SON DAKİKA
Hava Durumu

İMO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu Kahramanmaraş depremi bildirgesini yayınladı: “Deprem değil, usulsüzlük ve ihmal öldürür”

 TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu Kahramanmaraş’ta yaşanan ve 10 ili etkileyen büyük depremler ile ilgili bildirge hazırladı.

Haber Giriş Tarihi: 22.02.2023 22:14
Haber Güncellenme Tarihi: 23.02.2023 00:24
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
İMO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu Kahramanmaraş depremi bildirgesini yayınladı:  “Deprem değil, usulsüzlük ve ihmal öldürür”

 Komisyon Başkanı Oruç Muhammed Aslan, gündemde olan İmar Affı ile ilgili uyararak, “Dünyanın her yerinde depremler değil usulsüzlük ve ihmalin öldürür. İmar Affı dün cinayetti, bugün de cinayettir ve gelecekte de katliamlara sebep olacaktır. İmar Affı yüzölçümünün yüzde 96’sı ve nüfusunun yüzde 99’unun deprem bölgesi olduğu Türkiye Cumhuriyeti topraklarında bir daha asla gündeme gelmemelidir” dedi.

 “BU ACLIAR YAŞANMASIN DİYE BİZ DUYURUYU YAPTIK”
İMO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu, BAOB Yerleşkesi’nde bulunan İMO Bursa Şube Konferans Salonu’nda Kahramanmaraş Depremi’nin ardından yaşanan yıkımlar ve sonuçlarını değerlendiren basın açıklaması yaptı. Gençlik Komisyonu’nun açıklamasına destek veren İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ülkü Küçükkayalar, bir daha bu acıların yaşanmaması için duyuruyu yaptıklarını belirtti. Birçok merak edilen nokta olduğunu ifade eden Küçükkayalar, bölgeden gelen raporların ardından bunların açıklanacağını bildirdi. Bina üretim sürecinin yönetmeliklerden, kanunlardan başladığını kaydeden Küçükkayalar, yer bilimcilerin, şehir plancılarının verileriyle yeni bina üretiminin başlayacağını ve yetkili kurumlarında buna dikkat etmesi gerektiğini vurguladı. Şantiye şeflerinin belirli eğitimlerden geçmesi, sertifikalandırılması ve bu inşaat mühendislerinin tercih edilmesi için çalışmalar yürütüleceğine dikkat çeken Başkan Küçükkayalar, belediyeler ile yürütülen işbirlikleri hakkında şunları söyledi: “Biz Oda ve Bursa Şubesi olarak belediyelerimizle diyalog halindeyiz. Bursa’da 3 belediyemiz ile işbirliğimiz var. Bunun diğer belediyelerle ve Büyükşehir olarak da yürütülmesini talep ettik. Bu sürecin ardından bu görüşmeler hızlanacaktır. Bizim artık deprem odaklı binalar ve kentler oluşturmayı önceliklememiz gerekir.


“YIKIMLARIN NEDENLERİ”
Komisyon adına hazırlanan bildirgeyi okuyan İMO Bursa Şubesi Gençlik Komisyonu Başkanı Oruç Muhammed Aslan, depremlerde hayatını kaybedenleri rahmetle anarak, yaralara acil şifalar diledi. “Dünyanın her yerinde depremler değil usulsüzlük ve ihmalin öldürür” diyen Aslan, yaşanılan acıyı bir nebze soğutan tek şeyin felaket sonrası toplumun dayanışma ruhuyla tek yürek olabilmesi olduğunu söyledi. Aslan, yıkımların belli başlı nedenlerini şu şekilde açıkladı: Meydana gelen bu depremde; 1999 yılından önce inşa edilen yapılarda büyük yıkımlar ve yüksek derecede hasarlar meydana geldiği görülmüştür. Buradaki hasarların nedenlerini genel olarak açıklamak gerekir ise nervürsüz demir, dayanımı düşük beton sınıfı, yetersiz donatı ve donatı aralıkları, uygun olmayan malzemeden üretilmiş betonlar, zemin etüdü yapılmamış zeminlerin üzerine inşa edilen yapılar, zaten yönetmeliğe uygun olmayan bu yapılara bir de kaçak kat eklenmesi.


MESLEK ODALARI AKTİF HALE GELMELİ
1999 yılı sonrası yapılmış, yıkılan veya hasar görmüş yapılara da rastlandığını ifade eden Oruç Muhammed Aslan, bildirgenin maddelerini şöyle sıraladı: Bu yıkımların en temel sebeplerinden birisi çıkılan kaçak yapılara İmar Affı Kanunu ile göz yumulmasıdır. Ne yazık ki kanunda binanın depreme uygunluğunun kontrolü bilinçsiz yapı sahibine bırakılarak yasal olarak bütün sorumluluk kişinin kendisine ait olmuştur. Biz inşaat mühendislerinin bütün itirazlarına rağmen yasama organları, o günlerde bahsettiğimiz İmar Aflarını onaylayarak bugün ki faciaya zemin hazırlamışlardır. Böylesine yıkıcı bir felaketten sonra bile Meclis İmar Komisyonu’nun gündeminde olan ikinci İmar Affını, Meclis gündeminden kaldırmamak için direnen milletvekillerimiz olduğunu üzülerek ve hayretler içerisinde görmekteyiz. İmar Affı dün cinayetti, bugün de cinayettir ve gelecekte de katliamlara sebep olacaktır.


İMAR AFFI GÜNDEME GELMEMELİ
İmar Affı yüzölçümünün yüzde 96’sı ve nüfusunun yüzde 99’unun deprem bölgesi olduğu Türkiye Cumhuriyeti topraklarında bir daha asla gündeme gelmemelidir. TBMM tarafından TMMOB’ye bağlı odaların proje denetleme hakları elinden alındığı günden itibaren, yapı projelerinin denetlemeleri teknik bakımdan yetkin ve sayı bakımından yetersiz personelleri olan belediyelere bırakılmıştır. Denetim, yeterli sayıda ve teknik yeterliliğe sahip mühendis barındırabilen meslek odaları ile beraber yapılmalıdır. İskan belgesi alınmış yapılar düzenli aralıklarla ve sık sık incelenmek zorundadır. Statik proje dışına çıkılan ve uygunsuzluk görülen yapılar mühürlenmeli ve usulsüzlük yaptığı belirlenen sorumlu herkesin yetkileri sınırlandırılmalı ya da iptal edilmelidir. Yapının risk analizi çıkartılarak yapı ile ilgili de gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır. İnşaat mühendislerinin tasarım ve üretiminde söz sahibi olmadıkları projelerde mesul olarak imzalarını sunmaları, diploma kiralamak olarak adlandırılmaktadır. Projede söz sahibi olmaması ya da kontrollerde bulunmamasına rağmen yapı inşaatında, denetiminde ya da sonrasında gerçekleşebilecek her aksilikten projede imzası olan inşaat mühendisi sorumludur.

“DİPLOMA KİRALAMA”
Yeterli ve yetkin personel bulundurmayan denetim firmaları diploma kiralama yoluna gidererek kağıt üstünde etkin bir kurum görüntüsü vermektedir. Uygulamada ise gerekli kontroller yetersiz personel sayısı sebebi ile yapılamamaktadır ve bu denetimsizlik sonucunda proje tasarımlarına aykırı yapılar inşa edilmektedir. Proje her ne kadar yönetmeliğe tamamen uygun tasarlansa da eğer üretim aşamasında projeye aykırı uygulamalar yapılırsa bugünlerde şahit olduğumuz yıkımların nicelerini görmeye devam edeceğimizi üzülerek dile getirmek zorundayız. Son yaşanan felakette görüldüğü üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde dahi hasar tespit çalışmalarına gönderecek kadar inşaat mühendisi olmaması biz inşaat mühendislerinin özellikle bizi ilgilendiren kamu alanlarında bile ne kadar az istihdama sahip olduğumuzu açıkça gözler önüne sermektedir. KPSS’de başarılı olmuş meslektaşlarımızın yerine bu konularda teknik bilgiye sahip olmayan kişiler işe alınarak belediyelerde ve kamu kuruluşlarında liyakat sorununun önüne geçilememiştir.


DOĞRU ZEMİN ETÜDÜ VURGUSU
Uygunsuz yapıların arttığı ve bunu denetlemesi gereken kişilerin de bu konuda söz sahibi olmamaları sebebiyle çarpık bir kentleşme gözlemlenmiştir. İmar planlamasında bir standart olmaması ve bitişik nizam yapıların farklı kat sayılarına sahip olmasından dolayı; söz konusu yapılar çekiçleme etkisine maruz kalır ve yıkılırlar. Bu deprem sonrasında görülmüştür ki doğru zemin etüdü yapılmadan ya da zemin etüt sonuçlarına göre tasarlanmayan yapıların, üretimi projeye uygun olarak yapılmasına rağmen; olumsuz zemin koşulları sebebi ile yıkılmaları mümkün olmaktadır. Bir yapının sadece üretiminden değil, yıkılmasının sonuçlarından da bir inşaat mühendisi kadar yapı müteahhitleri de sorumlu olmak zorundadır. Türkiye’de toplam sayısı 450 bini aşan müteahhitlerin, Avrupa’daki toplam sayıları ise 25 bini geçmemektedir. Ülkemizdeki 450 bin müteahhidin de 150 bini geçici belgeyle iş yapmaktadırlar. TMMOB’a bağlı inşaat mühendisi sayısı ise 150 bin civarlarındadır. Bu sayılar ülkede sadece inşaat mühendislerinin değil müteahhitlerin de yeterli teknik bilgiye sahip olması gerektiğini göstermektedir. Bu bilgiye sahip olamayan müteahhitlerin ise belgeleri iptal edilmek zorundadır.

“GÜNCEL YAPI STOĞU VE RİSK RAPORU YOK”
Herhangi bir yapının inşaatında, üretimin her anında en az bir adet olmak üzere yeterli sayıda inşaat mühendisi bulundurmak zorunlu olmalıdır. Bir yapının tasarlanmasında, üretilmesinde ya da denetlenmesinde yetkin bir çalışan olan mühendisin işine hiçbir rant, para ya da çıkar sebebiyle hiç kimsenin karışmaması gerekmektedir. Bunun için de en temel ve kolay çözüm biz inşaat mühendislerinin işimizi doğru ve eksiksiz yapabilmemiz için haklarımızın devlet güvencesinde olması gerekmektedir. Ülkemizde güncel herhangi bir yapı stoğu veya bina risk raporu bulunmamaktadır. Bunun anlamı ise yapılarımızın durumları ve olası depremler karşısında gösterecekleri davranışlar hiç kimse tarafından bilinmemektedir. Bu eksikliğin giderilmesi için devletimizi, ilgili bakanlıklarımızı ve belediyelerimizi ivedilikle göreve davet ediyor ve bu konuda TMMOB İnşaat Mühendisleri ile ortak çalışmaya çağırıyoruz.”

“EĞİTİM KONUSU ELE ALINMALI”
Raporda insan hayatını söz konusu olduğu meslek bölümlerinde sıralama ve kontenjan kontrol altında tutulurken, inşaat mühendisliği bölümlerinde ise sürekli kontenjanların artırıldığı ve üniversite sıralama sınırlarının belirlenmemesi nedeniyel meslek için yeterli olamayacak kişilerin de bu meslekğe girdiğinin altı çizildi. Yeterli akedemisyen ve fiziki altyapısı olmayan üniversitelirin bile inşaat mühendisliği bölümü açtığı da vurgulandı. 

(Bülten)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.