PKK’nın tüyler ürpertici derecede vahşi boyuttaki son katliamı maskeleri düşürdü. Millet kimin ne olduğunu gördü. Hangi politikacının PKK yanlısı olduğunu elbet biliyorduk. Burada hangi politikacıların, sözde gazetecilerin ne olduğunu gördük. Erdoğan nefreti iliklerine kadar işlemiş olanlar bu canilere cani demek yerine Sayın Başkanımızı suçlama gibi bir yola saparak kendilerini iyice ifşa etti. 

Kemal PKK’nın adını anmaktan imtina edip hayâsızca saldırmayı yeğledi. Oysa kendi adamları bile PKK’nın bu vahşetini kınamıştı. Ben izlememiştim. Abdülkadir Selvi araştırmış. Bakın ne yazıyor köşesinde;

"Ancak her büyük kırılma yeni bir sınav oluyor. 13 sivil vatandaşımızın PKK’nın katledilmesi de bunlardan biri. Türkiye birkaç gündür şehit cenazelerini kaldırıyor, millet olarak içimiz yanıyor. Bu olay karşısında Demirtaş’ın duruşunu merak ettim. Bu sabaha kadar bir tweet’i yoktu. Ancak haksızlık etmemek için sık sık tweet’lerini kontrol ettim. Sonra Demirtaş’ın, “PKK’nın elindeki 13 insanımızın katledilmiş olmasını açıkça kınıyorum” tweet’i geldi. Kılıçdaroğlu “PKK” diyemezken, Demirtaş’ın “PKK” demesini önemsedim. Ağır bir şekilde eleştirmeye hazırlanırken, yorumsuz bir şekilde paylaşmak istedim."

Bakın, dikkat! Demirtaş bile şu sözleri ediyor; 
“PKK’nın elindeki 13 insanımızın katledilmiş olmasını açıkça kınıyorum”

Bunu diyemeyen adıyla sanıyla Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı sıfatıyla Kemal Karabulut olarak doğup sonradan Kemal Kılıçdaroğlu olan zat. Bırakın PKK’yı anmamayı, şehitlerimiz için Sayın Başkanımızı suçlamaya kalkan biri. Neden böyle yaptığı tartışılıyor. Televizyonlarda, gazetelerde fikirler uçuşuyor. Nedeni belli değilmiş gibi hâlâ konuşuyorlar. Oysaki neden bariz. 
Biden açıkça söylemişti “Muhalefeti destekleyip Erdoğan’dan öyle kurtulacağız.” diye. Destekliyor besbelli. Çünkü ABD şehitlerimiz için karmaşık mesajlar verdi önce. Ancak, gerçekler bir tokat gibi yüzlerine çarpılınca biraz geri adım atmaz mecburiyetinde kaldılar.
Kemal ve ABD bu melun olayda PKK’yı lanetleyemedi. Onların ekmeğine yağ sürdü. İstedikleri algının oluşmasına yardımcı olacak şekilde davrandılar.
Kemal ABD’nin istediği yönde konuşurken onların dediğini yaparak Sayın Başkanımıza zarar vereceğini zannetti. 
Demirtaş kadar bile olamadı Kemal!
Hem onun hem de ABD’nin hesap edemediği şey ise bambaşka. ABD ve Avrupa memleketlerinde sadece sözlüklerde gömülü olan “Vatan sevgisi” ve “Milli değerler” gibi hisler…
Diğerlerinin niyetleri malum. Kış kışlığını yapacak tabii ki. Bizim Kemal’e gelince tarihe bambaşka bir sıfatla geçecek. O utanmasa da ondan utanacaklar, utanıyorlar…