Yeraltı ve yerüstü madenlerinde güvenli üretim için bilim ve teknolojinin daha yaygın ve gelişmiş şekilde kullanılması gerektiğini söyleyen İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Nuri Bingöl, “Maden ocaklarında tehlikelerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi mümkün. Kabul edilebilir seviye ise; kayıp ve yaralanma oluşturmayacak seviyedir.” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 26.11.2023 21:20
Haber Güncellenme Tarihi: 26.11.2023 21:20
Kaynak:
Canan GÜLEÇ
Maden ocaklarından gaz sıkışması, göçük, patlama gibi pek çok konudan dolayı yaşanan kazaların önlenebilir olduğuna dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzm. Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, maden ocaklarındaki risklere değindi. Maden ocaklarında tehlikelerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesinin mümkün olduğuna dikkat çeken Bingöl, “Kabul edilebilir seviye ise; kayıp ve yaralanma oluşturmayacak seviyedir. Öncelikle mekanize yöntemlerin tercih edilmesi, insan gücünün asgariye indirilmesi ile bu seviye yakalanabilir. Bunun ötesinde ise teknik önlemlere baş vurmak; çok iyi bir havalandırma, gaz ölçüm cihazları ile anlık denetleme, çok az riskli durumlarda bile işi durdurma ve madeni boşaltma, teknolojik sonar ve radar gibi cihazlar ile sondajları destekleme, tahkimatları sağlamlaştırma, zemin etütlerini daha sistematik yapma gibi önlemler bunlardan bazılarıdır.” dedi.
“TECRÜBESİZ İŞÇİ ÇALIŞTIRILMAMALI”
Göçük, gaz patlaması, kavlak düşmesi ve tecrübesiz işçi çalıştırma gibi nedenlerin yeraltı madenlerinde karşılaşılabilecek tehlikeler arasında olduğunu belirten İş Güvenliği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, yeraltı madenlerinde dikkatli kontrol yapılması gerektiğini hatırlattı. Madenlerin halen kullandığımız makine, ekipman, eşya, araçlar, inşaat gibi tüm alanlarda günlük hayatımıza girmiş durumda olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Madenleri ekonomik değeri olan kayaçlar olarak da adlandırabiliriz. Yeryüzüne yakın madenler açık işletme yöntemi ile, eğer maden yeryüzünden derinde ise yeraltı işletme yöntemleriyle çıkarılırlar.” dedi.
Bingöl, yeraltı madenlerinde iş güvenliği açısından karşılaşılabilecek önemli tehlike ve riskleri ise şöyle ifade etti: “Yeraltında açılan galeri veya tünellerde göçük, gaz patlaması, kavlak düşmesi, makine ekipman kaynaklı kazalar, gaz zehirlenmeleri, dönen aksama sıkışma, patlama, elektrik çarpması, tecrübesiz işçi çalıştırma gibi nedenler sayılabilir.”
ADIM ADIM GÜVENLİ MADEN
Yeraltında madene ulaşmak ve delme, patlatma, kazma, yükleme ve nakliye ile yeryüzüne çıkarma amacıyla, yeraltında galeri, tünel, kuyu, desandere (eğimli galeri-tünel) gibi boşluklar açıldığını kaydeden Bingöl, “İşte açılan bu boşluklardan insan, malzeme, hava girişi olur ve aynı zamanda da bu galerilerden maden yeryüzüne çıkarılır. Yeraltında açılan bu galeri ve tüneller kaya içerisinde açılır. Kaya biriminin jeolojik, hidrojeolojik olarak kaya mekaniği testleri yapılarak kaya sağlamlığı ortaya çıkarılır. Bu çıkan bilimsel rapora istinaden de galeri ve tünellerde göçük ve kavlak düşmesi olmaması için uygun tahkimat sistemi seçilir. Aynı zamanda da madenin üretildiği yerlerde de doğru tahkimat sisteminin kullanılmasına dikkat edilir. Tahkimat sistemi düzenli olarak periyodik şekilde kontrol edilir. Periyodik kavlak kontrolleri yapılır.” şeklinde konuştu.
KÖMÜR MADENLERİNDEKİ EN ÖNEMLİ TEHLİKE; PATLAMA!
Dr. Nuri Bingöl, maden ocaklarındaki tehlikelere atıfta bulunarak, şu bilgileri verdi: “Maden ocaklarında, özellikle kömür madenlerindeki en önemli tehlike patlama tehlikesidir. Kömür madenlerinde metan gazı jeolojik formasyon olarak kömür yataklarında boşluklarda birikerek bulunur. Ve kömür çıkarma işlemleri esnasında açığa çıkarak patlayıcı atmosferler oluşturur. Aynı evinizde doğalgazı mutfakta yanmadan açık bırakmak ve doğalgazın ortama dolması misali. Herhangi bir tutuşturucu kaynak ile de bu bir statik elektrik veya mekanik kıvılcım bile olabilir, patlama riskine sahip olur. Bu yüzden online anlık metan ölçümü çok önemlidir.”
KONTROL VE GÜÇLENDİRMEYLE ÖNLEMLER ALINMALI
Göçme tehlikesinin bütün yeraltı ve bazı yerüstü madenlerinde bulunduğunu ifade eden Dr. Nuri Bingöl, göçük risklerini şu şekilde anlattı: “Tahkimatların sağlam yapılmaması, zamanla eski kuvvetini sağlayamaması nedeniyle ve bazen de yeraltı veya yerüstü su baskınları nedeniyle (Ermenek’te olduğu gibi) göçük riskini taşırlar. Denetlemeler, eski tahkimatların kontrolü ve güçlendirilmesi gibi önlemler alınabilir. Madenlerin en az iki girişi olur. Göçük riskine karşılık acil durumlarda ulaşılabilecek ekstra girişler planlanarak oluşturulmalıdır. Acil durum tatbikat ve yönetimi de önem taşır.”
“AİLE MESLEĞİ HALİNE GELEN MADENCİLİKTE EĞİTİM ŞART”
Bazı bölgelerde aile mesleği haline gelen maden işlerinde eğitimin önemine vurgu yapan Dr. Nuri Bingöl, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeterli eğitimi olmadan bu işlerde çalışma yapılmaz. Fiziki koşulları elveren kişiler ön eğitimden geçirilerek işe başlatılır. Bu eğitimler içinde iş güvenliği eğitimi ön planda yer alır. Bu eğitimler ayrıca periyodik olarak yılda en az 3 kere devam eder, etmelidir. En az yılda 1 kere, hatta 2 kere acil durum tatbikatları yapılmalıdır. Bu eğitimlerin yanında tecrübe de risklerin azaltılmasına yardımcı olur. Aile mesleği haline geldiği için yakınlarından, hatta komşularından veya eski çalışanlardan edinilen bu tip tecrübeler, olası riskler konusunda hassasiyet gösterilmesini sağlar. Risk çoğaldığında yapılacak iş ve işlemler daha hızlı aksiyona geçer ve gerekirse iş durur, tahliye erkenden başlar. Bütün bunlara karşılık gelişen teknolojik imkanlardan da yararlanmak bu risklerin azaltılmasında veya yok edilmesinde büyük katkı yapmaktadır.” Madencilik işinin zorluklarına dikkati çeken Dr. Nuri Bingöl, “Yapılan madencilik işi dünyanın en zor ve meşakkatli bir o kadar da riskli işlerindendir. Tüm önlemleri almadan, riskli durumları ortadan kaldırmadan çalışma yapmak, eğitimleri aksatmak, denetlemeleri ihmal etmek göçüklere, patlamalara ve dolayısı ile can kaybına davetiye çıkarmak demektir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Teknolojinin madenlere girmesi önemli
Üniversite ve Sanayii iş birliğinin bu konularda hazırlanacak bilimsel raporlarda çok önemli olduğuna vurgu yapan Öğr. Gör. Maden Yüksek Mühendisi Ertuğrul Kaya ise bunların yaygınlaşmasının bilimin ışığında güvenli şekilde madenlerde üretim yapılmasına katkı sağlayacağına değindi. Teknolojinin de madenlere girmesinin çok önemli olduğunu belirten Kaya, “Erken uyarı sistemleri gibi sistemler sayesinde kazaların önüne geçelim. Kısaca güvenli üretim için bilim ve teknolojiyi madenlere her geçen gün daha çok girmesi için çaba sarf etmeliyiz. Çünkü madenler hayatımızın her alanında kullanılmaktadır. Yeraltı ve yerüstü madenlerinde güvenli üretim için bilim ve teknoloji daha yaygın ve gelişmiş şekilde kullanılmadır. Madencilik gibi işlerde gelişmiş makine ve teçhizatın kullanılmasına ağırlık verilmelidir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Güvenli madencilik mümkün!
Yeraltı ve yerüstü madenlerinde güvenli üretim için bilim ve teknolojinin daha yaygın ve gelişmiş şekilde kullanılması gerektiğini söyleyen İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Nuri Bingöl, “Maden ocaklarında tehlikelerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi mümkün. Kabul edilebilir seviye ise; kayıp ve yaralanma oluşturmayacak seviyedir.” dedi.
Maden ocaklarından gaz sıkışması, göçük, patlama gibi pek çok konudan dolayı yaşanan kazaların önlenebilir olduğuna dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzm. Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, maden ocaklarındaki risklere değindi. Maden ocaklarında tehlikelerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesinin mümkün olduğuna dikkat çeken Bingöl, “Kabul edilebilir seviye ise; kayıp ve yaralanma oluşturmayacak seviyedir. Öncelikle mekanize yöntemlerin tercih edilmesi, insan gücünün asgariye indirilmesi ile bu seviye yakalanabilir. Bunun ötesinde ise teknik önlemlere baş vurmak; çok iyi bir havalandırma, gaz ölçüm cihazları ile anlık denetleme, çok az riskli durumlarda bile işi durdurma ve madeni boşaltma, teknolojik sonar ve radar gibi cihazlar ile sondajları destekleme, tahkimatları sağlamlaştırma, zemin etütlerini daha sistematik yapma gibi önlemler bunlardan bazılarıdır.” dedi.
“TECRÜBESİZ İŞÇİ ÇALIŞTIRILMAMALI”
Göçük, gaz patlaması, kavlak düşmesi ve tecrübesiz işçi çalıştırma gibi nedenlerin yeraltı madenlerinde karşılaşılabilecek tehlikeler arasında olduğunu belirten İş Güvenliği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, yeraltı madenlerinde dikkatli kontrol yapılması gerektiğini hatırlattı. Madenlerin halen kullandığımız makine, ekipman, eşya, araçlar, inşaat gibi tüm alanlarda günlük hayatımıza girmiş durumda olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Madenleri ekonomik değeri olan kayaçlar olarak da adlandırabiliriz. Yeryüzüne yakın madenler açık işletme yöntemi ile, eğer maden yeryüzünden derinde ise yeraltı işletme yöntemleriyle çıkarılırlar.” dedi.
Bingöl, yeraltı madenlerinde iş güvenliği açısından karşılaşılabilecek önemli tehlike ve riskleri ise şöyle ifade etti: “Yeraltında açılan galeri veya tünellerde göçük, gaz patlaması, kavlak düşmesi, makine ekipman kaynaklı kazalar, gaz zehirlenmeleri, dönen aksama sıkışma, patlama, elektrik çarpması, tecrübesiz işçi çalıştırma gibi nedenler sayılabilir.”
ADIM ADIM GÜVENLİ MADEN
Yeraltında madene ulaşmak ve delme, patlatma, kazma, yükleme ve nakliye ile yeryüzüne çıkarma amacıyla, yeraltında galeri, tünel, kuyu, desandere (eğimli galeri-tünel) gibi boşluklar açıldığını kaydeden Bingöl, “İşte açılan bu boşluklardan insan, malzeme, hava girişi olur ve aynı zamanda da bu galerilerden maden yeryüzüne çıkarılır. Yeraltında açılan bu galeri ve tüneller kaya içerisinde açılır. Kaya biriminin jeolojik, hidrojeolojik olarak kaya mekaniği testleri yapılarak kaya sağlamlığı ortaya çıkarılır. Bu çıkan bilimsel rapora istinaden de galeri ve tünellerde göçük ve kavlak düşmesi olmaması için uygun tahkimat sistemi seçilir. Aynı zamanda da madenin üretildiği yerlerde de doğru tahkimat sisteminin kullanılmasına dikkat edilir. Tahkimat sistemi düzenli olarak periyodik şekilde kontrol edilir. Periyodik kavlak kontrolleri yapılır.” şeklinde konuştu.
KÖMÜR MADENLERİNDEKİ EN ÖNEMLİ TEHLİKE; PATLAMA!
Dr. Nuri Bingöl, maden ocaklarındaki tehlikelere atıfta bulunarak, şu bilgileri verdi: “Maden ocaklarında, özellikle kömür madenlerindeki en önemli tehlike patlama tehlikesidir. Kömür madenlerinde metan gazı jeolojik formasyon olarak kömür yataklarında boşluklarda birikerek bulunur. Ve kömür çıkarma işlemleri esnasında açığa çıkarak patlayıcı atmosferler oluşturur. Aynı evinizde doğalgazı mutfakta yanmadan açık bırakmak ve doğalgazın ortama dolması misali. Herhangi bir tutuşturucu kaynak ile de bu bir statik elektrik veya mekanik kıvılcım bile olabilir, patlama riskine sahip olur. Bu yüzden online anlık metan ölçümü çok önemlidir.”
KONTROL VE GÜÇLENDİRMEYLE ÖNLEMLER ALINMALI
Göçme tehlikesinin bütün yeraltı ve bazı yerüstü madenlerinde bulunduğunu ifade eden Dr. Nuri Bingöl, göçük risklerini şu şekilde anlattı: “Tahkimatların sağlam yapılmaması, zamanla eski kuvvetini sağlayamaması nedeniyle ve bazen de yeraltı veya yerüstü su baskınları nedeniyle (Ermenek’te olduğu gibi) göçük riskini taşırlar. Denetlemeler, eski tahkimatların kontrolü ve güçlendirilmesi gibi önlemler alınabilir. Madenlerin en az iki girişi olur. Göçük riskine karşılık acil durumlarda ulaşılabilecek ekstra girişler planlanarak oluşturulmalıdır. Acil durum tatbikat ve yönetimi de önem taşır.”
“AİLE MESLEĞİ HALİNE GELEN MADENCİLİKTE EĞİTİM ŞART”
Bazı bölgelerde aile mesleği haline gelen maden işlerinde eğitimin önemine vurgu yapan Dr. Nuri Bingöl, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeterli eğitimi olmadan bu işlerde çalışma yapılmaz. Fiziki koşulları elveren kişiler ön eğitimden geçirilerek işe başlatılır. Bu eğitimler içinde iş güvenliği eğitimi ön planda yer alır. Bu eğitimler ayrıca periyodik olarak yılda en az 3 kere devam eder, etmelidir. En az yılda 1 kere, hatta 2 kere acil durum tatbikatları yapılmalıdır. Bu eğitimlerin yanında tecrübe de risklerin azaltılmasına yardımcı olur. Aile mesleği haline geldiği için yakınlarından, hatta komşularından veya eski çalışanlardan edinilen bu tip tecrübeler, olası riskler konusunda hassasiyet gösterilmesini sağlar. Risk çoğaldığında yapılacak iş ve işlemler daha hızlı aksiyona geçer ve gerekirse iş durur, tahliye erkenden başlar. Bütün bunlara karşılık gelişen teknolojik imkanlardan da yararlanmak bu risklerin azaltılmasında veya yok edilmesinde büyük katkı yapmaktadır.” Madencilik işinin zorluklarına dikkati çeken Dr. Nuri Bingöl, “Yapılan madencilik işi dünyanın en zor ve meşakkatli bir o kadar da riskli işlerindendir. Tüm önlemleri almadan, riskli durumları ortadan kaldırmadan çalışma yapmak, eğitimleri aksatmak, denetlemeleri ihmal etmek göçüklere, patlamalara ve dolayısı ile can kaybına davetiye çıkarmak demektir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Teknolojinin madenlere girmesi önemli
Üniversite ve Sanayii iş birliğinin bu konularda hazırlanacak bilimsel raporlarda çok önemli olduğuna vurgu yapan Öğr. Gör. Maden Yüksek Mühendisi Ertuğrul Kaya ise bunların yaygınlaşmasının bilimin ışığında güvenli şekilde madenlerde üretim yapılmasına katkı sağlayacağına değindi. Teknolojinin de madenlere girmesinin çok önemli olduğunu belirten Kaya, “Erken uyarı sistemleri gibi sistemler sayesinde kazaların önüne geçelim. Kısaca güvenli üretim için bilim ve teknolojiyi madenlere her geçen gün daha çok girmesi için çaba sarf etmeliyiz. Çünkü madenler hayatımızın her alanında kullanılmaktadır. Yeraltı ve yerüstü madenlerinde güvenli üretim için bilim ve teknoloji daha yaygın ve gelişmiş şekilde kullanılmadır. Madencilik gibi işlerde gelişmiş makine ve teçhizatın kullanılmasına ağırlık verilmelidir.
Kaynak: Canan Güleç
En Çok Okunan Haberler