Kemal sert çıkışlarla tutunmaya çalıştıysa da Sayın Başkanımız onu iki dakikada hamur gibi yoğurdu. Ağzını açacak hali kalmadı garibin. Belli etmemeye çalışıyor ama karizma fena çizildi. Legal ve illegal ortaklarını kızdırma endişesi hareketlerini sınırlandırıyor tabii. Çıkıp “Adayım!” dese bir türlü demese bir türlü. Tek laf edemiyor.   Ya “abla” kızarsa? Ya perde arkasındaki ortak çıkıp da “Bimre Kemal!” veya “Kes Te Nebe Xwedi” ve hatta “Tu ji qûnê rih bide” deyiverirse ne olacak? (Bir zahmet Kürtçe bilen arkadaşlarınıza sorun.)

İşte bu yüzdendir Kemal çıkıp “adayım” diyemiyor. Başkasını aday göstermeye de gönlü el vermiyor.
İşte bu yüzden bence yakında ya kafayı iyice yiyecek ya da kaçacak.
Artık bir Ege köyüne yerleşip balık mı tutar yoksa Manisa’ya mı gider orasını bilmem.
Daha önce defalarca söyledim. Şimdi bir defa daha söylüyorum;
Muhalefetin adayı Ekrem İmamoğlu’dur. 
Nasıl bu kadar emin konuştuğumu soracak olursanız işte cevabım:
Çünkü Paganların adayı İmamoğlu.
En kötü ihtimal çoklu aday çıkarılmasıdır ve bu adaylardan biri de yine imamoğlu olacaktır.
Bunun bir istisnası olabilir mi? 
Bu sorunun cevabı ise Kemal’in “bertaraf etme kabiliyetine” bağlıdır. Eğer Kemal oyunu iyi oynarsa İmamoğlu’nu yiyebilir. İşte o zaman işler değişir. Ne var ki İmamoğlu’nu bertaraf etmeyi başarsa bile aday Kemal olmayabilir…
Bütün bunları çok önceden not düşmek için yazdım.

Şimdi gelelim “adalar” meselesine.
Yunanistan akıllı davranıp silahları geri çekecek mi yoksa ABD’nin gazına gelip direnecek mi?
Direnip silahları geri çekmezlerse Eylül ayında on iki adalarda denize girebiliriz…
ABD ve Avrupa memleketleri de Türkiye’nin gücünü yakından görmüş olur.
Başımızda Suriye sınırı meselesi de var tabii.
Orada da kurulan tüm sinsi tezgahlara rağmen terörü bitirmedeki kararlı duruş bu işi çözecektir.
Bu sıkıntılara ilaveten bir de ekonomi var tabii.
Ekonomiyi yöneten Nebati’ye pek olumlu bakıldığını daha doğrusu onun bu sıkıntıları çözebileceğine pek fala bir inanç olmadığını söylersek yanılmış olmayız. Bu işler kaptan ehliyetiyle olmuyor ne yazık ki.
Ekonominin başına acil önlem planlarıyla gelecek bu arada da ileriye dönük tedbirleri ihmal etmeyecek bir isim düşünülüyor mudur acaba?
Çünkü düşman uyumuyor, dört koldan saldırmaya devam ediyor.
Seçimler yaklaştıkça bu şerefsizce saldırılar artacaktır. Hem ekonomi üzerinden hem de diğer yönlerden.
Ancak, şunu biliyoruz ki Sayın Başkanımız bir şekilde bu saldırıların üstesinden gelecek çözümler üretecektir mutlaka.