zaman, insanlık adına acı duymamak mümkün değil. Endülüs İslam Devleti zamanında; şehirde, 113 bin ev, 80 bin işyeri, 600 cami, 70 kütüphane, 900 hamam ve bir o kadar da hastanenin varlığından söz edilmektedir. Yine, Kurtuba kütüphanelerinde, 600 bin cilt kitabın mevcudiyetini kayıtlardan öğreniyoruz.  O asırlarda belki de hiçbir kütüphanede bu kadar eser bulunmaması, Endülüs İslam Medeniyetinin hangi noktaya, nasıl geldiğini göstermektedir. Hatta öyle ki, İspanyollar, Kurtuba’yı işgal ettikleri zaman, kütüphanelerdeki eserleri, Kurtuba meydanına toplayarak, üzerine yağ dökerek yaktıkları, tarihi bir vakıa olarak, kayıtlarda yer almaktadır.

BATI ASIRLIK UYKUSUNDAN İSLAM’LA UYANDI

Kurtuba hakkında yazılanlarla, bugünkü halini karşılaştırdığımızda, sanki hiç var olmamış iki şehirden söz ediyor hissine kapılıyor insan. Kurtuba’da muhteşem bir medeniyetin temelini atan Endülüs İslam Devleti, İslam kültür ve medeniyetini, Batı’ya taşımış ve Batı’nın yattığı asırlık uykusundan uyanmasını sağlamıştır.

Endülüs Emevîleri, kendi kültür müesseselerini kurmaya başlayınca, Doğu’dan Batı’ya uzun yıllar süren ulemâ akınıyla, özel kütüphanelerle birlikte Doğu’daki kitap pazarlarında tedavül eden birçok yazma eser Endülüs’teki yeni sahiplerinin koleksiyonlarına girmeye başlamıştı. Silâhlara, atlara ve bazı eşyaya tanınan gümrük muafiyeti kitaplar için de tanınınca, ortaya kayda değer bir ticarî faaliyet çıktı. Tâcirler Doğu’ya giderek önemli sayıda kitap getirdiler ve Kurtuba (Cordoba), İşbîliye (Sevilla), Tuleytula (Toledo) gibi kültür merkezlerinin kitap çarşılarında sattılar.

 

Her ne kadar bazı kaynak ve araştırmalarda bu gelişmenin sonucunda Endülüs’te halka açık yüzlerce vakıf kütüphanesinin doğduğu belirtilmekteyse de Müslüman İspanya’da kütüphaneler ve kitap meraklıları konusunda bir inceleme yayımlayan Julian Riberay Tarrago, bazı mescid ve medrese kütüphaneleri istisna edilirse bu dönemde mevcut kütüphanelerin çoğunun özel kütüphane olduğunu söylemektedir. Endülüs’te kurulan önemli mescid kütüphaneleri arasında, Abdurrahman’ın Kurtuba’da 786’da yaptırdığı Ulucami’deki kütüphane ile Mâleka’daki (Malaga) Ulucami’de İbnü’l-Lüb el-Mâlikî ve İşbîliye’deki Ulu camide İbn Mervân el-Bâcî’nin kurdukları kütüphaneleri zikretmek gerekir. Kurtuba Ulucamii’ndeki kütüphane bu şehrin II. Ferdinand tarafından 634 (1237) yılında zaptı sırasında yok edilmiştir. Yakılan kitaplar arasında Halife Osman’ın ünlü Mushaf’ının da bulunduğu kayıtlarda yer aldığını görüyoruz.

KÜTÜPHANELERİ SARAY KAPILARI ARDINA HAPSETTİLER

Bilindiği gibi bu asırlarda; İslam dünyasında yayınlanan kitapları toplamak ve ilgililere götürmek bir meslek haline gelmiş, böylece, yazılan kitaplardan ilim dünyası faydalanmıştır. Bu durum Endülüs İslam devletinde bir meslek haline geldiği için, Endülüs’te, dünyanın en zengin kütüphanelerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Ancak bu kütüphanelerin ömrü Endülüs Emevî devletiyle birlikte sona erdi. Devlet yıkıldıktan sonra İspanya Kralı Ferdinand ve Kraliçe Isabella’nın Müslümanlara karşı uyguladıkları eritme politikası neticesinde yok oldu. Saray kütüphanesi dışında Endülüs’ün diğer şehirlerinde de devlet adamlarına, âlimlere ve zenginlere ait kütüphaneler bulunmaktaydı. Değerli bir kütüphaneye sahip olmak özellikle zenginler arasında bir moda olmuştu.

Bütün bunlara rağmen, Endülüs Medeniyeti, büyük âlimler ve düşünürler yetiştirmiş, Batı dünyasını ve insanlığı asırlarca etkilemiş ve hala etkilemeye devam etmektedir. Günümüz dünyasında; hem Batı’da, em de İslam düşünce tarihinde, hala; İbni Rüşt, Ebu Hayan, Kurtubi, Şatibi ve İbni Arabi, İbn Meymun konuşuluyor.



 Yarın: Medinet'üz-Zehra

 
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.