SON DAKİKA
Hava Durumu

MASA'NIN ŞARKISI

Yazının Giriş Tarihi: 24.03.2023 22:34
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.03.2023 22:34

Sultan-ı Yegâhşiirini bilirsiniz, hani Atilla İlhan’ın “Tutuklunun Günlüğü” kitabındaki en güzel şiirlerinden biridir

Rahmetli Atilla İlhan bu şiiri 12 Mart darbesinin zulmünü, idamlarını eleştirmek için yazıyor

Şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
nemli yumuşaklığı tende denizden gelen âhın
gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
Yansıyan yaslı gülüşmelerdir karasevdalı suda
bülbüller kırılır umutsuzluktan yalnızlık korusunda
eylem dağılmış gönül tenha çalgılar kış uykusunda
ölümün tartışılmazlığı nihayet anlaşılsa da
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
Bir başkasının yaşantısıdır dönüp arkamıza baksak
çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak
su yasak rüzgâr yasak açık kapılar yasak
belki bu karanlıkta yasakları yasaklasak
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
ATİLLA İLHAN

Nur Yoldaş bu şiiri plak yapıyor, sene 1980 yani yine darbe, yine zulüm, yine idamlar var gündemde

Ama bu plak darbenin TRT’sinde hit oluyor, neredeyse her gün bu parça çalınıyor

Yani dokuz yıl önceki askeri darbeye kahreden şiir-şarkı, halefinin 1980’deki darbesinde TRT’de, radyolarda, teyplerde, pikaplarda, sokakta, sahnelerde, turnelerde bangır bangır.

Deniz Tipigil’in “Düşün-ü-yorum Dergisi”nde yayınlanan röportajında Yoldaş’ın öğrencisi Opr. Dr. Ercan Çakır o günleri şöyle anlatıyor: “Atilla İlhan’ın evine gittik o dönem.  Ben, Nur (Yoldaş) ve Ergüder Hoca beraber… Sohbet çok güzel giderken birdenbire Atilla İlhan ‘Yaaa arkadaş, sizdeki nasıl bir cesarettir, nasıl bir yürektir ha! Böyle bir cesaret! Hem de böyle bir dönemde! Pes! Ben Sultan-ı Yegâh’ı 12 Mart darbesini eleştirmek için yazmıştım’ dedi. 12 Eylül’ün hemen sonrasındayız ya… ‘Allah’tan hiç kimse anlamadı. Şimdiye kadar anlamadılarsa artık anlamazlar’ der

Şarkının bu hikayesini hatırladığımda aklıma 6+1+1 masa geldi
Masanın gerçek müdürü PKK ve FETÖ iken, masada PKK ile mücadele için gelen tezkereye HAYIR denmişken, masada ÖZERKLİK kararı alınmış, ortak anayasa yapılmışken, Kandil her hafta masaya ve masanın adayı Kemal Bey’e destek açıklarken, CHP’li emekli paşalar ıslak imzalı “HDP’ye bakanlık verilmeli” derken, masa koro halinde Demirtaş ve Kavalaya özgürlük  KHK’lılara af ilan etmişken 
Masa üyesi sözüm ona Milliyetçilerin, Ülkücülerin Kemalistlerin, Yurtseverlerin, muhafazakârların tüm bunları duymadan, anlamadan sadece “Erdoğan gitsin” şarkısını son ses dinlemeleri bana bu hikâyeyi hatırlattı 

Arada “Erdoğan gitsin” şarkısının sesi azaltıldığında uyananlar oluyor elbette ama onların itirazı da şarkının sesi artırılana kadar sürüyor

Ha tamam bu sefer uyandılar diyorsunuz ama inanın bu süre çok kısa bir süre alıyor, Meral Hanım masadan kalkıp sandalyesini alıp iki gün küsüyor, İP liler coşuyor, Meral Hanım bir kadının duymayacağı bir sürü küfür yiyor, kadın haklarından geçinen sanatçılar Meral Hanım için “sifonu çek” diyerek kadına bakışlarını açık ediyor, Meral Hanım  üçüncü gün yine aynı sandalyeyle Kandil’in masasına oturuyor mesela

Ardından İP’in “Ülkücülerinden” Yavuz Ağıralioğlu sahne alıyor hah tamam diyorsun bu arkadaş geçte olsa fark etti oyunu
Bu kadar yaşanmışlığı hiç bilmiyor gibi, bunlar sırmış gibi, sanki masanın müdürü PKK’nın sesi Fatma Kurtulan "İYİ Parti, size söylüyorum: Size rağmen, içinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK'ya içinde gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi. Şu an koltuklarınızda HDP'nin oylarıyla oturuyorsunuz" derken Yavuz Ağıralioğlu su içmeye çıkmışta bunları duymamış gibi, aklı yeni başına gelmiş gibi rol kesmiyor mu vallahi bunların akıl sağlığından endişe ediyorum

Sultan-ı yegâha dönelim yine, plak “Altın Plak” ödülünü alıyor darbe yıllarında, konserler yapılıyor hatta bir konserde Ankara veya Antalya konserinde tüm kuvvet komutanları konsere katılarak en ön sırada parçayı alkışlıyor
Hatta konser bitiminde darbeyi eleştiren Sultan-i Yegah parçası bir kez daha çalınıyor alkışlar eşliğinde

Düşünün masada Kemalistler, Yurtseverler, Ülkücüler, Milliyetçiler, Muhafazakârlar var masa özerlik kararı alıyor, PKK ile mücadeleye HAYIR diyor, Suriye’den Irak’tan çekilme sözü veriyor nasılda iki olay birbirine benziyor değil mi?

Sultan-ı Yegâha dönelim yine, TRT birdenbire Sultan-ı Yegâh’ı yayından kaldırıyor. Hepsinde “Sonunda farkına mı vardılar acaba?” endişesi… Ama öyle değilmiş meğer
Kaldırma gerekçesini makam adının yanlış okunması olarak gösteriyorlar. ‘Doğru adı Sultan-i Yegâh’tır, ondan kaldırdık’ diyorlar.

Dönelim masaya (ki masadakiler sürekli dönüp duruyor ama aynı yere oturuyor)
Şimdi masadakilerde HDP ile ittifakı kaldırsalar ama gerekçe olarak sadece birkaç harfi gösterseler ve HDP yerine YSGP (Yeşiller Sol ve Gelecek partisi) deseler masa rahat bir nefes alarak özerklik, Suriye’den Irak’tan çekilme, yeni anayasa v.s oyunlarına devam eder mi? elbette eder.

Selam ve Saygıyla

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.