Nobel Ödüllü Andre Gide'nin Yazısı Yeşil Cami Girişinden Neden Kaldırıldı?
Nobel Ödüllü Andre Gide'nin Yazısı Yeşil Cami Girişinden Neden Kaldırıldı?
Haber Giriş Tarihi: 09.02.2015 16:20
Haber Güncellenme Tarihi: 09.02.2015 17:20
Kaynak:
Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
HAZIRLAYAN: Ömer Kaptan / kaptanomar@gmail.com
Geçtiğimiz haftalarda Nobel ödüllü Fransız yazar-düşünür Andre Gidenin Anadolu’ya yaptığı gezi esnasında hayran kaldığı Yeşil Cami ile ilgili kaleme aldığı yazı, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından tabela haline getirilerek, caminin girişine konulmuştu. Ancak cemaatin şikayetleri üzerine iki tabela caminin giriş kapılarından kaldırıldı.
1947 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan Andre Gide’nin Yeşil Camii ile ilgili Le Journal (Günlük) adlı eserinin "La Marche Turque" (Türk Marşı) bölümünde, Yeşil Camii’nin büyüleyici atmosferi ile ilgili yazdığı yazı, Tanpınar’ın muhalled eseri Beş Şehir’i sevenler için hemen hatırlanacak bir yazıdır. Tanpınar, Gide’nin yeşil camiyle ilgili söylediklerine şaşırmış ve İstanbul’a bu kadar olumsuz eleştiriler yönelten ünlü yazarın Bursa ve Yeşil cami ile söylediği söyleri ilgi çekici bulmuştu. Gide’den naklettiği “aklın kemal halinde sıhhatini bulduğu yer” yeşil camiyle alakalı olarak unutulmaz bir cümle olarak hafızalarımıza kazınmıştı.
Geçtiğimiz günlerde ise Paris’te yaşayan Ali Aktoğu’nun, Gide’nin Le Journal (Günlük) adlı eserinde yer alan yazıyı Fransızcadan çevirerek, Bursa Büyükşehir Belediyesi, 3 ayda bir yayınlanan “Bursa’da Zaman” adlı dergiye göndermesiyle birlikte yazı yeniden ön plana çıktı. Büyükşehir Belediyesi de bu ilgi üzerine, yazıyla birlikte Gide’nin fotoğrafının yer aldığı iki tabela hazırlayarak, camiinin Yeşil Türbe girişi ile şadırvanın bulunduğu ana yapı önüne koydurdu.
Ancak cemaat bu yazıdan rahatsız oldu ve bir hafta geçmeden yazılar kaldırıldı, peki cemaati rahatsız eden neydi?
Andre Gide’yi Kendisine Âşık Eden Bursa Kemerleri
Erken dönem Osmanlı mimarisinde Yanları yarım daire şeklinde, ortası düz olan ve Bursa’daki yapılarda kullanılan bir çeşit kemer vardır. Mimari literatürüne Bursa kemeri olarak girmiş olan bu kemer, taşıma gücü olmadığı için daha çok süsleme işlerinde kullanılmış ve Yıldırım, Yeşil ve Muradiye külliyelerinde bolca örnekleri sergilenmiştir. Andre gide’nin sözlerine bakıldığında bu kemerlerden hayranlıkla bahsettiği ve bu kemerlerin onun zihnine belki hiçbirimizin aklına gelmeyecek fikirler getirdiğini görebilmekteyiz.
Gide’nin yazısı şöyle:
”Dinlenme, aydınlığa dalma, denge yeri, kutsal gök mavisi, kırışıksız gök mavisi, zihnin yetkin sağlığına kavuştuğu yer...
Enfes, bir tanrı yerleşmiş senin içine ey cami. Sivri kemerin silmesinin ortasında ve onu kırarak, bu çakışma ve sevgi yerinde rahatlayan, çatışmaya ara verip dinlenmeye soyunan iki eğrinin tam kesişmeleri gereken bu gizli, etkin yerde insanlara öğüt veren ve bu yassı taşın manevi asılışını sağlayan o tanrıdır. Ey ince gülümseyiş! Parça aralıkları tam kıvamında ayarlı kemer! Karşılarında ne kadar da rahatça kuruluyorsun zihnimin zarif inceliği!
Uzun süre bu kutsal mekânda derin derin düşündüm ve sonunda anladım ki ibadetlerimizi bekleyen kusur bulma tanrısı buradadır ve bizi arınmaya çağırmaktadır."
Gide’nin bu sözlerine bakıldığında, cemaati rahatsız eden şeyin ne olduğunu anlamak aslında pek de zor değil. Kemeri anlatırken içine kurulan bir tanrıdan bahsetmesi, bir cami cemaatini en az Tanpınar’ın şu dizeleri kadar rahatsız eder:
Bir ilah uykusu olur elbette,
Ölüm bu tılsımlı ebediyette…
Dolayısıyla tanrılardan bahseden bu yazı şikâyetler üzerine kısa sürede cami bahçesinden kaldırıldı. Yine de Gide’nin Bursa kemerine bizim bakmaya alışık olmadığımız açıdan bakarak görüp geçtiğimiz ama önemsemediğimiz bir güzelliği bize yeniden hatırlatışı başka bir yönüyle hayır olmuş oldu. Öyle değil mi? Bazen görmeyi bilmediğimiz için bazen ise sürekli görüp ülfet kesbettiğimiz için güzelliklerin farkına varamaz oluruz da bir âkil, tanrılardan bahsederek ve bizi rahatsız ederek unuttuğumuz zenginliklerimizi gözümüze yeniden sokuverir. Bu arada, internette tarama yaparken gidenin bu yazısının bir iki farklı çevirisine daha rast geldim ve ilgisi olanlar için onları da burada paylaşarak bitiriyorum:
“Bir dinlenme, berraklık, denge yeri, kutsal gök mavisi, kırışığı buruşuğu olmayan bir mavi; zekânın kemal halinde sıhhati. Ey Cami! Nefis bir Tanrı’nın mekânısın sen. Bu kutsal yerde uzun müddet murakabeye daldım ve nihayet tenkit Tanrı’sının ibadet için bizi burada beklettiğini ve bizi duruluğa çağırdığını anladım.”
"Ayaklarımın ucunda nurlu bir sükunun hüküm sürdüğü Bursa'nın yeşili. Her yerde bir durgunluk, sessizlik. Hava tarife sığmaz bir berraklıkta; gökyüzü düşüncem gibi aydın. N'olur! Her şeye yeniden başlamak ve yeni zahmetlere katlanarak! Heyecanın bir süt gibi süzüldüğü hücrelerde bu nefis yumuşaklığı bayıla bayıla duymak. Çamların gölgesinde, derin bahçeleriyle nazlı bir gül, safiyet gülü olan Bursa, gençliğimin seni görmemiş, tanımamış olması nasıl mümkün oluyor? Daha şimdiden bende yaşayan bir anı mıdır? Bu caminin küçük avlusunda oturan gerçekten ben miyim? Nefes alan ben miyim? Ve seni seven ben miyim? Yoksa seni sevdiğimi mi hayal ettim? Eğer gerçekten ben olsaydım, bu kadar yakından uçar mıydı bu kırlangıç? (Burası) Bir dinlenme, berraklık, denge yeri, kutsal bir gök mavisi, kırışığı buruşuğu olmayan bir mavi; mükemmel bir zihin sağlığı Ey cami! Harika bir Tanrı'nın mekanısın sen. Bu kutsal yerde uzun müddet murakabeye daldım ve nihayet tenkit Tanrısı'nın ibadet için bizi burada beklettiğini ve bizi duruluğa çağırdığını anladım.", (Çev: Fuat Pekin)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nobel Ödüllü Andre Gide'nin Yazısı Yeşil Cami Girişinden Neden Kaldırıldı?
Geçtiğimiz haftalarda Nobel ödüllü Fransız yazar-düşünür Andre Gidenin Anadolu’ya yaptığı gezi esnasında hayran kaldığı Yeşil Cami ile ilgili kaleme aldığı yazı, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından tabela haline getirilerek, caminin girişine konulmuştu. Ancak cemaatin şikayetleri üzerine iki tabela caminin giriş kapılarından kaldırıldı.
1947 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan Andre Gide’nin Yeşil Camii ile ilgili Le Journal (Günlük) adlı eserinin "La Marche Turque" (Türk Marşı) bölümünde, Yeşil Camii’nin büyüleyici atmosferi ile ilgili yazdığı yazı, Tanpınar’ın muhalled eseri Beş Şehir’i sevenler için hemen hatırlanacak bir yazıdır. Tanpınar, Gide’nin yeşil camiyle ilgili söylediklerine şaşırmış ve İstanbul’a bu kadar olumsuz eleştiriler yönelten ünlü yazarın Bursa ve Yeşil cami ile söylediği söyleri ilgi çekici bulmuştu. Gide’den naklettiği “aklın kemal halinde sıhhatini bulduğu yer” yeşil camiyle alakalı olarak unutulmaz bir cümle olarak hafızalarımıza kazınmıştı.
Geçtiğimiz günlerde ise Paris’te yaşayan Ali Aktoğu’nun, Gide’nin Le Journal (Günlük) adlı eserinde yer alan yazıyı Fransızcadan çevirerek, Bursa Büyükşehir Belediyesi, 3 ayda bir yayınlanan “Bursa’da Zaman” adlı dergiye göndermesiyle birlikte yazı yeniden ön plana çıktı. Büyükşehir Belediyesi de bu ilgi üzerine, yazıyla birlikte Gide’nin fotoğrafının yer aldığı iki tabela hazırlayarak, camiinin Yeşil Türbe girişi ile şadırvanın bulunduğu ana yapı önüne koydurdu.
Ancak cemaat bu yazıdan rahatsız oldu ve bir hafta geçmeden yazılar kaldırıldı, peki cemaati rahatsız eden neydi?
Andre Gide’yi Kendisine Âşık Eden Bursa Kemerleri
Gide’nin yazısı şöyle:
”Dinlenme, aydınlığa dalma, denge yeri, kutsal gök mavisi, kırışıksız gök mavisi, zihnin yetkin sağlığına kavuştuğu yer...
Enfes, bir tanrı yerleşmiş senin içine ey cami. Sivri kemerin silmesinin ortasında ve onu kırarak, bu çakışma ve sevgi yerinde rahatlayan, çatışmaya ara verip dinlenmeye soyunan iki eğrinin tam kesişmeleri gereken bu gizli, etkin yerde insanlara öğüt veren ve bu yassı taşın manevi asılışını sağlayan o tanrıdır. Ey ince gülümseyiş! Parça aralıkları tam kıvamında ayarlı kemer! Karşılarında ne kadar da rahatça kuruluyorsun zihnimin zarif inceliği!
Uzun süre bu kutsal mekânda derin derin düşündüm ve sonunda anladım ki ibadetlerimizi bekleyen kusur bulma tanrısı buradadır ve bizi arınmaya çağırmaktadır."
Bir ilah uykusu olur elbette,
Ölüm bu tılsımlı ebediyette…
Dolayısıyla tanrılardan bahseden bu yazı şikâyetler üzerine kısa sürede cami bahçesinden kaldırıldı. Yine de Gide’nin Bursa kemerine bizim bakmaya alışık olmadığımız açıdan bakarak görüp geçtiğimiz ama önemsemediğimiz bir güzelliği bize yeniden hatırlatışı başka bir yönüyle hayır olmuş oldu. Öyle değil mi? Bazen görmeyi bilmediğimiz için bazen ise sürekli görüp ülfet kesbettiğimiz için güzelliklerin farkına varamaz oluruz da bir âkil, tanrılardan bahsederek ve bizi rahatsız ederek unuttuğumuz zenginliklerimizi gözümüze yeniden sokuverir. Bu arada, internette tarama yaparken gidenin bu yazısının bir iki farklı çevirisine daha rast geldim ve ilgisi olanlar için onları da burada paylaşarak bitiriyorum:
“Bir dinlenme, berraklık, denge yeri, kutsal gök mavisi, kırışığı buruşuğu olmayan bir mavi; zekânın kemal halinde sıhhati. Ey Cami! Nefis bir Tanrı’nın mekânısın sen. Bu kutsal yerde uzun müddet murakabeye daldım ve nihayet tenkit Tanrı’sının ibadet için bizi burada beklettiğini ve bizi duruluğa çağırdığını anladım.”
"Ayaklarımın ucunda nurlu bir sükunun hüküm sürdüğü Bursa'nın yeşili. Her yerde bir durgunluk, sessizlik. Hava tarife sığmaz bir berraklıkta; gökyüzü düşüncem gibi aydın. N'olur! Her şeye yeniden başlamak ve yeni zahmetlere katlanarak! Heyecanın bir süt gibi süzüldüğü hücrelerde bu nefis yumuşaklığı bayıla bayıla duymak. Çamların gölgesinde, derin bahçeleriyle nazlı bir gül, safiyet gülü olan Bursa, gençliğimin seni görmemiş, tanımamış olması nasıl mümkün oluyor? Daha şimdiden bende yaşayan bir anı mıdır? Bu caminin küçük avlusunda oturan gerçekten ben miyim? Nefes alan ben miyim? Ve seni seven ben miyim? Yoksa seni sevdiğimi mi hayal ettim? Eğer gerçekten ben olsaydım, bu kadar yakından uçar mıydı bu kırlangıç? (Burası) Bir dinlenme, berraklık, denge yeri, kutsal bir gök mavisi, kırışığı buruşuğu olmayan bir mavi; mükemmel bir zihin sağlığı Ey cami! Harika bir Tanrı'nın mekanısın sen. Bu kutsal yerde uzun müddet murakabeye daldım ve nihayet tenkit Tanrısı'nın ibadet için bizi burada beklettiğini ve bizi duruluğa çağırdığını anladım.", (Çev: Fuat Pekin)
En Çok Okunan Haberler