SON DAKİKA
Hava Durumu

Karnından Konuşanlar

Yazının Giriş Tarihi: 29.05.2022 20:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.05.2022 20:06

Türkçede “karnından konuşmak” diye bir deyim var biliyorsunuz böyle çok netameli konularda çokça kullanılan bir yöntem, yani saatlerce konuşursun ama gerçeği bir türlü anlatamazsın.


Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi geldikten sonra oluşan ittifaklardan Millet İttifakı’nın durumu tamda böyle, PKK konusunda sürekli karnından konuşuyorlar.
Bu dünyada yaşayan akıl sağlığı yerinde olan her insanın gözünde PKK terör örgütüdür, ABD’nin kiralık ordularından biridir ve Türkiye’nin önüne geçmek, ülkeyi içine kapatmak için, kahpece eylemler düzenlemek için kurulmuştur.


HDP, PKK terör örgütünün siyasi koludur.


Bu gerçekliği bilmesine rağmen bunu ifade etmeyen, buna karşı çıkmayan her HDP eş başkanı da ABD’nin kiralık askeridir ve teröristtir.
Buraya kadar her şey netse; Selahattin Demirtaş teröristtir hem de Hendek olaylarının ve Kobani eylemlerinin azmettiricisi olarak cezaevinde yatan bir teröristtir.
PKK ve HDP’ nin bu netlikte ki durumuna rağmen HDP’yi destekleyen aydın, sanatçı, yazar çizer tayfası da PKK eylemlerini kınamadığı, PKK’ ya karşı olmadığı için, teröristlerle ve onların sahibi olan ABD ile aynı saftadır.


Yeni CHP’nin eş genel başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Demirtaş’a Özgürlük” naralarının, İP eş başkanı Akşener’in PKK ile kahvaltı randevusunun, Okyanus ötesinin eş başkanı Babacan’ın “Sınır ötesi operasyonlar öncesi HDP bilgilendirilmelidir” sözlerini PKK’ ya verilmiş destekler olarak görmek aklı başında olan her insanın tavrıdır, aksi düşünülemez.


Yani karnından konuşmaya gerek yok, gerçek olduğu gibi gözümüzün önünde.
Efendim bu sözler Kürtlerden oy almak için söyleniyor” diye karnından konuşanlara; Kürtlerden oy almak için PKK güzellemesi yapmana gerek yok, HDP’ yi Kürtlerin ağası, HDP seçmenini maraba görenler için durum böyle olabilir ama bu tavır onurlu bir tavır değil, gidersin politikanı anlatırsın seçmene, sana güvenirse oy verir.


Karnından konuşanların yanında bir de karnından yazanlar var.
Bunların en başta gelenlerinden biri de En rantçı medyanın sözüm ona solcu köşe yazarı Baysal.
Bu arkadaş “Şehitlerimiz, Kürt meselesi AK Parti ve CHP!” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Çektiği karın ağrısının yazının başlığına nasıl sirayet ettiğini görüyorsunuz değil mi?
Yazının tamamını okuduğunuzda çektiği karın ağrısının şiddetini daha iyi görüyorsunuz.
Neler yazıyor yazarımız bu karın ağrısında;
Kürt sorunu bu ülkenin en kritik, en tartışmalı, en içinden çıkılmaz sorunu” yazmış (medyasının ‘En’ini pazarlar gibi en en en)
Bu ülkenin artık Kürt sorunu yoktur karnından konuşmayın, bu sorunu bitiren adamın adıdır Recep Tayyip Erdoğan hem de sizlere rağmen bu sorunu çözen adamdır.
Bu ülkenin PKK sorunu vardır, o sorunun çözümü için de ne gerekiyorsa yapıyor iktidar ve Mehmetçik, yeter ki sizin gibiler “Kürt sorunu vardır” gibi bir cümle kurarak PKK ya moral destek verecek şeyler yazmasın, gölge etmeyin yeter.
Başka neler var yazıda; 
Peki 30 milyonluk bir halk statüsü olmadan mı yaşayacak?” aynen böyle yazmış yazarımız.
Bu nasıl bir soru, bu neyin fantezisi? Amacınız ne?
Bu ülkede her kim hangi statüde yaşıyorsa Kürtlerde aynı statüde yaşıyor, aynı bayrak altında, aynı kıbleye yönelerek, aynı devletin özgür yurttaşları olarak beraber yaşıyoruz.
Kürt halkının ayrı bir statü istediği filan yok, bu soru PKK’nin sorusudur bunu Vantrolog gibi yazmak bu yazara nasip olmuştur.
Başka neler var yazıda;
Dönemin Van valisi, şimdi görevden alınan Rizeli hemşerim Münir Karaloğlu’na yukarıdan “PKK’lılara operasyon yapmayın” talimatı verildiği basını yansımıştı.
Recep Tayyip Erdoğan da katıldığı televizyon programında “Valilere operasyon yapmayın talimatı verdik” dememiş miydi?

AKP iktidarı çok yanlış yollara saptı. Kandil’e postacı gönderdi. İmralı’da devlet görevlileri Abdullah Öcalan ile görüştü.

Çadır mahkemeleri kurdurdu; Diyarbakır meydanında Abdullah Öcalan’ın mektubunu okuttu.
Bu kadar karnından yazma, yalan olmadan, algı olmadan olmaz elbette. Çünkü adam doğruyu yazmaktan korkuyor.
Şu “Valiler operasyon yapmayın” talimatının aslı şudur; 
Devlet, elinde mahkum olan PKK’nın başına 2010 yılından sonra hemen her istediğini yaptırma üstünlüğünü eline almıştı. İlk olarak eli silahlı PKK lıları sınır dışına çektirme kararı aldırdı Öcalan’a , bu karardan rahatsız olan ABD ve onun işbirlikçileri FETÖ’cü komutanlar bu süreci baltalamak için sınırdışına çekilmek üzere olan PKK’lılara operasyon düzenlemeye başladı ve sınır dışına çekilmeler baltalandı.


İşte bu süreçte operasyon yetkisi valilere devredildi ve sınır dışına çekilen PKK’lılara operasyon yapılmadı. Sınır içinde kalıp elinde silahıyla bu devlete kurşun sıkanın gözünün yaşına bakılmadı.
Kandil'e posta gönderildi” elbette gönderilir, örgütün silah bırakmasına hizmet edecek her onurlu iş yapılır ve yapıldı.
Çadır mahkemesi ve Öcalan’ın mektubu” silahını bırakarak devletine teslim olan her kişiye her mahkeme kurulur bu mahkemede göğsümüzü gere gere savunuruz. 
Öcalan’ın mektubu meydanda okunmuş” Devletin elinde mahkum pozisyonunda birisi kitlelere hitap eden bir mektup yazıyorsa ve devlet bu mektubun okunmasını istiyorsa o mektubu devlet yazmıştır. 
Ne yazıyordu o mektupta? “Silahlı mücadele dönemi sona ermiştir, örgütümüz silah bırakmalıdır” 
Ne oldu bu ifadelerin neresi sizi rahatsız etti, siz yoksa silahlı PKK’yı mı tercih ediyorsunuz? Ona mı güveniyorsunuz? Ondan mı yardım diliyorsunuz?

Erdoğan'ı devirmek için size silahlı PKK lazım da onun için mi bu mektuba karşı çıkıyorsunuz?
Dökün karın ağrınızı karnınızdan konuşmayın.
Başka neler var yazıda;
Kürtçe üzerine yasak olmamalı, Selahattin Demirtaş intikam amacıyla içerde tutuluyor, bunlar doğru ama
Aynen bunları yazmış yazarımız.
Kürtçe üzerinde ki tüm yasakları AK Parti kaldırdı, önce bunu bileceksin.
Demirtaş'a gelince; intikam filan bunlar karın ağrısı, terörist Demirtaş Kobani ve Hendek olaylarında ki canlı yayınlanan azmettiriciliğinden içerde paşa paşa yatıyor, yargı ne kadar yatsın derse o kadar yatacak.
Yazısını şöyle bitiriyor yazarımız; “Türkiye'nin sınır güvenliği için Kuzey Suriye'ye yapacağı operasyonu iki bakımdan desteklemek gerekir. 
Bunca yıldır köşe yazarlığı yapan, tarafsız yazılar yazarak CHP’den vekil adayı olan bir köşe yazarının kurduğu cümleye bakar mısınız?
“Kuzey Suriye” ne demek Kuzey Suriye? 
Bu dil, ABD dilidir, PKK dilidir.
Bilerek ya da cahilce bu cümleyi kurmak ABD ye PKK’ye yani kurulmak istenen ve yıktığımız terör koridoruna destek olmaktır
Suriye'nin kuzeyi yazılmalıdır.
Operasyona destek vermeye gelince; bu yazarın vekil adayı olduğu ve her yazısında gözü kapalı desteklediği CHP sınır ötesi operasyonlara yani PKK ile mücadele için meclise gelen tezkereye H A Y I R  demiştir
PKK ile mücadele etmeyin demiştir.
Karnından konuşan sanatçılara Vantrolog deniyor, webten bunu araştırınca çok manidar bir tarif çıktı karşıma.


Vantrolog diğer adıyla Vantrilok aynı ortamda bulunan kukla ve kukla sanatçısının karşılıklı diyaloğu esnasında sanatçının ağzını kıpırdatmadan çıkan sesinin bir başkasından geliyor gibi düşünülmesidir. Kısaca özetlemek gerekirse, sesi bir başkasından geliyormuş gibi konuşabilen kişilere Vantrolog denir.


   


 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.