Alzheimer’dan toplumsal şiddete hepsinin arkasında beyin iltihabı var
Alzheimer’dan toplumsal şiddete hepsinin arkasında beyin iltihabı var
Alzheimer hastalığı, dünya genelindeki bireylerin davranışlarının nörodejeneratif bir belirtisidir. Uzun yıllardır bilim insanlarının, kökenini keşfettikleri, yeni beyin iltihabı (iltihaplanma) ile Alzheimer arasında güçlü bir tedavi olabileceğini ortaya koyuyor. Beyinde ortaya çıkan bu üreme, yaşamın ilerlemesinde ve belirtilerin şiddetlenmesinde önemli bir rol oynayabilir. Bu bulgular, Alzheimer'a karşı yeni tedavi tedavilerinin geliştirilmesine de ışık sağlıyor.
Haber Giriş Tarihi: 14.09.2024 16:04
Haber Güncellenme Tarihi: 14.09.2024 16:05
Kaynak:
Sercan USLUBAŞ
Alzheimer hastalığı, genellikle amiloid beta plakları ve tau protein düğümleri adı verilen anormal protein birikimleriyle genişletilir. Ancak son zamanlarda yapılan araştırmalarda, bu biyolojik işaretlerin yanı sıra, beyin iltihabının da bölgesel bölgelerinde kilitlenen bir rolün oynandığı gösteriliyor. Nature Neuroscience dergisinde yayımlanan bir bilim adamı, Alzheimer hastalarının beyinlerindeki tedaviyi belirteçlerinin yüksek olduğunu tespit etti. Bu iltihabi büyümelerin, beyindeki ölümlerin neden olduğu ve ilerlemesini hızlandırdığı belirtildi.
Araştırmalar, beyindeki sağlık sistemi olan mikrogliaların , Alzheimer hastalarında aşırı aktif hale gelerek sağlıklı beyin dokusuna zarar verebileceğini ortaya koyuyor. Normalde mikroglialar, beyni patojenlere karşı korur ve ölü temizlikleri temizler, ancak Alzheimer'da bu tedaviyi arttırır, beyin dokusuna zarar verir.
İltihaplanmanın kökeninde hem genetik faktörler hem de yaşam tarzı unsurları rol oynar. Genetik çalışmalar , özellikle TREM2 adı verilen bir genin Alzheimer hastalığıyla bağlantılı olduğu görülmektedir. TREM2, mikrogliaların düzenleyicileri ve bu gendeki mükemmeller, bu hücrelerin hücresel yetilerini artırmasına neden olabilir.
Yaşam tarzı da beyin oluşumunda etkilidir. Düşük fiziksel aktivite, sağlıksız beslenme ve kronik stres , tedavinin genel performansını artırarak Alzheimer riskini yükseltebilir. Ayrıca obezite, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıklar, hastalığın tetiklenmesiyle ortaya çıkar.
Bu bulgular, Alzheimer'ın tedavisi için yeni umutlar doğurmuştur. Beyin fonksiyonlarını yavaşlatmak veya belirtilerini hafifletmek için önemli bir adım olabilir. İltihaplanma sistemi , mikrogliaların aşırı aktif hale gelmesini engelleyerek, beyin dokusunu topluyor. Örneğin, nonsteroidal antiinflamatuarların (NSAID'ler) , yağın azaltılmasında kullanılabilir, ancak bu ilaçların Alzheimer üzerindeki etkileri henüz tam olarak kanıtlanmamıştır.
Bununla birlikte anti-inflamatuar bitkilere sahip bazı doğal şekiller de umut verici sonuçlar göstermektedir. Kurkumin (zerdeçal), omega-3 yağ asitleri ve resveratrol gibi listelerde, cinselliği azaltıcı etkileri olduğu ve bu sayede Alzheimer riskini azaltabileceği ileri sürülmektedir. Bu doğal maddeler üzerinde yapılan çalışmalar, genel bakış açısından büyük potansiyele işaret ediyor.
Birçok üniversite ve araştırma merkezi, Alzheimer hastalığı ve beyindeki iltihaplar arasındaki çeşitliliği incelemeye devam ediyor. ABD'deki Harvard Tıp Fakültesi tarafından sağlanan geniş kapsamlı bir çalışma, Alzheimer hastalarının beyin dokularında yüksek düzeyde aktivite belirtisi tespit etti. Bu beyin iltihabının amiloid beta plaklarının oluşumundan önce başladığı ve bireysel erken evrelerde rol oynadığı öne sürüldü.
Bunun yanı sıra, Almanya'daki Max Planck Nörobiyoloji Enstitüsü araştırmacıları, beyin iltihabının Alzheimer hastalarının sinirlerine zararları önleyebilecek olası değişiklikleri test ediyor. Fareler üzerinde yapılan deneylerde, belirli anti-inflamatuar lezyonların beyin iltihaplarını önemli ölçüde genişlediği ve tedavi edilebilir olduğu görülmektedir.
Türkiye'de Alzheimer hastalığıyla ilgili her geçen gün devam etmektedir. Türkiye Alzheimer Derneği'nin istikrarına göre, ülkelerde 600 binden fazla Alzheimer hastası bulunuyor ve bu sayı her yıl artış gösteriyor. Türkiye'deki bilim insanları da Alzheimer ve beyin iltihabı arasındaki ilişki üzerine çalışmalar yapmaktadır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Alzheimer’dan toplumsal şiddete hepsinin arkasında beyin iltihabı var
Alzheimer hastalığı, dünya genelindeki bireylerin davranışlarının nörodejeneratif bir belirtisidir. Uzun yıllardır bilim insanlarının, kökenini keşfettikleri, yeni beyin iltihabı (iltihaplanma) ile Alzheimer arasında güçlü bir tedavi olabileceğini ortaya koyuyor. Beyinde ortaya çıkan bu üreme, yaşamın ilerlemesinde ve belirtilerin şiddetlenmesinde önemli bir rol oynayabilir. Bu bulgular, Alzheimer'a karşı yeni tedavi tedavilerinin geliştirilmesine de ışık sağlıyor.
Alzheimer hastalığı, genellikle amiloid beta plakları ve tau protein düğümleri adı verilen anormal protein birikimleriyle genişletilir. Ancak son zamanlarda yapılan araştırmalarda, bu biyolojik işaretlerin yanı sıra, beyin iltihabının da bölgesel bölgelerinde kilitlenen bir rolün oynandığı gösteriliyor. Nature Neuroscience dergisinde yayımlanan bir bilim adamı, Alzheimer hastalarının beyinlerindeki tedaviyi belirteçlerinin yüksek olduğunu tespit etti. Bu iltihabi büyümelerin, beyindeki ölümlerin neden olduğu ve ilerlemesini hızlandırdığı belirtildi.
Araştırmalar, beyindeki sağlık sistemi olan mikrogliaların , Alzheimer hastalarında aşırı aktif hale gelerek sağlıklı beyin dokusuna zarar verebileceğini ortaya koyuyor. Normalde mikroglialar, beyni patojenlere karşı korur ve ölü temizlikleri temizler, ancak Alzheimer'da bu tedaviyi arttırır, beyin dokusuna zarar verir.
İltihaplanmanın kökeninde hem genetik faktörler hem de yaşam tarzı unsurları rol oynar. Genetik çalışmalar , özellikle TREM2 adı verilen bir genin Alzheimer hastalığıyla bağlantılı olduğu görülmektedir. TREM2, mikrogliaların düzenleyicileri ve bu gendeki mükemmeller, bu hücrelerin hücresel yetilerini artırmasına neden olabilir.
Yaşam tarzı da beyin oluşumunda etkilidir. Düşük fiziksel aktivite, sağlıksız beslenme ve kronik stres , tedavinin genel performansını artırarak Alzheimer riskini yükseltebilir. Ayrıca obezite, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalıklar, hastalığın tetiklenmesiyle ortaya çıkar.
Bu bulgular, Alzheimer'ın tedavisi için yeni umutlar doğurmuştur. Beyin fonksiyonlarını yavaşlatmak veya belirtilerini hafifletmek için önemli bir adım olabilir. İltihaplanma sistemi , mikrogliaların aşırı aktif hale gelmesini engelleyerek, beyin dokusunu topluyor. Örneğin, nonsteroidal antiinflamatuarların (NSAID'ler) , yağın azaltılmasında kullanılabilir, ancak bu ilaçların Alzheimer üzerindeki etkileri henüz tam olarak kanıtlanmamıştır.
Bununla birlikte anti-inflamatuar bitkilere sahip bazı doğal şekiller de umut verici sonuçlar göstermektedir. Kurkumin (zerdeçal), omega-3 yağ asitleri ve resveratrol gibi listelerde, cinselliği azaltıcı etkileri olduğu ve bu sayede Alzheimer riskini azaltabileceği ileri sürülmektedir. Bu doğal maddeler üzerinde yapılan çalışmalar, genel bakış açısından büyük potansiyele işaret ediyor.
Birçok üniversite ve araştırma merkezi, Alzheimer hastalığı ve beyindeki iltihaplar arasındaki çeşitliliği incelemeye devam ediyor. ABD'deki Harvard Tıp Fakültesi tarafından sağlanan geniş kapsamlı bir çalışma, Alzheimer hastalarının beyin dokularında yüksek düzeyde aktivite belirtisi tespit etti. Bu beyin iltihabının amiloid beta plaklarının oluşumundan önce başladığı ve bireysel erken evrelerde rol oynadığı öne sürüldü.
Bunun yanı sıra, Almanya'daki Max Planck Nörobiyoloji Enstitüsü araştırmacıları, beyin iltihabının Alzheimer hastalarının sinirlerine zararları önleyebilecek olası değişiklikleri test ediyor. Fareler üzerinde yapılan deneylerde, belirli anti-inflamatuar lezyonların beyin iltihaplarını önemli ölçüde genişlediği ve tedavi edilebilir olduğu görülmektedir.
Türkiye'de Alzheimer hastalığıyla ilgili her geçen gün devam etmektedir. Türkiye Alzheimer Derneği'nin istikrarına göre, ülkelerde 600 binden fazla Alzheimer hastası bulunuyor ve bu sayı her yıl artış gösteriyor. Türkiye'deki bilim insanları da Alzheimer ve beyin iltihabı arasındaki ilişki üzerine çalışmalar yapmaktadır.
(Sercan Uslubaş)
Kaynak: Sercan USLUBAŞ
En Çok Okunan Haberler