Z kuşağını saran çeyrek asırlık devlet politikası: Kore Dalgası
Z kuşağını saran çeyrek asırlık devlet politikası: Kore Dalgası
Son yıllarda K-drama, K-pop başta olmak üzere Güney Kore’ye ait yaşam alışkanlıkları tüm dünyada özellikle de Z kuşağını etkisi altına aldı. Yapılan araştırmalar, “hallyu” olarak tanımlanan “Kore Dalgası”nın, Çin ve Japonya’ya karşı ekonomik güç kazanmaya çalışan Güney Kore’nin 25 yıllık planlı bir politikası olduğunu gösteriyor.
Haber Giriş Tarihi: 23.09.2023 20:11
Haber Güncellenme Tarihi: 23.09.2023 20:11
Kaynak: Haber Merkezi
https://sehirmedya.com/
Eğitimcilerin aileleri sık sık uyardığı konulardan biri K-pop ve K- dramalar, kırtasiye ürünlerinin çeşitlerinden çocukların yemek istediği menülere, kıyafet seçimlerine, selamlaşmalarına kadar tüm sosyal kültürel yaşamlarını etki altına alıyor. Ancak “Kore Dalgası” yani “hallyu”, sadece çocuklar ve gençler olarak Z kuşağını değil 30 yaş üzeri pek çok insanı da etkilemiş durumda. Kısa süre önce Anadolu Ajansı tarafından yayınlanan ‘Kore Dalgası’ sadece ülkemizde değil dünyada baskın kültür haline gelen yumuşak bir hakimiyet sürecini ortaya koyuyor. Gazetemizin yayınlarından Derin Maarif eğitim dergisinde de akademik incelemelerden yola çıkarak yayınlanan sayfalar ortaya koyuyor ki, bu dalgaya kapılan insanlar, Güney Kore’ye ait pek çok geleneksel kültürel değeri kendi kültürlerinin yerine koymuşlar.
YENİ NESİL İÇİN ANLAŞILMAZ BİR ÖZENTİ
Güney Kore, doğusundan batısına binlerce kilometre ötedeki tüm baskın kültürlerin hükümranlığını hiçe sayarak dünyanın her noktasında etkili enstrümanıyla 18 ile 25 yaş arası bireyleri tesiri altına aldı. Özellikle Z kuşağı olarak bilinen nesil, uzak Asya'daki bu kültürü sanki kendilerine aitmiş gibi tutkuyla sahipleniyor. Asya'nın kendisine has estetik algısıyla başlayan merakla içine çeken bu kültür, müziği, dizi ve filmleri, dansları ve yemekleriyle bir nesil için anlaşılmaz bir özenti, bir nesil içinse büyük bir hayranlığı ifade ediyor.
ASA: “CİDDİ HAYRAN KİTLESİNE YAYILDI”
Sümeyye Asa’nın Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Din Sosyolojisi Bilim Dalı “Güney Kore Popüler Kültürü’nün (Hallyu) İmam Hatip Lisesi Öğrencilerine Etkisi Üzerine Bir Alan Araştırması” başlıklı tezinde anlattığı gözlemlerini oldukça kıymetli buluyorum. Asa, “Uluslararası düzeydeki yayılımını büyük ölçüde küresel hayran kültürünü oluşturan gençlere borçlu olan Hallyu, pek çok Müslüman ülkede etkili olduğu gibi Türkiye’de de on yılı aşkın bir süredir internet üzerinde sanal cemaatler olarak faaliyet gösteren ancak son birkaç yıldır görünürlüğü gittikçe artan hayran kitlesine sahiptir. Hallyu’nun Türkiye’deki yansımalarına dair en dikkat çekici sonuç; Kore Kültür Merkezi ve Sejong Enstitülerinin faaliyetleri ile desteklenen Kore Dalgası’nın, son yıllarda küresel öncülüğünü üstlenen BTS ve BLACKPINK gibi K-pop grupları sayesinde Tükiye’deki genç hayran kitlesini genişletmesidir. Bu durum, Ocak 2019’dan itibaren kamuoyunda Kore hayranlığına dair bir farkındalık ve Türkiye’deki Anti-Hallyu dalgasının ilk ciddi örneklerinin verilmesinde etkili olmuştur. Ancak dini ve milli hassasiyete sahip çevreler tarafından başlangıçta çok fazla desteklenen bu eleştiriler, zaman içerisinde tekdüze bir şekle bürünmüştür. Bu eleştirilerin hayran kitlesi üzerinde amacına tamamen ters düşen sonuçlar elde etmesinin nedeni, çoğunlukla yeni genç nesli anlamaktan çok uzak bir eleştiri üslubu kullanılması olarak tespit edilmiştir. Böylece Türkiye’deki ilk Anti-Hallyu dalgasının, bu hayranlığa dair kamuoyunda bir farkındalık oluşturmasıyla birlikte genç hayran kitlesi üzerinde hiçbir etkiye sahip olmadığı, aksine gençlerin hayranı oldukları Güney Kore popüler kültürüne daha çok bağlanmalarında etkili olduğu söylenebilir.”
GÜNEY KORE YUMUŞAK GÜÇLE DÜNYAYI SARDI
İlk bakışta sosyal medyada yayılan bir akım ya da popüler kültürün ürettiği, kendi kültüründen uzak dejenere bir popülizm ile kitleleri etkilemeye çalışan kapitalist bir ürün gibi görünse de K-Kültürü, bir devlet politikası. Bu, ayrıca tedricen belirgin bir bilinçle geliştirilen ve güncellenen, aşama aşama sempati uyandıran hatta imrendiren bir "yumuşak güç". Tarihte Çin ve Japon emperyalizmi karşısında siyasi, ekonomik ve kültürel olarak sömürgeleştirilmekten kaçamayan Güney Kore, maruz kaldığı bu durumu yeni "yumuşak gücüyle" lehine çevirmeyi başardı.
K-KÜLTÜRÜ GÜNEY KORE İÇİN ÇIKIŞ YOLU OLDU
1990'ların sonundaki Asya mali kriziyle boğuşan Güney Kore'de iktidardaki Kim Dae-jung, 1990’ların başında başlayan bu akımı çıkış yolu olarak gördü. Güney Kore, ekonomik büyümenin ana kaynağı olarak "Hallyu" olarak da adlandırılan "Kore Dalgası'na" odaklandı. Kültür ürünlerinin başta Asya olmak üzere dünyaya yayılması, Güney Kore tarafından 1990'ların sonlarına doğru fark edildi ve benimsendi. Kore kültürü üzerine araştırmalar yapan Sosyolog Dr. Alptekin Keskin, AA muhabirine, Güney Kore'nin krizi aşmak için çeşitli yollar denediğini ve kültür endüstrisi ürünlerinin değerini kavrayarak "Nasıl yatırım yapabilirim?" diye düşündüğünü söyledi. Keskin, "1997’deki Asya ekonomik krizinden sonra (Güney Kore) özellikle bunun farkına varıyor. Güney Kore için bir çıkış kapısı oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
HALLYU'NUN İLK BASAMAĞI "K-DRAMALAR"
Dünyada şöhreti son dönemde kitleselleşmiş görünse de K-Kültür'ün geçmişi 1990'lara dayanıyor. K-pop, Kore kültürünün yayılmasında mihenk taşı olarak bilinse de bu kültürün sadece bir parçası. 1992'de "I Know" adlı şarkıyla çıkış yapan "Seo Taiji and Boys", K-pop müziğinin atası kabul ediliyor ancak uzmanlar, Hallyu'nun yayılmasında ilk basamağın K-dramalar olduğunu belirtiyor. Hallyu, 1997’de "What is love?" dizisinin Çin'de 150 milyondan fazla izlenmesi ve ardından 2002’de Winter Sonata dizisinin Japonya’da yankı bulmasıyla başlıyor. "Winter Sonata" dizisi ürünlerinin satışı sadece Japonya’da 3,5 milyon doları aştı. Bu dizi, Asya'dan Türkiye'ye kadar gelerek burada da şöhrete kavuştu.
Kore drama ve müziklerinin Çin ve Japonya'da büyük ilgi uyandırmasının ardından Çin basını, 1990'larda bu akım hakkında "Hallyu" ifadesini kullanmaya başladı ve tüm dünyaya aynı adla yayıldı: Kore Dalgası. Müziğinin yanı sıra farklı dans koreografileriyle de özellikle belli bir yaş grubunun ilgisini çeken K-pop ile dünya, ilk kez H.O.T adlı grubun albümleriyle tanıştı. Erkeklerden oluşan bu grup, Kore dışında sahne alan ilk K-pop grubu oldu.
BAŞARISI DEVLET POLİTİKASINA DÖNÜŞTÜRDÜ
Doğu Asya kültürüyle ilgili çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Suk-Young Kim, K-dramaların önce Asya'ya, sonra Kuzey Amerika ve denizaşırı topluluklara yayıldığını, uluslararası film festivallerinde ödüllere layık görüldüğünü ve bu ilginin K-Pop'a yöneldiğini söyledi. Hallyu, dönemleri de 1.0, 2.0, 3.0 ve 4.0 olmak üzere dörde ayrılıyor. 1.0 dönemi olarak bilinen 1997-2007 yıllarında drama, film ve müzikler hakim oldu. Hallyu 1.0 sürecinde hükümetin politika desteğinin dolaylı yapıldığı görülürken 2.0 döneminde hükümet, K-Kültürü'nü doğrudan destekledi.
2008’de başlayan 2.0 döneminde ise müzik ve dramalara odaklanıldı. Kültür ürünleri, teknolojik gelişmelerle YouTube gibi platformlara taşındı ve Hallyu, Doğu Asya, Batı Avrupa, ABD ve Latin Amerika’da kendini göstermeye başladı. Güney Kore'de K-Kültürü üzerine saha çalışmaları yapan Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. Ferruh Mutlu Binark, Asya ekonomik krizinden sonra Kore devlet başkanlarının, Kore kültürel içeriklerinin bir tür ihracat kalemi olabileceğinin farkına vardığını kaydetti.
GENÇLER, FARKINDA OLMADAN HAYATINI KORE KÜLTÜRÜ'NE UYARLIYOR
Dünya genelinde, Kore müziği, Kore dramaları gibi kültür ürünlerini benimseyen bireyler, farkında olmadan K-Kültürü dalgasına kapılıp, yaşam tarzını ona göre şekillendiriyor. "Hallyu" girdabına kapılanlar, Kore'nin popüler dizi ve filmlerinden müziklerine, kozmetiğinden mutfak kültürüne kadar birçok konunun hayatlarına yoğun hücumuyla farkında olmadan bu yaşam tarzının içine çekiliyor; bu kültürün ürettiği hem görsel hem de işitsel ürünlerle beslenirken, sadece taşıyıcısı değil elçisine de dönüşüyorlar.
"Kültürel hegemonyayı" baskı unsuru kullanmadan dünya genelinde yaşam tarzına dönüştüren K-pop, K-drama gibi unsurlar, gençlerin yaşam tarzlarının dönüşümündeki en etkili enstrümanlardan biri olarak öne çıkıyor. Sosyal medyanın yaygın kullanımı Güney Kore kültürüne erişimi kolaylaştırdı ve kültürün yayılmasına ivme kazandırdı. Bu gelişmelerle, hayran kültürü Güney Kore dışında da etki alanını genişletti.
Dünya Kamu Diplomasisi Diyalog Merkezi kurucu ortağı ve Penn State Üniversitesinden Prof. Dr. Samuel Richard, K-pop dinleyicilerinin çoğunluğunun genç olduğunu ancak farklı yaş gruplarından da geniş bir dinleyici kitlesi bulunduğunu söyledi. Richard, katıldığı bir K-pop konserinde her yaştan insanın olduğunu ve şarkının sözlerine eşlik ettiğini belirtti. Richard, hayranlarının K-drama ve K-pop hakkındaki görüşlerini sadece çevresiyle değil, çevrim içi platformlarda dünyanın öbür ucundaki insanlarla da paylaştığını aktardı.
KORE’YE YERLEŞME HAYALİ KURUYORLAR
Genç kızlardan oluşan katılımcıların Türkiye ve Türk erkeklerine yönelik bakış açılarının olumsuz etkilendiği bu algıyla birlikte, ideal ülke ve ideal erkek imajı yeniden şekillenmektedir. Bu algının bir diğer yansıması ise katılımcıların Kore’ye gitmek için para biriktirmeleri ve Korece öğrenme çabalarıdır. Bazı öğrenciler ise Kore’de yeni bir hayat kurma, Koreli birisiyle evlenme ve hatta Korelileri Müslüman yapma gibi hayallere sahip olmaktadır.
K-drama bağımlılığı, İHL öğrencilerinin Ramazan ayı ve namaz ibadetlerini olumsuz yönde etkilemesinin yanında İslamın haram saydığı unsurlara karşı çoğunlukla kayıtsız bir tutumu beraberinde getirmektedir. Dini düşünce ve davranışların birbiriyle çeliştiği bu durumlara karşı vicdan azabı yaşadıklarını belirtmeleri ise dini kimlikleri ve ortak Hallyu kimliği arasındaki çatışmayı yansıtmakta, gelenek ve modernizm arasında sıkışıp kalan gençler için Hallyuizm, yeni bir psikolojik çatışma alanı olarak karşımızda durmaktadır.
Nihayetinde İHL öğrencilerinin K-drama bağımlılığı, gündelik hayatlarında Kore popüler ürünlerine dair alışveriş yapma, sembollerini taşıma, yemeklerini yapma, restoranlarına gitme, dergileri ve kitaplarını satın alma, Korece öğrenme ve Kore’ye gitmek için bilet parası biriktirme gibi görünen etkilere sahiptir. Ancak bunun yanında aile içi çatışmalar, ideal erkek imajının değişmesiyle birlikte evlilikten soğuma, dini tutum ve davranış çelişkisine dayanan psikolojik çatışmalar ve küresel değerlerin sessiz ve sakin bir şekilde kabul edilmesi gibi görünmeyen etkilere sahiptir.
EVLERİNİ GÜNEY KORE'YE TAŞIYORLAR
Kore dramalarına, müziğine ve yemeklerine yoğun ilgi duyan kişiler, sosyal medya aracılığıyla kilometrelerce ötedeki, aynı düşünceleri paylaştığı hayranlarla organize oluyor, hatta beğendiği "idolleri" destekleme ya da beğenmediklerini "linç etme" gibi faaliyetleri sistematik yapabiliyor. Dünyanın birçok yerinden farklı yaş gruplarından çok sayıda kişinin Kore'den etkilendiğini söyleyen Richard, "Benim yaşımdaki insanların büyük çoğunluğu K-pop'a ilgi duymuyor ama Kore kültürünün diğer unsurlarıyla ilgileniyorlar. Kore'nin sahip olduğu bu yumuşak güç hakkında oldukça büyüleyici olan şey bu." dedi.
Başka ülkelerde yaşasalar bile Güney Kore kültüründe idealize edilen şekilde hayat sürmeye çalışan hayranlar, K-dramaları izlerken bir yandan "noodle, bibimbap, tteokbokki, kimchi" yiyor, mezuniyet törenlerinde beğendiği K-pop idolleri gibi giyinip onlar gibi makyaj yapıyor, beğendiği grupların konserlerini dinlemek için kıtaları aşıyor, sosyal medyada açık artırmalarla içinde birçok mini posterin bulunduğu albümlere servet ödüyor ve hatta evini Güney Kore'ye taşıyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Z kuşağını saran çeyrek asırlık devlet politikası: Kore Dalgası
Son yıllarda K-drama, K-pop başta olmak üzere Güney Kore’ye ait yaşam alışkanlıkları tüm dünyada özellikle de Z kuşağını etkisi altına aldı. Yapılan araştırmalar, “hallyu” olarak tanımlanan “Kore Dalgası”nın, Çin ve Japonya’ya karşı ekonomik güç kazanmaya çalışan Güney Kore’nin 25 yıllık planlı bir politikası olduğunu gösteriyor.
Eğitimcilerin aileleri sık sık uyardığı konulardan biri K-pop ve K- dramalar, kırtasiye ürünlerinin çeşitlerinden çocukların yemek istediği menülere, kıyafet seçimlerine, selamlaşmalarına kadar tüm sosyal kültürel yaşamlarını etki altına alıyor. Ancak “Kore Dalgası” yani “hallyu”, sadece çocuklar ve gençler olarak Z kuşağını değil 30 yaş üzeri pek çok insanı da etkilemiş durumda. Kısa süre önce Anadolu Ajansı tarafından yayınlanan ‘Kore Dalgası’ sadece ülkemizde değil dünyada baskın kültür haline gelen yumuşak bir hakimiyet sürecini ortaya koyuyor. Gazetemizin yayınlarından Derin Maarif eğitim dergisinde de akademik incelemelerden yola çıkarak yayınlanan sayfalar ortaya koyuyor ki, bu dalgaya kapılan insanlar, Güney Kore’ye ait pek çok geleneksel kültürel değeri kendi kültürlerinin yerine koymuşlar.
YENİ NESİL İÇİN ANLAŞILMAZ BİR ÖZENTİ
Güney Kore, doğusundan batısına binlerce kilometre ötedeki tüm baskın kültürlerin hükümranlığını hiçe sayarak dünyanın her noktasında etkili enstrümanıyla 18 ile 25 yaş arası bireyleri tesiri altına aldı. Özellikle Z kuşağı olarak bilinen nesil, uzak Asya'daki bu kültürü sanki kendilerine aitmiş gibi tutkuyla sahipleniyor. Asya'nın kendisine has estetik algısıyla başlayan merakla içine çeken bu kültür, müziği, dizi ve filmleri, dansları ve yemekleriyle bir nesil için anlaşılmaz bir özenti, bir nesil içinse büyük bir hayranlığı ifade ediyor.
ASA: “CİDDİ HAYRAN KİTLESİNE YAYILDI”
Sümeyye Asa’nın Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe Ve Din Bilimleri Anabilim Dalı Din Sosyolojisi Bilim Dalı “Güney Kore Popüler Kültürü’nün (Hallyu) İmam Hatip Lisesi Öğrencilerine Etkisi Üzerine Bir Alan Araştırması” başlıklı tezinde anlattığı gözlemlerini oldukça kıymetli buluyorum. Asa, “Uluslararası düzeydeki yayılımını büyük ölçüde küresel hayran kültürünü oluşturan gençlere borçlu olan Hallyu, pek çok Müslüman ülkede etkili olduğu gibi Türkiye’de de on yılı aşkın bir süredir internet üzerinde sanal cemaatler olarak faaliyet gösteren ancak son birkaç yıldır görünürlüğü gittikçe artan hayran kitlesine sahiptir. Hallyu’nun Türkiye’deki yansımalarına dair en dikkat çekici sonuç; Kore Kültür Merkezi ve Sejong Enstitülerinin faaliyetleri ile desteklenen Kore Dalgası’nın, son yıllarda küresel öncülüğünü üstlenen BTS ve BLACKPINK gibi K-pop grupları sayesinde Tükiye’deki genç hayran kitlesini genişletmesidir. Bu durum, Ocak 2019’dan itibaren kamuoyunda Kore hayranlığına dair bir farkındalık ve Türkiye’deki Anti-Hallyu dalgasının ilk ciddi örneklerinin verilmesinde etkili olmuştur. Ancak dini ve milli hassasiyete sahip çevreler tarafından başlangıçta çok fazla desteklenen bu eleştiriler, zaman içerisinde tekdüze bir şekle bürünmüştür. Bu eleştirilerin hayran kitlesi üzerinde amacına tamamen ters düşen sonuçlar elde etmesinin nedeni, çoğunlukla yeni genç nesli anlamaktan çok uzak bir eleştiri üslubu kullanılması olarak tespit edilmiştir. Böylece Türkiye’deki ilk Anti-Hallyu dalgasının, bu hayranlığa dair kamuoyunda bir farkındalık oluşturmasıyla birlikte genç hayran kitlesi üzerinde hiçbir etkiye sahip olmadığı, aksine gençlerin hayranı oldukları Güney Kore popüler kültürüne daha çok bağlanmalarında etkili olduğu söylenebilir.”
GÜNEY KORE YUMUŞAK GÜÇLE DÜNYAYI SARDI
İlk bakışta sosyal medyada yayılan bir akım ya da popüler kültürün ürettiği, kendi kültüründen uzak dejenere bir popülizm ile kitleleri etkilemeye çalışan kapitalist bir ürün gibi görünse de K-Kültürü, bir devlet politikası. Bu, ayrıca tedricen belirgin bir bilinçle geliştirilen ve güncellenen, aşama aşama sempati uyandıran hatta imrendiren bir "yumuşak güç". Tarihte Çin ve Japon emperyalizmi karşısında siyasi, ekonomik ve kültürel olarak sömürgeleştirilmekten kaçamayan Güney Kore, maruz kaldığı bu durumu yeni "yumuşak gücüyle" lehine çevirmeyi başardı.
K-KÜLTÜRÜ GÜNEY KORE İÇİN ÇIKIŞ YOLU OLDU
1990'ların sonundaki Asya mali kriziyle boğuşan Güney Kore'de iktidardaki Kim Dae-jung, 1990’ların başında başlayan bu akımı çıkış yolu olarak gördü. Güney Kore, ekonomik büyümenin ana kaynağı olarak "Hallyu" olarak da adlandırılan "Kore Dalgası'na" odaklandı. Kültür ürünlerinin başta Asya olmak üzere dünyaya yayılması, Güney Kore tarafından 1990'ların sonlarına doğru fark edildi ve benimsendi. Kore kültürü üzerine araştırmalar yapan Sosyolog Dr. Alptekin Keskin, AA muhabirine, Güney Kore'nin krizi aşmak için çeşitli yollar denediğini ve kültür endüstrisi ürünlerinin değerini kavrayarak "Nasıl yatırım yapabilirim?" diye düşündüğünü söyledi. Keskin, "1997’deki Asya ekonomik krizinden sonra (Güney Kore) özellikle bunun farkına varıyor. Güney Kore için bir çıkış kapısı oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
HALLYU'NUN İLK BASAMAĞI "K-DRAMALAR"
Dünyada şöhreti son dönemde kitleselleşmiş görünse de K-Kültür'ün geçmişi 1990'lara dayanıyor. K-pop, Kore kültürünün yayılmasında mihenk taşı olarak bilinse de bu kültürün sadece bir parçası. 1992'de "I Know" adlı şarkıyla çıkış yapan "Seo Taiji and Boys", K-pop müziğinin atası kabul ediliyor ancak uzmanlar, Hallyu'nun yayılmasında ilk basamağın K-dramalar olduğunu belirtiyor. Hallyu, 1997’de "What is love?" dizisinin Çin'de 150 milyondan fazla izlenmesi ve ardından 2002’de Winter Sonata dizisinin Japonya’da yankı bulmasıyla başlıyor. "Winter Sonata" dizisi ürünlerinin satışı sadece Japonya’da 3,5 milyon doları aştı. Bu dizi, Asya'dan Türkiye'ye kadar gelerek burada da şöhrete kavuştu.
Kore drama ve müziklerinin Çin ve Japonya'da büyük ilgi uyandırmasının ardından Çin basını, 1990'larda bu akım hakkında "Hallyu" ifadesini kullanmaya başladı ve tüm dünyaya aynı adla yayıldı: Kore Dalgası. Müziğinin yanı sıra farklı dans koreografileriyle de özellikle belli bir yaş grubunun ilgisini çeken K-pop ile dünya, ilk kez H.O.T adlı grubun albümleriyle tanıştı. Erkeklerden oluşan bu grup, Kore dışında sahne alan ilk K-pop grubu oldu.
BAŞARISI DEVLET POLİTİKASINA DÖNÜŞTÜRDÜ
Doğu Asya kültürüyle ilgili çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Suk-Young Kim, K-dramaların önce Asya'ya, sonra Kuzey Amerika ve denizaşırı topluluklara yayıldığını, uluslararası film festivallerinde ödüllere layık görüldüğünü ve bu ilginin K-Pop'a yöneldiğini söyledi. Hallyu, dönemleri de 1.0, 2.0, 3.0 ve 4.0 olmak üzere dörde ayrılıyor. 1.0 dönemi olarak bilinen 1997-2007 yıllarında drama, film ve müzikler hakim oldu. Hallyu 1.0 sürecinde hükümetin politika desteğinin dolaylı yapıldığı görülürken 2.0 döneminde hükümet, K-Kültürü'nü doğrudan destekledi.
2008’de başlayan 2.0 döneminde ise müzik ve dramalara odaklanıldı. Kültür ürünleri, teknolojik gelişmelerle YouTube gibi platformlara taşındı ve Hallyu, Doğu Asya, Batı Avrupa, ABD ve Latin Amerika’da kendini göstermeye başladı. Güney Kore'de K-Kültürü üzerine saha çalışmaları yapan Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. Ferruh Mutlu Binark, Asya ekonomik krizinden sonra Kore devlet başkanlarının, Kore kültürel içeriklerinin bir tür ihracat kalemi olabileceğinin farkına vardığını kaydetti.
GENÇLER, FARKINDA OLMADAN HAYATINI KORE KÜLTÜRÜ'NE UYARLIYOR
Dünya genelinde, Kore müziği, Kore dramaları gibi kültür ürünlerini benimseyen bireyler, farkında olmadan K-Kültürü dalgasına kapılıp, yaşam tarzını ona göre şekillendiriyor. "Hallyu" girdabına kapılanlar, Kore'nin popüler dizi ve filmlerinden müziklerine, kozmetiğinden mutfak kültürüne kadar birçok konunun hayatlarına yoğun hücumuyla farkında olmadan bu yaşam tarzının içine çekiliyor; bu kültürün ürettiği hem görsel hem de işitsel ürünlerle beslenirken, sadece taşıyıcısı değil elçisine de dönüşüyorlar.
"Kültürel hegemonyayı" baskı unsuru kullanmadan dünya genelinde yaşam tarzına dönüştüren K-pop, K-drama gibi unsurlar, gençlerin yaşam tarzlarının dönüşümündeki en etkili enstrümanlardan biri olarak öne çıkıyor. Sosyal medyanın yaygın kullanımı Güney Kore kültürüne erişimi kolaylaştırdı ve kültürün yayılmasına ivme kazandırdı. Bu gelişmelerle, hayran kültürü Güney Kore dışında da etki alanını genişletti.
Dünya Kamu Diplomasisi Diyalog Merkezi kurucu ortağı ve Penn State Üniversitesinden Prof. Dr. Samuel Richard, K-pop dinleyicilerinin çoğunluğunun genç olduğunu ancak farklı yaş gruplarından da geniş bir dinleyici kitlesi bulunduğunu söyledi. Richard, katıldığı bir K-pop konserinde her yaştan insanın olduğunu ve şarkının sözlerine eşlik ettiğini belirtti. Richard, hayranlarının K-drama ve K-pop hakkındaki görüşlerini sadece çevresiyle değil, çevrim içi platformlarda dünyanın öbür ucundaki insanlarla da paylaştığını aktardı.
KORE’YE YERLEŞME HAYALİ KURUYORLAR
Genç kızlardan oluşan katılımcıların Türkiye ve Türk erkeklerine yönelik bakış açılarının olumsuz etkilendiği bu algıyla birlikte, ideal ülke ve ideal erkek imajı yeniden şekillenmektedir. Bu algının bir diğer yansıması ise katılımcıların Kore’ye gitmek için para biriktirmeleri ve Korece öğrenme çabalarıdır. Bazı öğrenciler ise Kore’de yeni bir hayat kurma, Koreli birisiyle evlenme ve hatta Korelileri Müslüman yapma gibi hayallere sahip olmaktadır.
K-drama bağımlılığı, İHL öğrencilerinin Ramazan ayı ve namaz ibadetlerini olumsuz yönde etkilemesinin yanında İslamın haram saydığı unsurlara karşı çoğunlukla kayıtsız bir tutumu beraberinde getirmektedir. Dini düşünce ve davranışların birbiriyle çeliştiği bu durumlara karşı vicdan azabı yaşadıklarını belirtmeleri ise dini kimlikleri ve ortak Hallyu kimliği arasındaki çatışmayı yansıtmakta, gelenek ve modernizm arasında sıkışıp kalan gençler için Hallyuizm, yeni bir psikolojik çatışma alanı olarak karşımızda durmaktadır.
Nihayetinde İHL öğrencilerinin K-drama bağımlılığı, gündelik hayatlarında Kore popüler ürünlerine dair alışveriş yapma, sembollerini taşıma, yemeklerini yapma, restoranlarına gitme, dergileri ve kitaplarını satın alma, Korece öğrenme ve Kore’ye gitmek için bilet parası biriktirme gibi görünen etkilere sahiptir. Ancak bunun yanında aile içi çatışmalar, ideal erkek imajının değişmesiyle birlikte evlilikten soğuma, dini tutum ve davranış çelişkisine dayanan psikolojik çatışmalar ve küresel değerlerin sessiz ve sakin bir şekilde kabul edilmesi gibi görünmeyen etkilere sahiptir.
EVLERİNİ GÜNEY KORE'YE TAŞIYORLAR
Kore dramalarına, müziğine ve yemeklerine yoğun ilgi duyan kişiler, sosyal medya aracılığıyla kilometrelerce ötedeki, aynı düşünceleri paylaştığı hayranlarla organize oluyor, hatta beğendiği "idolleri" destekleme ya da beğenmediklerini "linç etme" gibi faaliyetleri sistematik yapabiliyor. Dünyanın birçok yerinden farklı yaş gruplarından çok sayıda kişinin Kore'den etkilendiğini söyleyen Richard, "Benim yaşımdaki insanların büyük çoğunluğu K-pop'a ilgi duymuyor ama Kore kültürünün diğer unsurlarıyla ilgileniyorlar. Kore'nin sahip olduğu bu yumuşak güç hakkında oldukça büyüleyici olan şey bu." dedi.
Başka ülkelerde yaşasalar bile Güney Kore kültüründe idealize edilen şekilde hayat sürmeye çalışan hayranlar, K-dramaları izlerken bir yandan "noodle, bibimbap, tteokbokki, kimchi" yiyor, mezuniyet törenlerinde beğendiği K-pop idolleri gibi giyinip onlar gibi makyaj yapıyor, beğendiği grupların konserlerini dinlemek için kıtaları aşıyor, sosyal medyada açık artırmalarla içinde birçok mini posterin bulunduğu albümlere servet ödüyor ve hatta evini Güney Kore'ye taşıyor.
Devamı yarın
( Canan Güleç )
En Çok Okunan Haberler