SON DAKİKA
Hava Durumu

Hakikatin peşinde/5

Rejim muhafızlarının gölgesinde

Haber Giriş Tarihi: 06.01.2016 16:43
Haber Güncellenme Tarihi: 06.01.2016 17:43
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Hakikatin peşinde/5
Rejim muhafızlarının gölgesinde
2 İRAN (4)
Betül GÜLEÇ
 

‘’Yâ Rab niçin bu arsada her şahs-ı ârifin ,mikdâr-ı fazlına göre derdi olur füzûn’’ diyordu tanzimat döneminin en önemli  aydınlarından Ziya Paşa. Herkesin aklının ölçüsü artışında, derdinin arttığından dem vuruyordu. Sorgulamasak ; daha az dert uğruna daha çok bilmeyi, daha çok anlamayı feda etsek; ızdırabımız daha mı az olurdu bu alemde ? Oysa  bence herkesin kendince, kendisine mesele edindiği konuları var ve idrak arttıkça artan da, meselenin verdiği acının derecesi değil ancak mesele edinilen konuların değeri oluyor.

 

Yaratacağı düşünsel dertleri  göze alarak hayatıma aldığım onca düşünür ve yazara ben herzaman müteşekkir oldum.  ‘’Sizi rahatsız etmeye geldim’’ diyerek kalıplaşmış düşünceleri yıkan, meselelerime bakışımı zenginleştiren , 20. yy’ın en büyük düşünürlerinden Ali Şeriati, nasiplenebildiğim kadarıyla bile, beni sarsan bir yazar olmuştu. ‘’Açılmaz kapıları açmanız mı gerek? Dünyada insanca yaşamanız mı gerek? Bırakın öyleyse iki dünyayı birden: Ey ölü canlılar, canlar uyanık gerek!’’ diyerek bizi uyandıran Ömer Hayyam’ın rubaileri, "Aramızda nice gizli yollar, canımızda nice sırlar vardır. Zahiren ondan haber sorarım ama hakikatte canım onunla beraberdir." diyerek sırların perdesini aralama ve hakikate doğru ilerleme arzusu uyandıran Feriddüddin Attar hayatımda kilometre taşları olmuştur. Ve daha niceleri...  ‘’Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder’’ diyerek özü idraka işaret eden İmam Gazali , ‘’ İnsanın ruhu kandil, bilim onun aydınlığı ve Tanrısal bilgelik de kandilin yağı gibidir. Bu yanar ve ışık saçarsa o zaman sana "diri" denilir’’ diyen  İbni Sina... Onlar tarafından yazılmış Hay bin Yakzanlar , Mantiku’l Tayrlar, Kimya-yı Saadetler... Onlar gibi, yurtları olan İran’a beni manevi yolculuklara çıkarmış olan Firdevsi, Biruni, Buhari, Harezmi gibi daha pek çok şair, bilim adamı, mutasavvıf... İşte maddi yolculuk arzumu da inşa eden bu değerlerin, şiirsel dilin, zengin tarihin, devrimlerin ülkesi İran’a biletimi almıştım. Muharrem ayıydı. Mezhepsel yaşayış farkını İran’ın en kutsal şehri kabul edilen Meşhed’de gözlemleyecektim. Tus, Nişabur ve çevre kentleri gezmeyi planlıyordum.

 

2 İRAN (2)

 
MEŞED’DE MATEM SÜRÜYOR
Matem havasının daha vardığınız an hissedildiği, 817 yılında zehirlenerek öldürülen, Hz. Muhammed’in torunu ve 8. Halife olan İmam Rıza’nın türbesinin bulunduğu,  Şiilerin Kabesi  Meşhed’deydim. Daha önceki yolculuğumu İsrail üzerinden Filistin’e yapmıştım. İlgili ülkenin giriş damgası varsa; İsrail’e giriş yapan İran’a, İran’a giriş yapan ise İsrail’e giriş yapamıyor. Çifte vatandaşlık, bu  bürokratik engeli aşmamda bana yardımcı oldu. Bu iki ülkeye de yolculuk yapmak isteyenler için bir alternatif  de pasaportların yenilenmesiymiş.

 

2 İRAN (3)

 
MUHAFIZLAR SIKI TAKİPTE
İran  Şahı Rıza Pehlevi ‘nin liderliğindeki anayasal monarşi yıkılarak , 1979’da devrimle beraber Humeyni’nin  yönetime geçmesiyle Şii mezhebini esas alan Şeriat Cumhuriyeti  kurulmuş, ondan beri de İran’ın her yerinde kadınlar için başını kapatmak zorunlu olmuştur. Ancak şehirden şehire bu baş kapatma şekli farklılık gösterebiliyor. Tahran bu konuda daha rahatken, Meşhed özellikle Muharrem ayı dolayısıyla oldukça katıydı. Zaman zaman hafifçe saçımdan geriye doğru kayan eşarbım derhal rejim muhafızları tarafından uyarılmama sebep oluyordu. Sosyal, politik, kültürel, ekonomik alanda pek çok değişim getiren devrim, İran bayrağını da değiştirmiş, binlerce yıldır İran’ın simgesi olan aslan ve güneş amblemi kaldırılmış, yerine İslam Cumhuriyeti amblemi olan  ‘’Allah’’ yazısı konmuş.

Sokaklarda,sessizliğin sadece aşure dağıtan barakalardan yükselen, sanki biri zincirleniyormuşçasına çalan ritm ile bozulduğu  Meşhed’in hüznü insanların yüzünde ifadesini bulmuş gibiydi.  Şehrin her yerinde siyah bayraklar vardı, insanlar siyahlar içindeydi.  Kaldığım otelde, İmam Rıza’nın türbesine giderken ‘’chador’’ denilen çarşafı giymemi , her yerimi iyice kapatmamı söylediler.

Yarın devam edecek…
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.