Son yıllarda toplumların sosyokültürel yapılarında gözlemlenen değişimlerle birlikte aile yapılarında da köklü dönüşümler yaşandığı dikkat çekiyor. Geleneksel geniş aile modelinden çekirdek aileye geçiş süreci pek çok bölgede tamamlanmışken, günümüzde artık yeni bir tartışma konusu gündemde:
Haber Giriş Tarihi: 11.05.2025 16:19
Haber Güncellenme Tarihi: 11.05.2025 16:20
Kaynak:
Ramazan Gültaş
Sosyologlar, demografik verilerin analizleri ve toplumsal dinamikleri inceleyerek bu dönüşümün nedenlerine ve sonuçlarına dair çeşitli teoriler öne sürüyor. TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) 2023 yılına ait Aile İstatistikleri Raporu’na göre, Türkiye’de 2020 yılında %70 oranında olan çekirdek ailelerin oranı 2022 itibarıyla %65’e gerilemiş durumda. Bu düşüş, bireysel yaşam tarzlarının artışı, yalnız yaşayan bireylerin sayısındaki yükseliş ve evlilik oranlarındaki azalış ile doğrudan ilişkilendirilmekte.
Araştırmalara göre, dünyanın önde gelen şehirlerinde giderek daha fazla insan yalnız yaşamayı tercih ediyor; bu da solo hane halkının yaygınlaşmasını beraberinde getiriyor. Örneğin, Avrupa’da İsveç, Danimarka ve Almanya gibi ülkelerde yalnız yaşayanların oranı %30’ları aşmış durumda. Benzer şekilde ABD’de de bekar bireylerin ve evli olmadan birlikte yaşayan çiftlerin sayılarında ciddi bir artış görülüyor.
Peki bu değişimin temel sebepleri neler? Uzmanlara göre, ekonomik kaygılar ve kariyer odaklı bir hayat tarzı, bireyselleşmeyi hızlandıran ana faktörlerden biri. Özellikle büyük şehirlerde hayat pahalılığı nedeniyle genç bireylerin uzun yıllar aileleriyle birlikte yaşamaya devam etmesi veya aynı evi paylaşarak masrafları azaltması daha yaygın hale geliyor. Bununla birlikte dijitalleşme ve sosyal medya gibi modern iletişim araçlarının yaygınlaşması, bireylerin daha bağımsız yaşam biçimlerini benimsemelerinde rol oynuyor.
Bu dönüşüm, sadece yaşam tarzlarını değil, aynı zamanda geleneksel aile kavramına dair algıları da değiştiriyor. "Seçimli akrabalıklar" olarak adlandırılan arkadaş gruplarının bir tür aile modeli gibi işlev görmesi, son yıllarda akademik çalışmalarda sıkça vurgulanmakta. Bazı insanlar, biyolojik akrabalar yerine sosyal bağlarla tercih ettikleri bireylerle dayanışma içinde yaşamayı seçer hale geliyor.
Türkiye’de ise durum farklı boyutlarıyla değerlendiriliyor. Ebeveynlerle birlikte yaşayan yetişkin bireylerin oranı giderek artarken, boşanma oranlarının yükselmesi sonucunda tek ebeveynli aileler de yaygınlaşıyor. Ayrıca çocuk sahibi olmaksızın birlikte yaşamayı tercih eden çiftlerin sayısında artış kaydedildiği ifade ediliyor. Bu değişimler, aile politikalarının da yeniden şekillenmesini gerektiriyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Aile yapısı değişiyor
Son yıllarda toplumların sosyokültürel yapılarında gözlemlenen değişimlerle birlikte aile yapılarında da köklü dönüşümler yaşandığı dikkat çekiyor. Geleneksel geniş aile modelinden çekirdek aileye geçiş süreci pek çok bölgede tamamlanmışken, günümüzde artık yeni bir tartışma konusu gündemde:
Sosyologlar, demografik verilerin analizleri ve toplumsal dinamikleri inceleyerek bu dönüşümün nedenlerine ve sonuçlarına dair çeşitli teoriler öne sürüyor. TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) 2023 yılına ait Aile İstatistikleri Raporu’na göre, Türkiye’de 2020 yılında %70 oranında olan çekirdek ailelerin oranı 2022 itibarıyla %65’e gerilemiş durumda. Bu düşüş, bireysel yaşam tarzlarının artışı, yalnız yaşayan bireylerin sayısındaki yükseliş ve evlilik oranlarındaki azalış ile doğrudan ilişkilendirilmekte.
Araştırmalara göre, dünyanın önde gelen şehirlerinde giderek daha fazla insan yalnız yaşamayı tercih ediyor; bu da solo hane halkının yaygınlaşmasını beraberinde getiriyor. Örneğin, Avrupa’da İsveç, Danimarka ve Almanya gibi ülkelerde yalnız yaşayanların oranı %30’ları aşmış durumda. Benzer şekilde ABD’de de bekar bireylerin ve evli olmadan birlikte yaşayan çiftlerin sayılarında ciddi bir artış görülüyor.
Peki bu değişimin temel sebepleri neler? Uzmanlara göre, ekonomik kaygılar ve kariyer odaklı bir hayat tarzı, bireyselleşmeyi hızlandıran ana faktörlerden biri. Özellikle büyük şehirlerde hayat pahalılığı nedeniyle genç bireylerin uzun yıllar aileleriyle birlikte yaşamaya devam etmesi veya aynı evi paylaşarak masrafları azaltması daha yaygın hale geliyor. Bununla birlikte dijitalleşme ve sosyal medya gibi modern iletişim araçlarının yaygınlaşması, bireylerin daha bağımsız yaşam biçimlerini benimsemelerinde rol oynuyor.
Bu dönüşüm, sadece yaşam tarzlarını değil, aynı zamanda geleneksel aile kavramına dair algıları da değiştiriyor. "Seçimli akrabalıklar" olarak adlandırılan arkadaş gruplarının bir tür aile modeli gibi işlev görmesi, son yıllarda akademik çalışmalarda sıkça vurgulanmakta. Bazı insanlar, biyolojik akrabalar yerine sosyal bağlarla tercih ettikleri bireylerle dayanışma içinde yaşamayı seçer hale geliyor.
Türkiye’de ise durum farklı boyutlarıyla değerlendiriliyor. Ebeveynlerle birlikte yaşayan yetişkin bireylerin oranı giderek artarken, boşanma oranlarının yükselmesi sonucunda tek ebeveynli aileler de yaygınlaşıyor. Ayrıca çocuk sahibi olmaksızın birlikte yaşamayı tercih eden çiftlerin sayısında artış kaydedildiği ifade ediliyor. Bu değişimler, aile politikalarının da yeniden şekillenmesini gerektiriyor.
(Ramazan Gültaş)
Kaynak: Ramazan Gültaş
En Çok Okunan Haberler