SON DAKİKA
Hava Durumu

Hep kişilere ve zümrelere ayrıcalık kaygısı!

Yazının Giriş Tarihi: 08.07.2022 22:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.07.2022 22:30

Ne yazık ki hiç hak etmediği halde isminin başında Türk kelimesi olan Tabipler Birliği, her zaman olduğu gibi yine istismar üzerinden devleti ve milleti hedef almaya devam ediyor. 


Mesele kriminal bir mesele. Yani öyle grev yaparak falan çözülebilecek bir durum değil. 
Türkiye’de şiddete karşı yasaların çok acil ele alınıp güncellenmesi ve batılı örnekleri gibi değil şiddet uygulamak ona teşebbüse bile çok ama çok ağır cezalar getirilmesi gerek. 


Dahası “Af” kelimesinin ve kravat indirimi denilen iyi hal indiriminin de tamamen ortadan kaldırılması gerekiyor. 
İyi niyeti mahkemede değil olay sırasında göstermeli şahıs. Af ise zaten başlı başına sorunlu bir uygulama ve tamamen kanunlarımızdan sonsuza kadar kaldırılmalı. 


Gelelim Konya’da yaşanan hadiseye. Kabul edilebilir tek bir tarafı bile olamaz. Can almak, şiddet uygulamak nerede olursa olsun kim yaparsa yapsın kabul edilebilir bir durum değildir. Allah rahmet etsin. Ancak bu olay üzerinden grev yapalım çağrısı bu ülkenin insanına yapılmış hadsiz suikasttir. Hiçbir doktor hastası varken bu tür eylemlere katılmamalı. 


Nitekim özel sektörde bu grev çağrılarına katılan tek bir doktor bile yok. Olması da mümkün değil. Devlette sunulan imkanların sonucu bu grevin devlet hastanelerinde yapılıyor olması. 
Bu en hafifiyle utanmazca bir suistimaldir. Doktorlara ve doktorluk mesleğine büyük saygımız var. Ancak bu durum siyasi bir yaklaşım ve mesleğin siyasete bulaştırılmasından başka bir şey değildir.  
Yemin edilen bir meslekte yeminine saygı duymadan yapılan eyleme ne diyeceğiz ki! Şimdi şunda anlaşalım. Mesleklere kutsallık yüklenemez. Kutsalsa hepsi kutsal değilse hiçbiri değil. 
Sıralayalım doktorluk kutsal, hemşirelik kutsal, askerlik kutsal vs uzadıkça uzar liste. Geçit vermeyen dağlara elektrik hattı çeken işçinin mesleği kutsal değil mi bu bakışla. Şehirleri temizleyen temizlik görevlileri mesela. Ameliyat neşterini yapan işçi, insanları bir yerden bir yere taşıyan şoför, doktorları yetiştiren öğretmen vs vs. 


Değer sıralamasına sokmadan kendi değeri içinde tartışmak en iyisi. Meseleye insan penceresinden bakmak en doğru yaklaşım olur. Şiddet kötüdür ve kimseye yapılmamalıdır. Şiddetin uygulanacağı insanlar ya da uygulanmayacağı insanlar tanımı yoktur. Kimse kim olursa olsun kimseye şiddet uygulayamamalıdır. 
Doktor olmak ya da her ne olursanız olun bu ülkenin verdiği payelerle bu ülkenin insanına kimse küstahlık yapamamalı, tepeden bakmamalı ya da bakamamalı. Kimse ülkesini bak giderim ha diye de tehdit etmemeli. Küstahlaşan ya da devletine baş kaldırana devletin cevabı basit. İstediğin yere git dedi ülkenin başındaki lideri. Uzatmaya gerek yok. Bu devletin insan kaynağı sorunu yok. Ama değerlerini de değersizleştirme gibi bir yapısı yok. Her meslek grubu olduğu gibi doktorlar da bu ülkenin değerleridir ve el üstünde tutulmalıdır. Tabi içinden çıktıkları millete doktorlar da aynı muameleyi uygulamalıdır. 


Özel sektörde grev yok. Çünkü özel sektör buna müsaade etmez. Tabibler Birliği gücünü göstermek istiyorsa buyursun özel hastanelerde grevi yaptırsın da görelim.

Yaptıramaz.

Zaten Tabipler Birliği’nin doktorlarla ya da hekimlik mesleğiyle ilgili bir duruşu yok. Siyasal bir duruşu var ve bu duruş tam da devletin ve milletin karşısında olma duruşu. 
Bunu meslektaşına sahip çıkma olarak kabul edebilmemiz için PKK’nın öldürdüğü doktorlarla ilgili bir tek tepki ve eylemlerini görmemiz gerekirdi. Oysa o dönemlerde grev diye ortalığı ayağa kaldıran bir TTB yok. 
Ve tekrar edelim ana konumuz şiddet ve bu şiddetin önlenmesinin en önemli yollarından biri af denen kelimenin kanunlardan tamamen kalkması ve şiddete çok ağır cezalar getirilmesi. Ayrım yapmadan her insan için…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.