SON DAKİKA
Hava Durumu

İbret almak yapılacak en iyi şey!

Yazının Giriş Tarihi: 10.03.2023 22:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.03.2023 22:32

Türkiye'nin son 32 günde bir tek tane önemli gündemi var kihiç şüphesiz, 11 ili etkileyen ancak Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay’ı yerlebir eden deprem… Muhasebesi çok ayrıntıyı yapılması gereken, bir tek detayın bile göz ardı edilmemesi gereken tarihi bir ibret mesajı…


 İlk anından beri yüzbinlerce kişi gitti, görevli gitti, gazeteciler gitti. Dakika dakika saniye saniye bir çok şeyi izledik gerek sosyal medya gerek dijital ortamlar. Televizyonlar ve gazetelerden. 
Lafı çok uzatmayalım. 


İlk günden itibaren afet bölgesinde tüm devlet organizasyonunun yanı sıra belediyeler, sivil toplum kuruluşları, şirketler, vatandaşlar bir şeyler yapıyor, bu büyük yarının bir kenarından tutup iyileşmesi için emek veriyorlar. Evet tartıştığımız bölümler var ama destekleyeceğimiz, omuz vereceğimiz, şükran duyacağımız, dua edeceğimiz emekler var bölgede bolca. Bir davet üzerine Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin organizasyonuyla depremin yıkıcı gücünü gösterdiği Nurdağı, Hassa, Antakya ve Defne’de yapılan çalışmaları görmek için bir günlüğüne bölgeye gittik önceki gün. 


İNSANIN KANINI DONDURAN İBRETLİK GÖRÜNTÜLER
Gaziantep Havaalanı’ndan bizi alan midibüs ile depremi en acı yaşayan şehirlerimizden birine Gaziantep Nurdağı’na doğru harekete geçtik. Çok şükür Gaziantep’de bir şey olmamıştı ancak Nurdağı’na yaklaştıkça yıkılan binalar önce tek tek gözümüze çarpmaya başladı ardından şehire girişte o insanı adeta donduran yıkım görüntüleri. Deprem Koordinasyon Merkezi’ne geçmeden şehirde bir turatıyoruz. Ayakta duran sayısının misliyle enkaz olmuş bina var. Ancak gözümüzün alabildiği her yerde de kamu kurumlarını, belediyelerin sivil toplum kuruluşlarının kendi alanlarında kendi uzmanlıkları ile verdiği gayreti de görüyoruz. İş makinaları bir yandan enkaz kaldırıyor, kamyonlar enkaz taşıyor, diğer yandan bir kısım iş makinası ve görevli altyapı çalışmalarını yürütüyor. Boş ve güvenli olan her alan çadırları, yaşama tutunmaya çalışan insanları görüyoruz. Sarsıcı, çok sarsıcı görüntüler. Binaların hali, enkazınhali, yaşama tutunmaya gayret eden insanımızın hali…


İbret almak için bundan daha ağır bir görüntü olamazdı sanırım. Nurdağı’nın tam ortasında hükümet konağının  karşısındaki alanda konteyner kentler kuruluyor. Hemen yanında ise insanların tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir çok farklı hizmet alanı oluşturulmuş durumda çok şükür. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi çocuklar eğlensin diye at menajı kurmuş örneğin. Minikler burada atlara biniyor. Buraya getiren hayvanlarla ilgileniyor. Kuzusu var, tavuğu var, hindisi var, köpeği var. Var da var. Hemen yanında çocuk etkinlik oyun alanları, çocuk gösteri alanları. Oyun parkları, oturma dinlenme alanları, ekmek dağıtım, erzak dağıtım alanları, sıcak yemek veren aşevleri ve çadırları, kadın erkek kuaför hizmetleri, sınavlara hazırlanan gençler için oluşturulan sınıflar. Spor etkinlik alanları…


İNSANLARIN YÜZÜNDE HÜZÜN VAR AMA YAŞAMA TUTUNUŞ DA VAR
Evet insanların yüzünde yaşanan o ağır afetin hüznü var ama bir yandan da yaşama tutunmuş olmalarını gösteren o hareketlilik var. Çocuklar hem oynuyorlar hem çeşitli faaliyetlerle psikolojik olarak en az etkiye maruz kalmaları sağlanıyor. Ne yöne baksanız yardım kuruluşlarının görevlilerini, askerlerimizi, Kızılay’ı, AFAD’ı görüyorsunuz. Bunların yaptıklarından çok “yalnız değilsiniz” mesajı oldukça önemli. Bizim orda olduğumuz 1 saatlik zaman diliminde Tarım Bakanı Vahit Kirişçi, Deprem Koordinasyon Merkezi’ndeydi mesela. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin oradaydı, bakanlık yetkilileri oradaydı. Bu günde birkaç kez tekrarlanan bir durum. Bakanlar, yetkililer hiç boş bırakmıyor sahayı…


Ne kadar yorgun ve bitkin oldukları yüzlerinden anlaşılıyordu ancak dakikalarını boşa harcamamak için verdikleri gayreti görmek lazım. Vatandaşlarda öyle ciddi bir tepki görmediğimi söylemeliyim. Feryat figandan öte onca acıya rağmen metanetli bir duruşları var. Birkaç minik evlatla sohbet ettik. Bu durumda bile hallerinden memnunlar. Daha sonra yaklaştığımız depremzedelere de geçmiş olsun dileklerini ilettikten sonra devlete ve yardıma gelenlere dualarını işittik hep. Anadolu insanının o tertemiz adanmışlığını, tertemiz şükrünü ve ekmeği bölüşen, dayanışmayı geliştiren ferasetini her yüzde her noktada hissetmek mümkün. “Deprem bu evladım. Ne yapacaksın. Gelmiş başımıza. Çokşükür devletimiz burada, insanlar akın akın yardıma geliyorlar. Ne eksiğimizine aşımızı eksik edilyorlar. Buna da şükür. Rabbim devletimizi milletimizi beterinden korusun. Kimsenin başına vermesin” sözleri düşüyordu. 80’lik binamcanın ağzından. Hasılı bu mağrur duruşları bile gözyaşlarımızın sel olmasına yetiyor ve artıyordu. 


ÇADIRKENT VE İNSANLAR
Hareket vakti. Hassa’ya doğru yola çıkacağız ancak önce birçadır kent daha ziyaret ediyoruz. Nurdağı Deprem Koordinasyon Merkezi’nden çıktıktan kısa bir süre sonra kentin merkezinde kurulan Alparslan Türkeş Çadır Kenti’ne vardık. Zaten şehrin her tarafı çadırlarla dolu. Açıkta kalan yok. Dahası şu anda bölgede vatandaşların en büyük isteği çadırlardan konteynerlere geçmek. Barınma ihtiyacı karşılanmış ancak biraz daha iyi bir barınak talepleri var haklı olarak. O konteynerler de bir yandan kuruluyor bir yandan davatandaşlar buralara taşınıyorlar. Burada da Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu yardım noktaları var. Vatandaşlar buradaki görevliler tarafından yardımları sağlanıyor. Sistem kurulduğu için kime ne kadar yardım yapılacağı sistemde görünüyor. Yani yardımların bir paketi bile öyle ziyan olacak halde saçılmıyor ortalığa. Burdan ne gidiyorsa kayıt altında gidiyor orada kayıt altında dağıtılıyor. Çadırlar da insanlar yavaş yavaş yeniden kurulacak yaşamlara hazırlanıyor. Çay demleyeni de var yemek hazırlayanı da. Hemen karşıda sıcak yemek verilen aşevi. İnsanlarda hüzün ama yaşama tutunuşu burada da görüyoruz. Kolay değil yakınlarını komşularını aynı şehirde yaşadıkları insanları kaybettiler. Birçoğu enkazdan kendini kurtardı birçoğu küçük kıyameti tüm korkunçluğu ile yaşadı. Bu kadar kısa sürede ayağa kalkmaya mecal bulmaları bile gerçekten olağanüstü. 


Hemen hemen her yer yıkılan binaların enkazları ile dolu.Tek katlısından 10 katsınına kadar yerle yeksan olmuş bir şehirden bahsediyoruz. Nurdağı’na bakınca 24 yıl önceki Gölcük geldi gözlerimin önüne. Acı da aynı yaşananlar da aynı. Maddeyi öne alıp manadan şaşmanın bedelini, dünyayı madde uğruna maddiyat uğruna birbirimize cehenneme çevirmenin tablosunu ve filmini tekrar ederek görüyoruz. Bazen yaşıyor bazen izliyoruz. Ancak doğruyu en azından bugüne gelene kadar bulamıyoruz. Bundan sonra da değişmesini, her şeyi yerliyerine ve kararınca koymayı öncelemeyi umut ediyoruz.  Zaman kısa ama Nurdağı zihnimize silinmez izler bırakıyor. Midibüsümüze bindiğimizde yine her iki tarafı yıkılmış caddelerden geçerek yola koyuluyoruz.Bu kez hedefimiz aynı felaketi yaşayıp çok ağır bir tablonun ortaya çıktığı Hatay'ın Hassa ilçesi… Nurdağı-Hassa arasında da yolda sık sık yıkılmış binalara, kurulmuş çadırlara rastlıyoruz. İçimiz acıyor her adımda...

Yarın: Hassa, Antakya ve Defne


 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.