Alzheimer’da beslenme yaşam kalitesini yükseltiyor

Ketojenik diyet, yüksek yağ, orta düzeyde protein ve düşük karbonhidrat içeriğiyle beyin için enerji metabolizmasında sıra dışı bir mekanizma sunar. Normal şartlarda beyin, enerjisini büyük oranda glukozdan elde ederken, ketojenik diyet sayesinde glukozun yerini keton cisimcikleri alır. Bilim insanları, Alzheimer hastalarında glukoz metabolizmasının bozulduğu durumlarda bu alternatif enerji kaynağının beyin hücrelerini daha etkin bir şekilde besleyebileceğini ifade etmektedir. Ketojenik diyetin temel özelliği olan düşük karbonhidrat alımı, bir yandan iltihaplanmayı azaltırken diğer yandan oksidatif stresle mücadeleye destek olmaktadır. Bu faktörler, Alzheimer hastalığında belirgin olan nörodejeneratif sürecin yavaşlamasına katkı sağlayabilir.

Uluslararası sağlık otoriteleri ve akademik çevreler tarafından desteklenen yeni araştırma bulgularına göre ketojenik diyet sadece beyin fonksiyonlarının iyileştirilmesine değil, aynı zamanda hastaların günlük yaşam aktivitelerindeki performansını artırmaya da yardımcı olabilmektedir. Örneğin, yürütülen klinik çalışmalarda ketojenik diyet uygulayan Alzheimer hastalarının hafıza testlerinde daha iyi sonuçlar aldığı ve motor becerilerinde ilerleme kaydettiği gözlemlenmiştir. Bunun yanında bu diyetin Alzheimer ile bağlantılı depresyon ve anksiyete belirtilerini hafifletme potansiyeli üzerinde de durulmaktadır.

Beslenmenin Alzheimer üzerindeki etkileri elbette sadece ketojenik diyetle sınırlı değildir. Omega-3 yağ asitleri, antioksidanlar ve vitaminlerle zenginleştirilmiş bir diyetin düzenli olarak uygulanmasının beyin sağlığını desteklediği bilinmektedir. Ayrıca, işlenmiş gıda tüketiminin azaltılması ve doğal içeriklere yönelinmesi bu tür hastalıkların ilerleyişine karşı güçlü bir bariyer oluşturabilir. Uzmanlar, hastaların bireysel ihtiyaçlarını dikkate alarak uygun beslenme stratejileri geliştirilmesi gerektiğinin altını çizmektedir.

(Dilvin Altıkardeş)