Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, "Biz şuna inanıyoruz, Suriye Suriyelilerindir.Suriye üzerinde yapılacak siyasi, coğrafi ve etnik mühendislik girişimlerini dün kabul etmediğimiz gibi bugün de kabul etmiyoruz yarın da kabul etmeyeceğiz." dedi.
Haber Giriş Tarihi: 13.12.2024 23:11
Haber Güncellenme Tarihi: 13.12.2024 23:14
Kaynak:
AA
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Rixos Tersane İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi 2024'ün (Stratcom Summit 2024) açılışında yaptığı konuşmada, Stratcom'un stratejik iletişim alanında küresel çekim merkezine dönüştüğünü ve dünyadaki stratejik iletişimin duayenlerinin buluşma noktalarından biri haline geldiğini söyledi. Forumun bu yılki temasının "İletişimde Yapay Zeka: Eğilimler, Tuzaklar ve Dönüşüm" olduğuna işaret eden Altun, yapay zekanın günümüzün iletişim eko-sisteminin yadsınamaz bir gerçeği olduğunu, forumda bunun üzerinde duracaklarını ve analiz edeceklerini kaydetti. Yapay zeka teknolojilerine yapılan yatırımların günden güne arttığını belirten Altun, küresel teknoloji şirketleri, start-uplar, üniversiteler ve hükümetlerin yapay zeka çalışmalarına milyarlarca dolarlık fonlar ayırdığını kaydetti.
"DAHA ETKİLİ DEZENFORMATİF İÇERİKLER ÜRETİLİYOR"
Bu krizin mevcut yapay zeka teknolojileriyle daha da derinleştiğini vurgulayan Altun, şunları kaydetti: "Bugün artık, sadece tek tuşla anında sentetik olarak tanımlanan içerikler oluşturulabiliyor ve bu içerikler sosyal ağlar üzerinden hızla yayılıyor. Deepfake teknolojisi sayesinde, video ve ses kayıtları kolaylıkla gerçeğe yakın şekilde manipüle edilebiliyor, daha etkili dezenformatif içerikler üretiliyor. Yapay zeka eliyle üretilen yalan ve dezenformatif içerikler, ulusal düzlemde olduğu kadar uluslararası düzlemde de toplumlar arasındaki kutuplaşmayı derinleştiriyor, körüklüyor. Bunu fırsat bilen, tabiri caizse dijital nefret merkezleri, ırkçılık, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı, nefret söylemi gibi yıkıcı fikirlerle topluma yayıyor, bu fikirlerle toplumlar ifsat edilmeye çalışılıyor."
Yapay zeka teknolojilerinin, mevcut haliyle, ne yazık ki haklının değil güçlünün çıkarlarına göre konumlandırıldığını dile getiren Altun, "Yapay zeka teknolojileri, sınıflar ve uluslararasındaki adaletsizliği, küresel adaletsizliği artırıyor. Oysa ki günümüzdeki bilişsel teknolojik ilerlemeler küçük bir grubun, imtiyazlı bir grup girişimcinin, yatırımcının zenginleşmesine yahut küresel sömürü ilişkilerinin kökleştirmesine hizmet etmemeli. Onun yerine insanların, toplumların, kültürlerin özgürleşmesine, kökleşmesine hizmet etmeli. Biz buna inanıyoruz ve diyoruz ki gelin hep birlikte bu platformlar vesilesiyle el birliğiyle çalışalım." ifadelerini kullandı.
Altun, bugün dünyanın, bütün insanlığın çok ciddi krizlerle, meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Savaşlardan düzensiz göçlere, küresel terörizmden soykırım girişimlerine, iklim değişikliğinden gıda krizlerine kadar son derece karmaşık sorunlar yumağıyla karşı karşıyayız. Şu da çok açık ki, bizim küresel sorunlar karşısında küresel işbirliklerine ihtiyacımız var. Biz, Türkiye olarak küresel sorunlar karşısında küresel işbirlikleri geliştirme arayışındayız, çabamız bu yönde. Bu çerçevede tüm müttefiklerimizle birlikte yeni İşbirliği alanları inşa etmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"TÜRKİYE'NİN DÜNYA SİYASETİNE NASIL ETKİ ETTİĞİNİ GÖZLER ÖNÜNE SERMEKTEDİR"
Nitekim bu işbirliği anlayışıyla, bölgede ve dünyada cereyan eden kriz ve çatışmaların çözümünde hep barıştan ve adaletin tesisinden yana bir tavır takındıklarını kaydeden Altun, şöyle konuştu: "İki gün önce Etiyopya ve Somali arasında imzalanan Ankara Antlaşması, ülkemizin bu yöndeki çalışmalarının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın barış diplomasinin en son ve somut örneklerinden biri olduğu gibi aynı zamanda Türkiye'nin dünya siyasetine nasıl etki ettiğini, sadece Orta Doğu, Balkanlar, Kafkasya ve Karadeniz jeopolitiğini değil, Afrika jeopolitiğini de etkileyen önemli bir küresel oyuncu olduğunu da gözler önüne sermektedir. Türkiye'nin uzlaştırıcı ve çözüm odaklı yaklaşımı, Afrika bölgesinde, bölgedeki istikrarın artmasına katkı sunmakta, aynı zamanda küresel düzeyde diplomatik etkinliğini ve güvenilirliğini de pekiştirmektedir. Bu çerçevede Türkiye yine, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda, her iki tarafla yapıcı diyaloğunu sürdürdü, sürdürüyor ve onurlu bir barışın kaybedeni olmaz yaklaşımıyla, bu şiarla hareket ediyor, bölge, dünya barışına katkı sağlamaya gayret ediyor."
Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öncülük ettiği Tahıl Anlaşması'nın milyonlarca insanı etkileyecek açlık tehdidinin bertaraf edilmesine vesile olduğunu ve Cumhurbaşkanı'nın bu anlaşmanın yeni formlarını hayata geçmesi için gayret sarf etmeye devam ettiğini belirterek, "Bir başka kriz... Bugün insanlığın kanayan yarası Gazze'de sürdürülen soykırımın son bulması için, insani yardımların yapılabilmesi, şartsız ve sürekli ateşkesin tesis edilebilmesi için yine Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yoğun diplomatik çabalar sarf ediyor. İsrail'in savaş suçları sebebiyle uluslararası mahkemelerde yargılanması ve İsrailli yetkililer aleyhinde kararlar çıkartılması noktasında da, sunduğumuz delillerle sürece katkıda bulunuyoruz. Bu bağlamda İsrail'in Gazze'de, Filistin'de sebep olduğu zulümleri perdelemek için başvurduğu dezenformasyon yöntemlerini boşa çıkarmaya, İsrail yalanlarını ortaya sermeye yönelik yoğun çaba harcadık, harcamaya da devam ediyoruz." şeklinde konuştu.
İletişim Başkanı Altun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yine son günlerde sıcak gelişmelere sahne olan Suriye'de Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesiyle, 13 yıldır tarihin doğru tarafında durmuştur. Bugün, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğiyle Suriye'de nasıl tarihin doğru tarafında durduğumuz bütün dünya tarafından açık ve net bir şekilde görülmüştür. Ülkemiz, milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yapmış, Suriye'de mazlumun yanında, zaliminse karşısında durmuştur. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye olarak Suriye'nin ve Suriyeli kardeşlerimizin barış ve huzur içinde yaşaması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Şunu tekrar, güçlü bir şekilde vurgulamak istiyorum. Biz şuna inanıyoruz, Suriye Suriyelilerindir. Suriye üzerinde yapılacak siyasi, coğrafi ve etnik mühendislik girişimlerini dün kabul etmediğimiz gibi bugün de kabul etmiyoruz yarın da kabul etmeyeceğiz. 911 kilometre kara sınırımız, uzun yıllara sari kardeşlik ve komşuluk hukukumuz olan Suriye'de adaletin, barışın, huzur ve refahın yanında, emperyal girişimlerin, ülkemizin güvenliğini tehdit eden terör yapılarının net bir şekilde karşısında duracağız. İstikrarın yanında olacağız, terörün karşısında olacağız ve bu tavrımızı güçlü bir şekilde sürdüreceğiz. Krizlerin çözümünde uzlaştırıcı ve istikrarlaştırıcı bir güç olarak Türkiye, dün olduğu gibi bugün de bölgesel ve küresel sorunların çözümünde güçlü bir müttefik, belirleyici bir aktör ve küresel sorunların çözümü noktasında gerçekten bir kutup başı olacaktır."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Altun: “Suriye Suriyelilerindir”
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, "Biz şuna inanıyoruz, Suriye Suriyelilerindir.Suriye üzerinde yapılacak siyasi, coğrafi ve etnik mühendislik girişimlerini dün kabul etmediğimiz gibi bugün de kabul etmiyoruz yarın da kabul etmeyeceğiz." dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından Rixos Tersane İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Stratejik İletişim Zirvesi 2024'ün (Stratcom Summit 2024) açılışında yaptığı konuşmada, Stratcom'un stratejik iletişim alanında küresel çekim merkezine dönüştüğünü ve dünyadaki stratejik iletişimin duayenlerinin buluşma noktalarından biri haline geldiğini söyledi. Forumun bu yılki temasının "İletişimde Yapay Zeka: Eğilimler, Tuzaklar ve Dönüşüm" olduğuna işaret eden Altun, yapay zekanın günümüzün iletişim eko-sisteminin yadsınamaz bir gerçeği olduğunu, forumda bunun üzerinde duracaklarını ve analiz edeceklerini kaydetti. Yapay zeka teknolojilerine yapılan yatırımların günden güne arttığını belirten Altun, küresel teknoloji şirketleri, start-uplar, üniversiteler ve hükümetlerin yapay zeka çalışmalarına milyarlarca dolarlık fonlar ayırdığını kaydetti.
"DAHA ETKİLİ DEZENFORMATİF İÇERİKLER ÜRETİLİYOR"
Bu krizin mevcut yapay zeka teknolojileriyle daha da derinleştiğini vurgulayan Altun, şunları kaydetti: "Bugün artık, sadece tek tuşla anında sentetik olarak tanımlanan içerikler oluşturulabiliyor ve bu içerikler sosyal ağlar üzerinden hızla yayılıyor. Deepfake teknolojisi sayesinde, video ve ses kayıtları kolaylıkla gerçeğe yakın şekilde manipüle edilebiliyor, daha etkili dezenformatif içerikler üretiliyor. Yapay zeka eliyle üretilen yalan ve dezenformatif içerikler, ulusal düzlemde olduğu kadar uluslararası düzlemde de toplumlar arasındaki kutuplaşmayı derinleştiriyor, körüklüyor. Bunu fırsat bilen, tabiri caizse dijital nefret merkezleri, ırkçılık, yabancı karşıtlığı, İslam düşmanlığı, nefret söylemi gibi yıkıcı fikirlerle topluma yayıyor, bu fikirlerle toplumlar ifsat edilmeye çalışılıyor."
Yapay zeka teknolojilerinin, mevcut haliyle, ne yazık ki haklının değil güçlünün çıkarlarına göre konumlandırıldığını dile getiren Altun, "Yapay zeka teknolojileri, sınıflar ve uluslararasındaki adaletsizliği, küresel adaletsizliği artırıyor. Oysa ki günümüzdeki bilişsel teknolojik ilerlemeler küçük bir grubun, imtiyazlı bir grup girişimcinin, yatırımcının zenginleşmesine yahut küresel sömürü ilişkilerinin kökleştirmesine hizmet etmemeli. Onun yerine insanların, toplumların, kültürlerin özgürleşmesine, kökleşmesine hizmet etmeli. Biz buna inanıyoruz ve diyoruz ki gelin hep birlikte bu platformlar vesilesiyle el birliğiyle çalışalım." ifadelerini kullandı.
Altun, bugün dünyanın, bütün insanlığın çok ciddi krizlerle, meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu belirterek, "Savaşlardan düzensiz göçlere, küresel terörizmden soykırım girişimlerine, iklim değişikliğinden gıda krizlerine kadar son derece karmaşık sorunlar yumağıyla karşı karşıyayız. Şu da çok açık ki, bizim küresel sorunlar karşısında küresel işbirliklerine ihtiyacımız var. Biz, Türkiye olarak küresel sorunlar karşısında küresel işbirlikleri geliştirme arayışındayız, çabamız bu yönde. Bu çerçevede tüm müttefiklerimizle birlikte yeni İşbirliği alanları inşa etmek için yoğun bir çaba sarf ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"TÜRKİYE'NİN DÜNYA SİYASETİNE NASIL ETKİ ETTİĞİNİ GÖZLER ÖNÜNE SERMEKTEDİR"
Nitekim bu işbirliği anlayışıyla, bölgede ve dünyada cereyan eden kriz ve çatışmaların çözümünde hep barıştan ve adaletin tesisinden yana bir tavır takındıklarını kaydeden Altun, şöyle konuştu: "İki gün önce Etiyopya ve Somali arasında imzalanan Ankara Antlaşması, ülkemizin bu yöndeki çalışmalarının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın barış diplomasinin en son ve somut örneklerinden biri olduğu gibi aynı zamanda Türkiye'nin dünya siyasetine nasıl etki ettiğini, sadece Orta Doğu, Balkanlar, Kafkasya ve Karadeniz jeopolitiğini değil, Afrika jeopolitiğini de etkileyen önemli bir küresel oyuncu olduğunu da gözler önüne sermektedir. Türkiye'nin uzlaştırıcı ve çözüm odaklı yaklaşımı, Afrika bölgesinde, bölgedeki istikrarın artmasına katkı sunmakta, aynı zamanda küresel düzeyde diplomatik etkinliğini ve güvenilirliğini de pekiştirmektedir. Bu çerçevede Türkiye yine, Rusya-Ukrayna Savaşı'nda, her iki tarafla yapıcı diyaloğunu sürdürdü, sürdürüyor ve onurlu bir barışın kaybedeni olmaz yaklaşımıyla, bu şiarla hareket ediyor, bölge, dünya barışına katkı sağlamaya gayret ediyor."
Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öncülük ettiği Tahıl Anlaşması'nın milyonlarca insanı etkileyecek açlık tehdidinin bertaraf edilmesine vesile olduğunu ve Cumhurbaşkanı'nın bu anlaşmanın yeni formlarını hayata geçmesi için gayret sarf etmeye devam ettiğini belirterek, "Bir başka kriz... Bugün insanlığın kanayan yarası Gazze'de sürdürülen soykırımın son bulması için, insani yardımların yapılabilmesi, şartsız ve sürekli ateşkesin tesis edilebilmesi için yine Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yoğun diplomatik çabalar sarf ediyor. İsrail'in savaş suçları sebebiyle uluslararası mahkemelerde yargılanması ve İsrailli yetkililer aleyhinde kararlar çıkartılması noktasında da, sunduğumuz delillerle sürece katkıda bulunuyoruz. Bu bağlamda İsrail'in Gazze'de, Filistin'de sebep olduğu zulümleri perdelemek için başvurduğu dezenformasyon yöntemlerini boşa çıkarmaya, İsrail yalanlarını ortaya sermeye yönelik yoğun çaba harcadık, harcamaya da devam ediyoruz." şeklinde konuştu.
İletişim Başkanı Altun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yine son günlerde sıcak gelişmelere sahne olan Suriye'de Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ifadesiyle, 13 yıldır tarihin doğru tarafında durmuştur. Bugün, Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğiyle Suriye'de nasıl tarihin doğru tarafında durduğumuz bütün dünya tarafından açık ve net bir şekilde görülmüştür. Ülkemiz, milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yapmış, Suriye'de mazlumun yanında, zaliminse karşısında durmuştur. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye olarak Suriye'nin ve Suriyeli kardeşlerimizin barış ve huzur içinde yaşaması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Şunu tekrar, güçlü bir şekilde vurgulamak istiyorum. Biz şuna inanıyoruz, Suriye Suriyelilerindir. Suriye üzerinde yapılacak siyasi, coğrafi ve etnik mühendislik girişimlerini dün kabul etmediğimiz gibi bugün de kabul etmiyoruz yarın da kabul etmeyeceğiz. 911 kilometre kara sınırımız, uzun yıllara sari kardeşlik ve komşuluk hukukumuz olan Suriye'de adaletin, barışın, huzur ve refahın yanında, emperyal girişimlerin, ülkemizin güvenliğini tehdit eden terör yapılarının net bir şekilde karşısında duracağız. İstikrarın yanında olacağız, terörün karşısında olacağız ve bu tavrımızı güçlü bir şekilde sürdüreceğiz. Krizlerin çözümünde uzlaştırıcı ve istikrarlaştırıcı bir güç olarak Türkiye, dün olduğu gibi bugün de bölgesel ve küresel sorunların çözümünde güçlü bir müttefik, belirleyici bir aktör ve küresel sorunların çözümü noktasında gerçekten bir kutup başı olacaktır."
Kaynak: AA
En Çok Okunan Haberler