Türkiye'nin tüm şehirlerinde ve ilçe merkezlerinde Millet Bahçeleri kuruluyor malum.

Son deprem gösterdi ki afet bölgelerinde öncelikle barınmanın sağlanması için çadır ve konteyner yerlerinin oluşturulması altyapılarının sağlanması gerekiyor.
Büyük Anadolu Depremi diye adlandırılan Kahramanmaraş merkezli 11 ilde yıkıma yol açan depremin üzerinden iki hafta geçti ve hala konteyner kentler çadır kent bölgelerinde bir takım eksikler ekipler tarafından geceli gündüzlü çalışmalarla giderilmeye çalışılıyor.

 
Tam da bu noktada aslında bugünden Millet Bahçeleri inşa edildi ya da ediliyor. Tartışmaya mahal vermeden bu park ve bahçelere konteyner kent altyapıları da kurulsa ve olası bir durumda kullanılmak üzere hazır tutulsa olmaz mı?

Allah göstermesin bu tür bir barınma ihtiyacı olduğunda toprağın altında duran altyapıya bağlantı dakikasında yapılarak çok daha hızlı bir şekilde bu ihtiyaçlar karşılanabilir.
 
Zaten oralara bina yapılmayacak, günü geldiğinde de muhtemelen bu tür durumlarda da kullanılacak. Altyapısı hazır şekilde planlayıp ya da yapılanlara altyapı ekleyerek ciddi bir zaman kaybını bugünden önlemiş olmaz mıyız?
 
Hem de şu an belediyeler en büyüğünü yapma yarışındayken, zaten bir masraf yapılıyor, konteyner kent altyapısı da kurulur ve böylece en azından o anlamda da bir hazırlık tamamlanmış olur. Bugüne kadar tartışmalara neden olan toplanma yerleri vs gibi bir tartışmada ortadan kalkmış olur.

 
Yetmez ama evet!
 
Önceki dönem Osmangazi Meclis Üyesi Cemil Aydın ağabey yıllardır ısrarla bir konuyu gündeme taşıyor. Malum Bursa’nın ana arterlerle ilgili bir sıkıntısı var. Bütün Bursa'nın ulaşımı neredeyse Acemler Kavşağı’na kilitleniyor. Onun dışındaki tek alternatif de çevreyolu olarak görünüyor.

Buradaki konu trafikten öteye bir konu. Tam olarak ulaşım emniyeti. 

Cemil ağabey bir mesaj attı. Diyor ki, “Büyük ve yıkıcı bir deprem sonrasında metropol şehir Bursa için en önemli mesele bugünkü haliyle ulaşımdır. Ters (T) şeklindeki tek ana artere alternatif bulamazsak her türlü desteğin zamanında şehir içine ulaşması çok zor olacaktır.
Şehrin doğu, batı ve kuzey girişleri çöktüğünde, tıkandığında tam bir kaos ortamı ile karşı karşıya kalabiliriz. Mevcut köy yolları yetmeyebilir. Bunun için hiç vakit kaybetmeden yapılması gereken yeni bir "Ulaşım Master Planı" tüm yerel dinamiklerce değerlendirilerek şehir girişleri alternatif güzergahlarla çoğaltılmalıdır. Bunun yanında yıllardır ifade ettiğimiz gibi Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’nın Ata Bulvarı’na bağlanması acilen gerçekleşmelidir.
Çelebi Mehmet Bulvarı’nın bir an önce tamamlanarak Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’na bağlanması da şehir içi ulaşımda rahatlık sağlayacaktır.”

Geçtiğimiz günlerde Büyükşehir Belediye Başkanının basın mensuplarıyla olan toplantısında, başkanın da bu yönde bir eğiliminin olduğunu gördük. Fay hatlarının imar planlarına işlenmesi ile belli bölgelerde imarların iptal edileceğini aktardı. Bugüne trafik ve ulaşım konusunda onlarca proje üretildi ancak tabi hızla büyüyen Bursa’da yeterli olmuyor. Burada depremle bir kez daha görüldü ki ulaşım noktasında alternatif ana arterler yapılması daha da elzem bir hale geldi. Bundan sonraki süreçte Bursa’nın en önemli gündemlerinden biri hiç kuşkusuz ulaşım güvenliği olacak.

Evet trafikte güzel rakamlar geliyor. Hedefe doğru bir gidişat var. Ulaşım konusunda da önemli adımlar var ve orada da yeni yeni yatırımlarla sonuç alınacak kuşkusuz.

Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’nın Ata Bulvarı’na acilen bağlanması önemli bir adım olacak. Yeter mi? Daha fazlası da gerekir.  Ama oldukça etkili bir adım olur.