SON DAKİKA
Hava Durumu

Herkes Dürüst Olmalı

Yazının Giriş Tarihi: 26.12.2021 19:52
Yazının Güncellenme Tarihi: 26.12.2021 19:52

Cübbeli Ahmet diye ünlenmiş olan şahıs: "Atatürk dönemi Diyaneti'ni istiyorum" diyerek yine gündem olmuştur. Cübbeli'ye göre M. Kemal döneminde Diyanet, Maturidi çizgisinde imiş. Bir insan ancak bu kadar hakikate uzak olabilir. Cehaletini açık ettiği örneklerden birisi de Kemal Paşa dönemidir. Yazık.
Unutanlar için hatırlatmış olayım, Kemal Paşa döneminde DİB Rıfat Börekçi CHP'nin Ankara il başkanıdır. Hani şimdi DİB siyasallaştı diyenleri kulak zarları patlasın. Cübbeli işte o dönemin Diyanetini, Ehli Sünnet ve Matüridilik çizgisinde gördüğünü açıklıyor. Bu nasıl bir görme bozukluğudur? Yazık.
Her konuda tasavvuf-ehli sünnet diye nara atan Cübbeli, sıra Kemal Paşa dönemine gelince T.C. İnkılap Tarihi mitolojisini tekrarlıyor. O mitolojinin doğru olmadığını hâlâ anlayabilmiş değildir. Gerçi kendisinin ledünni ilim iddiası vardır ama her nasılsa o ilim Kemal Paşa dönemini kapsamıyor:) O ilmini, yalnızca yanmaz kefen vb. ticari atılımları için kullanıyor olmalıdır.


Cübbeli sadece Kemal Paşa dönemini anlayamamış değildir. Tasavvuf ile Ehli Sünnet'in apayrı ekoller olduğunu, tarihte bazen aralarında kavga bazen barış olduğunu ancak her halû kârda iki ayrı dini çizgi olduğunu da anlayamadan ya da öyle görünerek bu dünyadan göçüp gideceğe benziyor. Cübbelinin Diyanete düşmanlığı ise artık kronikleşmiş durumdadır. Tedavisi var mıdır? Bilmiyorum.


Ehli sünnet ve tasavvuf ekolleri tarih boyunca iki farklı anlayışı temsil etmiştir. Ne tasavvuf bütünüyle ehli sünnet olmuştur ne de ehli sünnet tamamı ile tasavvufçu olmuştur. Fakat tasavvufun "ehli sünnet" diye telkin edilmesi yeni ve bambaşka bir bir icattır. Bir çeşit takiyyedir. Her takiyye gibi hakikati bir ölçüde gizlemektedir. Doğru bir tutum değildir.


“Atatürk dönemindeki Diyanete dönmek” için ne yapılabilir? Bugünün DİB Ali Erbaş, Ak Parti Ankara il başkanı olsa, Diyanet siyasallaşmamış ve Matüridilik çizgisi üzerinde mi kalmış olacaktır? Yazık ki bu iddiaların sahibi hakikatten ve tarihten habersiz olarak haber olmayı beceriyor. Bağlılarından ise zırnık tepki almıyor. Bağlıları Sessiz ve tepkisizbir şekilde onu izlemeye devam ediyorlar.


Cübbeli gibilerinin tasavvuf içindeki yerlerini açıklamak çok müşküldür, ancak bize düşmez. Ne tasavvuf, ehli sünnet demektir ne de Cübbeli gibiler ehli sünnet çizgisi üzerindedirler. O çizgi ve miras ile hiçbir ilgileri yoktur. Seslendirdiği bütün yanlışları örtmek için ehli sünnet adını kullanıyor. Yaptığı istismardan başka bir şey değildir.


Cübbeli şunu hatırlamalıdır ki toz konduramadığı Kemal Paşa dönemi olsaydı kendisi şimdi nerede olurdu? TV'lere çıkabilir miydi? Yanmaz kefen satabilir miydi? Dine dayalı bu ticari ağını kurabilir miydi? Muhtemelen şafak vakti asılır gece karanlığında da defin edilirdi.


Kemal Paşa 30 Ağustos 1925’te Kastamonu’da şunları söylemiştir: “Efendiler ve ey millet iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikatı medeniyedir. Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için kafidir. Rüesayı tarikat bu dediğim hakikatı bütün vüzuhiyle idrak edecek ve kendiliklerinden derhal tekkelerini kapayacak, müritlerinin artık vasılı rüşt olduklarını elbette kabul edeceklerdir.”
Kemal Paşa’nın bu konuşmasından sonra zamanın DİB Rıfat Börekçi; “Yok Paşa, tasavvuf mensuplarının da din ve vicdan özgürlüğü ile vatandaşlık hakları vardır. Onlarda bu ülkenin vatandaşlarıdır” diyebilmiş midir? Hayır diyememiştir.


Rıfat Börekçi böyle bir itirazı Paşa’ya nasıl yapabilirdi? Çünkü Kemal Paşa CHP Genel Başkanı iken Rıfat Börekçi ise sadece CHP’nin Ankara il başkanıydı. Dünyanın neresinde bir il başkanının, genel başkana itiraz ettiği görülmüştür ki Ankara’da böyle bir örnek ortaya çıkmış olsun?


Kemal Paşa’nın yukarıda ki cümlelerine bakılırsa tasavvufçuların Türkiye’de yaşamaya hakları olmadığı gibi “insan oldukları bile şüphelidir”. Çünkü, Paşa “insan olmak için medeniyet dediği Batıcılığın emir ve taleplerini yerine getirmeyi” şart koşmuştur. Dönemin Diyaneti “Yapmayın Paşa hazretleri onlar da insandır” diyebilmiş midir? Elbette diyememiştir.


Cübbeli gibiler İslam adını da ehli sünnet adını da istismar etmektedirler. Kemalist mitolojiye karşı zerre kadar itirazları yoktur. Üstelik o mitolojiye muhalif olanlara düşmanlık etmektedirler. Kim ne demiş olursa olsun, tasavvuf ehli insandır. İnsan olmaları için Batıcılığın emir ve taleplerine itaat etmeleri gerekmez.
Türkiye’de yaşama hakkına sahip olmaları için kendiliklerinden tekkelerini kapatıp müritlerini azat etmeleri de beklenemez. Sadece İslam’a, hakikate, müritlerine, tarihe hatta insanlığa karşı dürüst olsunlar. Takiyye yapmasınlar.
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.