SON DAKİKA
Hava Durumu

NE İRAN NE ABD

Yazının Giriş Tarihi: 04.08.2022 20:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.08.2022 20:29

Saddam Hüseyin 30 Aralık 2006’da Bağdat’ta, işgalci ABD’liler tarafından idam edilmiştir. İdam günü aslında Kurban Bayramı idi. Ancak işgalciler ve onun yerli işbirlikçileri bayram gününü idama engel saymamışlardır. ABD işgaline Sünni Arap nüfus ağırlıklı Irak şehirleri direnmiş, ancak Şii Arap nüfusu ağırlıklı şehirler ABD işgaline karşı direnmemişlerdir. Iraklı Kürtler ve Bedir Tugayları (Ayetüllah El-Hekim’e bağlı) ise doğrudan silahlı güç olarak ABD işgaline yardım etmişlerdir.
Saddam Hüseyin 13 Aralık 2003’de memleketi Tikrit yakınlarında saklandığı bir çiftlikte yakalanmıştır. ABD işgalcileri bir Kürdü mahkeme başkanı tayin etmişlerdir. Göstermelik bir yargılamadan sonra Saddam idam edilmiştir. İdam için görevlendirilmiş olanlar, idam esnasında “Yaşasın Mukteda Sadr” diye bağırmışlardır. Bu bağırma aynı zamanda Mukteda hizbinin işgalcilerle iş birliği yaptığını da göstermiştir. ABD, Saddam’ın infazını doğrudan Mukteda hizbine bırakmıştır. Onlarda, idam esnasında sevinç gözyaşları içinde liderlerinin adını bağırmışlardır.


Mukteda Sadr, Saddam Hüseyin tarafından suikast ile öldürüldüğü ileri sürülen Ayetüllah Muhammed Sadık Bakır Es-Sadr’ın 4. Oğlu olarak 1974’te dünyaya gelmiştir. İki abisi de aynı suikast ile öldürülmüştür. Baba Sadr’ın bilinen özellikleri arasında milliyetçi söylemleri olması ve Saddam yönetimine karşı sessizliği seçen Ayetüllah Ali Sistani’ye muhalefet etmesidir. Yine Mükteda, Saddam tarafından idam edilen Ayetüllah Muhammed Bakır Es-Sadr’ın damadıdır. Libya lideri Muammer Kaddafi tarafından faili meçhul ile öldürüldüğü ileri sürülen ve Lübnan Şii/Emel örgütünü kuran Musa Sadr ise Mukteda Sadr’ın yeğenidir. İlmiye sınıfı içinde üst seviyede bir yeri olan Sadr ailesinden gelmesine rağmen Mukteda, yeterli ilahiyat eğitimi almamış ve müçtehit olarak kabul edilmemiştir. Ancak günümüzde Mukteda Sadr’ın taraftarı olan kitle büyük ölçüde babasından kalan siyasi bir mirastır. (Taylan Çökenoğlu, AA, 30-05-2018)
Mukteda, Irak’ta gücünü halk desteğinden daha çok “Mehdi Ordusu” adıyla oluşturduğu silahlı milis kuvvetine borçludur. Mukteda bu silahlı gücü ise ABD işgal döneminde 2003’te kurmuştur. Irak’ta Şii hizipler içinde ABD’ye en çok muhalif olarak bilinen Mukteda hizbinin vurucu gücü, Mehdi Ordusunu ABD zamanında kurması ve Saddam’ın idam edildiği tarihe kadar ABD ile bir sorun yaşamamış olması dikkat çekicidir.


Ancak Mukteda, ABD işgali esnasında ara sıra ABD işgalini protesto gösterileri yapmıştır. Gösteriler esnasında yaygın olmasa da ölümle sonuçlanan çatışmalar olmuştur. Mukteda konuşmalarında, ABD’nin o dönem başkanı olan George W. Bush’u, Emevi Halifesi Yezid’e benzetip eleştirmiştir. Zor durumda kalınca Kufe camisine sığınmış, diğer Şii hiziplerin aracılık etmesiyle Kufe’den İran/Kum’a taşınmıştır. Böylece işgalciler taarfından Mehdi Ordusunun ezilmesi engellenmiş sorun ertelenmiştir.


Sadr hizbi, çalışmaları için daha çok Lübnan Emel’i (sonraki adıyla Hüzbüllah) örnek almıştır. Halkın günlük sıkıntıları, sağlık, eğitim, beslenme, barınma vb. ile ilgilenip çözmeye çalışmıştır. Bu çalışmalar hizbin taraftar kitlesini arttırıp kalıcı hale getirmiştir.


İran taraftarlığı ile bilinen Nuri El-Maliki döneminde Mehdi ordusu sıkıntılı bir dönem yaşamıştır. Mukteda, Maliki’yi yolsuzluk ve istibdat ile suçlamıştır. Maliki ise Mukteda’yı mezhepçilikle suçlamıştır. Maliki’nin mezhepçi politikasına muhalefet eden Anbar halkını desteklemiş ve Anbarlıların çabasını “Irak’ın Arap Baharı” saymıştır. İran/Irak savaşında, İran tarafında savaşmış olan Bedir Tugaylarının Maliki’ye destek olması, rakip Mehdi Ordusunu yeni arayışlara itmiş ve muhalif bir odak durumuna getirmiştir. İran yönetimi ise Bedir Tugaylarını/Maliki’yi tercih etmiştir. Böylece bu bloka karşı iktidar mücadelesi veren (Sünnilere karşı daha mutedil bir söylemi olan) Mukteda ister istemez İran’a karşı daha mesafeli hale gelmiştir. 2021’de yapılan genel seçimlerde Mukteda hizbi birinci blok olarak çıkınca siyasi gücü artmıştır. ABD işgalinden sonra Irak’a dönen Mukteda seçim dönemi gelince Irak Komünist Partisi ve diğer seküler hizipler ile seçim ittifakı yapacağını ilan etmişti. Buna karşılık İran Eski Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti ise “Irak’ı hiçbir liberalin ve komünistin yönetmesine izin vermeyiz” diyerek Irak üzerindeki hakimiyetlerini ortaya koymuştur.


 Mukteda’nın geldiği siyasi çizgiyi “ABD’nin düşmanı ve İran’ın eski dostu” olarak özetleyenler vardır. Mukteda oldukça pragmatist bir anlayışa sahiptir. Ancak geçen zaman rakiplerine karşı onu daha güçlendirmiştir. Son günlerde Fars yanlısı Maliki/Bedir Tugayları vb. Şii hiziplerin başbakan adayları Muhammed Şiya Es-Sudani’ye karşı Mukteda hizbinin Bağdat başta olmak üzere pek çok şehirde başlattığı eylemler iktidar mücadelesinin yeni bir safhasıdır. Eylemler de ABD’nin yanı sıra İran aleyhine de yazılan/atılan sloganlar haber olmaktadır. ABD’nin Irak’ı işgal ederek altın tepsi içinde sunduğu İran’a karşı Irak’ın en büyük Şii hizbi muhalif durumuna gelmiştir. Başta can ve mal güvenliğinin olmayışı, ulaşım, haberleşme, petrol, doğalgaz, su, gıda gibi temel malların, hizmetlerin yokluğundan Irak halkı önemli ölçüde işgalcisi İran’ı sorumlu görmektedir. İran, elinin ulaştığı, Lübnan, Suriye, Yemen vb. ülkeler gibi Irak’ı da bölmüş, hayatı halk için çekilmez hale getirmiştir. Mukteda hizbi, Irak’ta Sünni Arap blokundan sonra en büyük İran muhalifi cephe durumuna gelmiştir. Irak için çare ne İran ne ABD olmuştur.
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.