Anoreksiya nervoza, ciddi bir sağlık sorunu olarak pek çok kişiyi etkileyen bir yeme bozukluğudur. Genellikle ergenlik çağı ve genç yetişkinlik döneminde ortaya çıkan bu durum, kişinin kilo alma kaygısıyla normalden çok daha az beslenmesine neden olur ve tehlikeli boyutlara ulaşabilen kilo kaybına yol açar.
Haber Giriş Tarihi: 22.06.2025 12:46
Haber Güncellenme Tarihi: 22.06.2025 12:46
Kaynak:
Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
Son araştırmalar, anoreksiya nervozanın yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda biyolojik ve genetik faktörlerle de bağlantılı olduğunu göstermektedir. Uzmanlar, özellikle bireyin beyin yapısındaki bazı farklılıkların bu rahatsızlığın gelişiminde önemli rol oynayabileceğini vurguluyor. Genetik yatkınlığı olan bireylerde yeme bozukluğu geliştirme riskinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Hastalığın en belirgin belirtilerinden biri, kişinin normal kilosunda olmasına veya düşük kilolu olmasına rağmen kendini şişman hissetmesidir. Bu durum, bireylerde yoğun bir şekilde diyet yapma, yemek yeme miktarını kısıtlama veya aşırı egzersiz yapma gibi davranışların ortaya çıkmasına neden olur. Tedavi edilmediği takdirde anoreksiya nervoza, beslenme yetersizliklerine, kalp rahatsızlıklarına, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve hatta hayatı tehdit edici durumlara yol açabilir.
Uzmanlar, erken teşhisin kritik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. Ailelerin ve çevredekilerin bireylerdeki belirtileri fark etmeleri ve bir uzmana yönlendirmeleri, tedavi sürecine erken başlanmasına olanak tanıyabilir. Günümüzde anoreksiya nervoza tedavisinde multidisipliner yaklaşımlar tercih edilmektedir. Bu tedavilerde psikolojik destek, beslenme planlaması ve gerekirse ilaç kullanımı bir arada uygulanır.
Yapılan güncel bir çalışmada, psikoterapötik müdahalelerle birlikte uygulanan aile temelli terapi yöntemlerinin özellikle genç bireylerde olumlu sonuçlar verdiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle bireye özel bir tedavi planı oluşturulması önerilmektedir.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Anoreksiya nervoza ciddi bir sağlık tehdididir
Anoreksiya nervoza, ciddi bir sağlık sorunu olarak pek çok kişiyi etkileyen bir yeme bozukluğudur. Genellikle ergenlik çağı ve genç yetişkinlik döneminde ortaya çıkan bu durum, kişinin kilo alma kaygısıyla normalden çok daha az beslenmesine neden olur ve tehlikeli boyutlara ulaşabilen kilo kaybına yol açar.
Son araştırmalar, anoreksiya nervozanın yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda biyolojik ve genetik faktörlerle de bağlantılı olduğunu göstermektedir. Uzmanlar, özellikle bireyin beyin yapısındaki bazı farklılıkların bu rahatsızlığın gelişiminde önemli rol oynayabileceğini vurguluyor. Genetik yatkınlığı olan bireylerde yeme bozukluğu geliştirme riskinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.
Hastalığın en belirgin belirtilerinden biri, kişinin normal kilosunda olmasına veya düşük kilolu olmasına rağmen kendini şişman hissetmesidir. Bu durum, bireylerde yoğun bir şekilde diyet yapma, yemek yeme miktarını kısıtlama veya aşırı egzersiz yapma gibi davranışların ortaya çıkmasına neden olur. Tedavi edilmediği takdirde anoreksiya nervoza, beslenme yetersizliklerine, kalp rahatsızlıklarına, bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve hatta hayatı tehdit edici durumlara yol açabilir.
Uzmanlar, erken teşhisin kritik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. Ailelerin ve çevredekilerin bireylerdeki belirtileri fark etmeleri ve bir uzmana yönlendirmeleri, tedavi sürecine erken başlanmasına olanak tanıyabilir. Günümüzde anoreksiya nervoza tedavisinde multidisipliner yaklaşımlar tercih edilmektedir. Bu tedavilerde psikolojik destek, beslenme planlaması ve gerekirse ilaç kullanımı bir arada uygulanır.
Yapılan güncel bir çalışmada, psikoterapötik müdahalelerle birlikte uygulanan aile temelli terapi yöntemlerinin özellikle genç bireylerde olumlu sonuçlar verdiği gözlemlenmiştir. Bu nedenle bireye özel bir tedavi planı oluşturulması önerilmektedir.
(Fatma Hatun Altıkardeş)
Kaynak: Fatma Hatun ALTIKARDEŞ
En Çok Okunan Haberler