Ramazan’ın manevi havası coğrafyamızı kaplamış durumda. Akşam saatlerine doğru sokaklarda, evlerde, caddelerde, fırınların önünde, şarküterilerde ya da bir lokantada,iftar çadırında ya da bir iftar davetinde o tatlı telaş ne kadar hoş öyle değil mi? 

İftar ve Ramazan kültürel olarak da toplumdan kabul gören bir zaman dilimi. İftar saati mesela zorunlu olmayan kimseyi görmezsiniz sokaklarda.  
İftar sofrası oruç tutana da tutmayana da açıktır çünkü. Ve iftar sofrasının keyfi başka sofraların keyfinden çok ötedir. 
Pideler çorbalar… gelsinyemekler gitsin tatlılar. Çaysızda olmaz çerezsiz de…  

Sakinleştikten sonra ortalık birer çay daha içmek var. Telaşa ve güzellik sahurla devam eder. 
Ve Ramazanla birlikte baharı kucaklıyoruz.  Meyve bahçeleri rengarenk çiçeklerini açtı, kırlarda papatyalar açmaya başladı. Kır çiçekleri o muhteşem görüntüleriyle baharı selamlıyor adeta. 

Hızlı yaşam içinde belki fark etmiyoruz ama dünya uyanıyor, tabiat uyanıyor ve baharın tüm renkleri bugünlerde bizi izliyor. Fırsat bulursanız parklara kırlara koşun. Ormana göle denize koşun. 
Bahar heyecan veriyor. Canlılık veriyor coşku veriyor insana. Şu son iki yılın izlerini atmak için de iyi gelecektir. Orman kokusu, bahar kokusu, toprak kokusu çiçek kokusu…

Öyle güzel günler ki pide kokusu kır çiçeklerinin kokularıyla harmanlanıyor.