Akciğer kanserinde tarama yöntemleri hayat kurtarıyor

Uzmanlar, özellikle risk grubundaki bireylerin tarama programlarına katılmasının hayat kurtarabileceğini vurguluyor.

Akciğer kanseri genellikle erken evrede belirti vermez. Bu nedenle, hastaların çoğu, kanser ilerledikten sonra teşhis alır. Erken teşhis edilen vakalarda, cerrahi müdahale, radyoterapi ve immünoterapi gibi tedavi seçenekleri daha etkili olurken, ileri evrede bu tedavi yöntemleri sınırlı bir başarı sağlayabilir.

American Cancer Society tarafından yapılan bir araştırmaya göre, erken evrede teşhis edilen akciğer kanseri vakalarının 5 yıllık hayatta kalma oranı %60’a kadar çıkarken, bu oran ileri evrede sadece %5-10 arasında kalıyor.

Tarama Yöntemleri ve Bilimsel Veriler

Düşük dozlu bilgisayarlı tomografi, akciğer kanserinin erken teşhisi için en etkili yöntemlerden biridir. 2020 yılında yapılan National Lung Screening Trial (NLST) çalışmasında, LDCT yöntemiyle düzenli tarama yapılan bireylerde akciğer kanserine bağlı ölüm oranlarının %20 azaldığı tespit edilmiştir.

Geleneksel yöntemler olan göğüs röntgeni ve balgam sitolojisi, akciğer kanserini teşhis etmede hala kullanılmakla birlikte, düşük hassasiyetleri nedeniyle erken teşhis için yetersiz kalabilir.

Son yıllarda geliştirilen biyomarker testleri, kan veya diğer vücut sıvılarında akciğer kanserine işaret eden biyolojik göstergeleri tespit etmek için kullanılıyor. Bu yöntemler, özellikle LDCT ile birleştirildiğinde teşhis sürecini hızlandırabilir.

   Journal of Thoracic Oncology dergisinde yayımlanan 2021 tarihli bir çalışmaya göre, tarama programlarına katılan bireylerin %70’inden fazlasında kanser erken evrede teşhis edilmiştir. Bu durum, tedavi başarısını ve hastanın yaşam süresini belirgin şekilde artırmaktadır.

(Fatma Hatun Altıkardeş)